Geri

   

 

 

 

İleri

 

68- Saçın Kıvırcık Olması Bâbı

5961 Rabîa, Enes ibn MâIik (radıyallahü anh)'ten işitmiştir, o şöyle diyordu: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) çok uzun boylu da değil, kısa da değildi. Rengi (kireç gibi istenmeyen) duru beyaz da değil, kara yağız da değildi. Saçları (Sudanlılar gibi) kıvırcık ve kısa değildi, (Hindliler gibi) düz ve uzun da değildi (O, mu'tedil sarkık saçlı idi). Allah O'nu kırkıncı yaşının başında peygamber olarak gönderdi. Peygamber olarak on sene Mekke'de, on sene de Medine'de ikaamet etti. Allah O'nu, başında ve sakalında yirmi tane beyaz saç bulunmayarak ömrünün altmışıncı senesinin başında vefat ettirdi.

5962- Bize Mâlik ibn İsmâîl tahdîs etti. Bize İsrâîl ibn Yûnus tahdîs etti ki, dedesi Ebû İshâk şöyle demiştir: Ben el-Berâ ibn Âzib'den işittim: Ben kırmızı bir takım elbise içinde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den daha güzel bir kimse görmedim, diyordu.

 (el-Buhârî dedi ki:) Arkadaşlarımın bâzısı (yani Ya'kûb ibn Sufyân) şeyhim Mâlik ibn İsmâîl'den: "Peygamber'in başının saçı (sarktığı zaman) omuzlarına yakın uzun olup orayı döver dururdu" tarzında söylemiştir.

Ebû İshâk Amr es-Subey'î: Ben bu hadîsi el-Berâ'dan birçok defalar tahdîs ederken işittim. O bu hadîsi her tahdîs ettiğinde muhakkak güldü, demiştir.

Şu'be: "Peygamber'in saçları kulak memelerine kadar ulaşırdı" sözünde Ebû İshâk'a mutâbaat etmiştir.

5963 Bize Mâlik, Nâfi'den; o da Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) 'den şöyle haber verdi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Bana bir gece ru'yâmda kendim Ka'be'nin yanında gösterildi ve orada esmer erkeklerden görmekte bulunduklarının en güzeli olan esmer bir adam gördüm ki, yine görmekte olduklarının en güzeli nev'inden bol bir saçı vardı, saçlarını yeni taramış olup henüz su akıtıyordu, iki adama yahut iki adamın omuzlarına dayanarak Ka'be'yi tavaf ediyordu. Ben:

— Bu kimdir? diye sordum.

— Bu, Meryem'in oğlu İsâ Mesih'tir, denildi.

Bir de başının saçı çok kıvırcık, sağ gözü şaşı, sanki emsalinin arasından dışa doğru fırlamış bir üzüm tanesi gibi olan birisiyle karşılaştım ve:

— Bu kimdir? dedim.

— Bu, Mesîh Deccâl'dir, denildi".

5964 Bize Katâde tahdîs etti: Bize Enes (radıyallahü anh): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in saçları iki omuzlarını döver dururdu, diye tahdîs etti.

5965 Bize Hemmâm ibn Yahya, Katâde'den; o da Enes ibn MâIik (radıyallahü anh)'ten: Peygamber'in saçları iki omuzunu döver dururdu, diye tahdîs etti.

5966 Katâde şöyle demiştir: Ben, Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh)'e Rasûlüllah'ın saçlarından sordum da Enes şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın saçları düz ve çok uzun da değil, kıvırcık ve kısa da değildi; O'nun saçları kulaklarıyle omuzu arasında idi.

5967 Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in elleri iri ve kalın idi. Ben O'ndan önce de, sonra da (güzellikte) onun benzerini görmedim. Peygamber'in saçları kıvırcık da değil, düz de değil; ikisi arası bir kıvamda idi.

5968 Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in iki eli ve iki ayağı kalındı, güzel yüzlü idi. Ben O'ndan önce de, O'ndan sonra da güzellikte O'nun benzerini görmedim. Peygamber'in iki avucu (hilkaten veya ikramca) açık idi.

5969 Bize Hemmâm ibn Yahya, Katâde'den; o da Enes ibn Mâlik'ten yahut bir adamdan; o da Ebû Hureyre'den tahdîs etti.

5970- Ebû Hureyre (radıyallahü anh): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) iki ayağı kalın ve güzel yüzlü idi; ben O'ndan sonra O'nun gibisini görmedim, demişti.

5971- Râvî Hişâm ibn Yûsuf es-San'ânî, Ma'mer ibn Râşid'den; o da Katâde'den; o da Enes'ten: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in iki ayakları iri ve kalın, iki elleri de iri ve kalın idi, diye söylemiştir.

5972- Ebû Hilâl Muhammed ibn Suleym de şöyle dedi: Bize Katâde, Enes'ten…

5973- yahut Câbir ibn Abdillah'tan: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in iki eli ve iki ayağı iri ve kalın idi, ben O'ndan sonra O'nun benzerini görmedim, şeklinde tahdîs etti.

5974 Mucâhid ibn Cebr şöyle demiştir: Biz İbn Abbâs'ın, yanında idik. Mecliste bulunanlar Deccâl'ı (şaşı ve çok yalancıdır diye) zikrettiler. Bunun üzerine İbn Abbâs:

— Şu muhakkak ki, onun iki gözü arasında "Kâfir" sözü yazılmıştır, dedi.

Ve yine İbn Abbâs:

— Ben Peygamber'den bu "İki gözü arasında 'Kâfir' yazılmıştır" sözünü işitmedim. Lâkin Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) "İbrâhim el-Halîl'e gelince (onu görmek isterseniz) işte ben arkadaşınıza bakınız. Musa'ya gelince, o buğday renkli, etli ve toplu bedenli bir adamdır. Saçları kıvırcık, lifle yularlanmış kızıl bir deve üzerine binmiş, telbiye ederek Ezrak Vâdîsi'nde akıp giderkenki hâli hâlâ gözümün önündedir" buyurdu, demiştir.