Geri

   

 

 

 

İleri

 

38- (Üzerine Dayanıp Yaslanması İçin) Kendisine Yastık Atılan Kimse Bâbı

6351 Ebû Kılâbe şöyle demiştir: Bana Ebû'l-Melîh haber verip şöyle dedi: Ben senin baban Zeyd ile beraber Abdullah ibn Amr (radıyallahü anh)'ın yanına girdik. O bize şöyle tahdîs etti: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e benim oruç tutuşum zikredilmiş. Bu sebeble benim yanıma girdi. Ben de O'na, içi hurma ağacının lifleriyle doldurulmuş deriden bir yastık attım. Kendisi yer üzerine oturdu da o yastık benimle kendisi arasında kaldı. Rasûlüllah bana:

— "Her aydan üç gün oruç tutman sana kâfi gelmiyor mu?" buyurdu.

Ben:

— Yâ Rasûlallah (bundan daha çoğuna gücüm yeter)! dedim.

— " (Öyleyse her aydan) beş gün tut!" buyurdu. Ben:

— Yâ Rasûlallah (bundan çoğuna da gücüm yeter)! dedim.

— " (Her aydan) yedi gün oruç tut!" buyurdu. Ben:

— Yâ Rasûlallah (daha fazlasına gücüm yeter)! dedim.

— " (Her aydan) dokuz gün oruç tut!" buyurdu. Ben:

— Yâ Rasûlallah (daha çoğuna gücüm yeter)! dedim.

— " (Her aydan) onbir gün oruç tut!" buyurdu. Ben:

— Yâ Rasûlallah (bundan çoğuna güç yetiririm)! dedim.

— "Dâvûd Peygamber'in orucundan fazla oruç yoktur, o da senenin yarısıdır: Bir gün oruç tutmak, bir gün tutmamaktır" buyurdu.

6352 İbrâhîm en-Nahaî şöyle demiştir: Alkame Şam'a gitti, (Şam'daki) mescide varıp iki rek'at namaz kıldı da:

— Allah'ım! Bana burada iyi bir meclis arkadaşı ihsan eyle! diye duâ etti.

Sonra Ebu'd-Derdâ'nın yanına varıp oturdu. Ebu'd-Derdâ ona:

— Sen kimlerdensin? diye sordu. Alkame:

— Küfe ahâlîsindendim (oradan geldim)! diye cevâb verdi. Ebu'd-Derdâ:

Rasûlüllah'ın sırrının (gizli haberlerinin) sahibi olan ve kendisinden başkası o sırdan bilmeyen kimse, yani Huzeyfe, sizin içinizde değil mi? Yâhud Allah'ın, Rasülü'nün diliyle, yani duası üzerine şeytânın şerrinden kurtardığı kimse, yani Ammâr, sizin içinizde değil mi? Yâhud Rasûlüllah'ın misvak ve yastığının sahibi olup bunları taşıyan kimse, yani İbn Mes'ûd, sizin içinizde değil mi? Abdullah ibn Mes'ûd "Ve'l-leyli izâ yağşâ ve'n-nehâri izâ tecellâ"dan sonrasını nasıl okurdu? dedi.

Alkame:

— "Ve'z-zekeri ve'l-ünsâ" şeklinde okur (onun kıraatinde "Ve mâ halaka" yoktur), dedi.

Ebu'd-Derdâ:

— Şu Şamlılar bana "Ve mâ halaka'z-zekerâ ve'l-ünsâ" kırâatinde ısrar ediyorlar, en sonu beni Rasûlüllah'tan işitmiş olduğum kıraatten şübheye düşürmeye yaklaşıyorlar! Dedi.