27- İnsanların Hayvanlara Merhamet Ve Şefkat Göstermeleri (nin Fazileti) Bâbı6076 Mâlik ibnu'l-Huveyris (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bizler yaşça birbirine yakın gençler topluluğu olarak Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e geldik ve O'nun yanında yirmi gece kaldık. Peygamber bizim ailelerimizi özlediğimizi anladı da geride kimleri bıraktığımızı bize sordu, biz de kendisine haber verdik. Peygamber gayet ince yürekli, hassas ve çok merhametli idi. Bize: — "Haydin (kendi ailelerinizin yanına) dönünüz, onlara (dîni) öğretiniz, söyleyecek şeyleri onlara söyleyip emrediniz. Beni nasıl namaz kılar gördüyseniz, öylece namaz kılınız. Namaz vakti geldiğinde içinizden biri size ezan okusun, en büyüğünüz de size imâm olsun" buyurdu. 6077 Bana İmâm Mâlik, Ebû Bekr el-Mahzûmî'nin âzâdlısı olan Sumeyy'den; o da Ebû Salih'ten; o da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den şöyle tahdîs etti: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Bir adam bir yolda yürüyüp giderken susuzluğu arttı. Orada bir kuyu buldu ve hemen o kuyuya inip suyundan içti. Sonra çıktı. Adam orada bir köpekle karşılaştı ki, hayvan susuzluktan dilini çıkarıp soluyor, yaş toprağı yalıyordu. Bu yolcu (kendi kendine): — Yemin olsun bana ulaşan susuzluğun benzeri şiddetli bir susuzluk bu hayvana da ulaşmış, dedi (hayvana acıdı). Sonra kuyuya indî de ayakkabısının içine su doldurdu. Sonra kuyudan çıkarmak için ayakkabısını ağzıyle tuttu, onu dışarı çıkarıp köpeği suladı. Bundan dolayı Allah o kula mükâfat verdi ve onun günâhlarını mağfiret eyledi." Sahâbîler: — Yâ Rasûlallah! Hayvanları sulamakta bize ecir var mıdır? dediler. Rasûlüllah: — " (Evet, kendisinde hayât olan) her yaş ciğeri sulamakta ecir vardır" buyurdu. 6078 Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kalkıp namaza durmuştu. Biz de O'nunla beraber namaza durmuştuk. (Câhil) Bedevî bir Arab namaz içinde iken: — Allah'ım, bana ve Muhammed'e rahmetini ihsan et, bizden başka hiç kimseye rahmet etme! diye duâ etti. Peygamber selâm verince o bedevî Arab'a hitaben: — "Sen genişi (yânı Allah'ın geniş rahmetini) daralttın" buyurdu. Peygamber bu sözüyle "Benim rahmetim ise herşeyi kuşatmıştır... " (el-A'râf: 156) kavlinde zikredilen Allah'ın geniş rahmetini kasdediyordu. 6079 en-Nu'mân ibn Beşîr (radıyallahü anh) şöyle diyordu: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Bütün mü'minleri birbirlerine merhamette, mahabbette, lütuf ta ve yardımlaşma hususlarında sanki bir vücûd misâli görürsün! O vücûdun bir organı hastalanınca, vücûdun diğer kısımları birbirlerini hasta organın elemine -uykusuzlukla harekete- ortak olmaya çağırırlar." 6080 Bize Ebû Avâne, Katâde'den; o da Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh)'ten tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "İslâm camiasından bir müslümân bir ağaç diker de onun mahsûlünden bir insan, yahut bir hayvan yerse, muhakkak o yenilen şey, ağacı diken kimse için bir sadaka olur". 6081 Zeyd ibn Vehb tahdîs edip şöyle demiştir: Ben Cerîr ibn Abdillah el-Becelî (radıyallahü anh)'den işittim, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Merhamet etmeyen kimseye merhamet olunmaz" buyurmuştur. |