16- Erkeklerin Kadınlara, Kadınların da Erkeklere Selâm Vermeleri Bâbı6321 Bize İbnu Ebî Hazım, babası Ebû Hazım Seleme ibn Dînâr'dan tahdîs etti ki, Sehl ibn Sa'd (radıyallahü anh): — Biz cumua günleri sevinir, ferahlanırdık, dedi. Ebû Hazım dedi ki: Ben Sehl’e: — Cumua günleri niçin sevinir ferahlanırdınız? diye sordum. Sehl: — Bizim ihtiyar bir hanım ninemiz vardı. O Medîne'de Sâide oğulları yurdundaki bir kuyuya insan gönderirdi. -Buhârî'nin üstadı Abdullah ibn Mesleme: Metindeki "Budâa"yı, Medine'deki bir hurma bustânına diye tefsir etmiştir.- O yaşlı kadın silk (yani çöğündür) bitkisinin köklerinden alırdı da, onları bir çömleğe atar, bir mikdâr da arpa ezerdi. Biz cumua namazını kıldığımız zaman gider, o ninemize selâm verirdik. O da bizlere, pişirdiği bu yemeği takdîm ederdi. Biz de bu yemekten dolayı sevinir, ferahlanırdık. biz gündüz uykusunu ve gündüz yemeğimizi ancak cumuadan sonra yapardık, diye cevâb verdi. 6322 Bize Ma'mer ibn Râşid, ez-Zuhrî'den; o da Ebû Seleme Abdurrahmân'dan haber verdi ki, Âişe (r. anha) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — "Yâ Âişe! Şu (yanımdaki) Cibril'dir, o sana selâm okuyor!" buyurdu. Âişe dedi ki: Ben de: — Ona da selâm ve Allah'ın rahmeti olsun! - Rasûlüllah'ı kasdederek- Sen bizim görmediğimiz şeyleri görüyorsun! dedim. Bu hadîsi ez-Zuhrî'den rivayet etmekte Ma'mer'e, Şuayb mutâbaat etmiştir. Yûnus ile en-Nu'mân ibn Râşid ez-Zuhrî'den rivayetlerinde "Ve berekâtuhu ( = Ve Allah'ın bereketleri)" kısmını da söylemişlerdir. |