Geri

   

 

 

 

İleri

 

97- Bir Adamın Diğer Birine "Ihse' (Yıkıl Git)” Sözü Bâbı

6242- Bize Ebu'l-Velîd tahdîs etti. Bize Selm ibnu Zerîr tahdîs etti: Ben Ebû Recâ'dan işittim. Ben İbn Abbâs radıyallahü anhüma'tan, şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) İbnu Sâid adındaki kâhin çocuğa:

— "Ben senin için gönlümde birşey gizledim, o nedir?" dedi. O:

— "Duh"dur, diye cevâb verdi.

Rasûlüllah:

— "Ihse (Sus, yıkıl git)!" buyurdu.

6243 ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Salim ibn Abdillah haber verdi; ona da babası Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) şöyle haber vermiştir: Omer ibnu'l-Hattâb, Rasûlüllah'ın beraberinde sahâbîlerinden bir topluluk içinde İbn Sayyâd denilen bir kâhinin bulunduğu tarafa doğru gittiler. Nihayet onu (Ensâr'dan) Mağale oğulları'nın kalesi içinde çocuklarla oynarken buldular. İbn Sayyâd, o günlerde henüz erlik çağına ermeye yaklaşmıştı. Bu genç kâhin, Rasûlüllah'i bilemedi, nihayet Rasûlüllah onun sırtına eliyle hafifçe vurduktan sonra:

— "Benim Allah'ın Rasûlü olduğuma şehâdet eder misin?" deyince, hemen Rasûlüllah'a baktı ve:

— Senin Ümmîlerin Rasûlü olduğuna şehâdet ederim, dedi. Bundan sonra İbn Sayyâd:

— Sen benim Allah'ın Rasûlü olduğuma şehâdet eder misin? dedi. Peygamber onun suâline cevâb vermeyip, onu eliyle itti ve sonra:

— "Ben Allah 'a ve Allah'ın hakk rasûllerine îmân ettim" dedi. Bundan sonra İbn Sayyâd'a:

— "Düşte, törede ne görüyorsun?" diye sordu. O da:

— Bana doğru haber de gelir, yalan haber de gelir, dedi. Rasûlüllah:

— "Senin üzerine iş karıştırılmıştır" buyurdu.

Rasûlüllah ona:

— "Ben senin için gönlümde birşey sakladım?" dedi, (O: Nedir? dedi. Zihninde Duhân Sûresi'ni hatırlamıştı).

İbn Sayyâd:

— Gönlündeki "Duh"tur, diye cevâb verdi. Rasûlüllah:

— "Sus, yıkıl git! Haddini tecâvüz etme!" buyurdu. Omer:

— Yâ Rasûlallah! Bana onun hakkında izin verir misin ki, onun boynunu vurayım! dedi.

Rasûlüllah;

— "Eğer bu Deccâl ise sen onun üzerine musallat kılınmazsın (yani onu vurmağa me'mûr değilsin). Eğer Deccâl değil ise, onu öldürmekte senin için hiçbir hayır yoktur!" buyurdu.

6244- Salim şöyle dedi: Ben yine Abdullah ibn Omer'den işittim, şöyle diyordu: Rasûlüllah bundan sonra bir kerre de Ubeyy ibn Ka'b el-Ensârî ile beraber İbn Sayyâd'ın bulunduğu hurmalığı kasdederek gittiler. Nihayet Rasûlüllah hurmalığa girince hurma gövdeleriyle saklanıp gizlenmeye başladı. Böylece İbn Sayyâd kendisini görmeksizin ondan birşeyler işitmek istiyordu. İbn Sayyâd ise hurmalıkta kendisine âid bir kadîfe içinde, döşeği üzerinde yatmakta idi. Kadife hırka içinde genizden gelen hafif bir ses, bir hırıltı vardı. Tam bu sırada ibn Sayyâd'ın annesi, hurma gövdeleriyle korunmakta olan Peygamber'i gördü de İbn Sayyâd'a:

— Ey Safi! İşte Muhammed geldi! diye seslendi.

Safi, İbn Sayyâd'ın adıdır. İbn Sayyâd, bulunduğu yatma hâline son verip sustu. Rasûlüllah yanındakilere:

— "Şu kadın oğlunu o hâlde bıraksaydı ibn Sayyâd saçma sözleri ve tabiî olmayan halleriyle size ne mâl olduğunu beyân ederdi" buyurdu.

6245- Salim şöyle dedi: Abdullah ibn Omer şöyle dedi: Bir kerresinde Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) insanlar içinde ayağa kalktı, (Allah'a hamdedip) lâyık olduğu sıfatlarla Allah'ı övdü. Bundan sonra Deccâl'i zikredip şöyle buyurdu:

— "Ben sizleri kesin surette onun şerrlerinden sakındırırım. Peygamberlerden herbir peygamber, muhakkak kavmine Deccâl'den haber verip korkutmuştur. Nûh Peygamber de muhakkak kavmine ondan haber verip sakındırmıştır. Lâkin ben size bunun hakkında hiçbir peygamberin bilsinler diye kendi kavmine söylemediği bir vasfını söyleyeceğim: Deccâl şaşıdır (kötü kılavuzdur), Allah ise şaşı değildir (insanları doğru yola irşâd eyler)".

Ebû Abdillah el-Buhârî: "Hase'tu'l-Kelbe", "Köpeği uzaklaştırdım"; "Hâsiîn" (el-Bakara: 65; el-A'râf: 165)"Uzaklaştırılanlar" ma'nâsınadır, dedi.