Geri

   

 

 

 

İleri

 

19- Hastanın Ölümü Temenni Etmesinin Nehyi Bâbı

5733 Bize Sabit el-Bunânî, Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh)'ten tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

— "Sizden biriniz kendisine (hastalık gibi) bir zarar isabet ettiğinden dolayı sakın ölümü temenni etmesin! Eğer muhakkak temenni etmek zorunda bulunursa: Allah'ım, yaşamak benim için hayır olduğu müddetçe beni yaşat, Ölmek benim için hayırlı olduğu zaman da beni Öldür! desin".

5734 Kays ibn Ebî Hazım şöyle dedi: Biz kendisine hasta ziyareti yapmak için Habbâb (ibnu'l-Erett -radıyallahü anh)'ın yanına girdik. Habbâb (karnını) yedi yerinden dağlamış hâldeydi. Bu ziyaretimizde Habbâb şöyle dedi:

— Bizden evvel geçen ve (Peygamber zamanında ölüp) giden arkadaşlarımız vardır ki, dünyâ onların (âhiret saadetlerinden) birşeylerini eksiltmemişti. (Çünkü dünyâda darlık içinde yaşadılar. Bize gelince) şübhesiz biz (fetihler sebebiyle) o kadar dünyalığa kavuştuk ki, bugün biz onu topraktan (köşkler yapmaktan) başka sarfedecek bir yer bulamıyoruz. Eğer Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi ölüm temennisinden nehyetmemiş olsaydı, muhakkak ben (şu hastalık ıztırâbından dolayı) ölümü temenni ederdim!

 (Kays dedi ki:) Bir müddet sonra biz Habbâb'ı bir kerre daha ziyaret ettik. O, kendisine âid bir duvar bina etmekle meşguldü. Bize:

— Müslüman, infâk ve harcama yapmakta olduğu herşey hususunda sevaba nail kılınır, yalnız şu toprak içine sarfetmekte olduğu mal hakkında sevaba nail kılınmaz! Dedi.

5735 Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'tan işittim:

— "Hiçbir kişiyi, onun güzel ameli (ve ibâdeti) cennete girdiremez" buyuruyordu.

Bunun üzerine sahâbîler:

— Yâ Rasûlallah! Seni de mi girdiremez? diye sordular. Rasûlüllah şöyle cevâb verdi:

— "Evet, beni de Allah'ın fadlı ve rahmeti bürümedikçe, yalnız ibâdetim cennete girdiremez. Buna göre sizler iş ve ibâdetinizde ifrat ve tefritten sakınıp doğruyu arayınız ve doğru yoldan gidip Allah'ın yakınlığını isteyiniz. Sakın sizin hiçbiriniz (sâlih olsun, fâsık olsun) ölüm temenni etmesin! Çünkü, o, hayır ve ihsan sahibi ise yaşayıp hayrını, ihsanını artırması umulur. Eğer günahkâr bir kişi ise (yine yaşayıp, günün birisinde) tevbe ederek Allah 'ın rızâsını dilemesi umulur!".

5736 Abbâd ibnu Abdillah ibni'z-Zubeyr şöyle demiştir: Ben Âişe (r.anha)'den işittim, şöyle dedi: Ben, ölüm hastalığında sırtını bana dayamış olduğu hâlde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den işittim:

"Allâhumme'ğfir lî, ve'rhamnî ve elhıknî bi’r-rafîkı’l a’lâ (— Allah'ım bana mağfiret et, merhamet eyle ve beni -yüksek- refika eriştir)" diyordu.