24- Deveyi Gerdandan, Diğerlerini Boğazdan Kesme Bâbıİbn Cureyc, Atâ ibn Ebî Rebâh'tan "Zebh ve nahr ancak kesme ve nahr etme yerinde olur" demiştir. Ben Atâ'ya: Zebh edilecek şeyi nahr etmem yeter mi? dedim. Atâ şöyle cevâb verdi: Evet, Allahü Taâlâ bakara kesmeyi zikretti. Eğer nahr edilecek şeyi boğazdan kestiysen, -gerdandan kesmek daha sevimli olmakla beraber- bu, caizdir. Zebh, boğaz çukurunun iki tarafındaki kalın damarların kesilmesidir. ibn Cureyc dedi ki: Ben Atâ'ya: Kesici kişi omurganın içindeki siniri kesinceye kadar boyun çukurundaki damarları kesmeyi geri bırakır? dedim. Atâ: Zannetmem, dedi. İbn Cureyc şöyle dedi: Bana Nâfi’ haber verdi ki, İbn Omer, boyun kemiği içindeki beyaz siniri kesmeyi nehyetmiştir. İbn Omer: Kesen kişi, boyun kemiğinin önündeki şeyleri keser, sonra kestiği hayvanı ölünceye kadar bırakır, derdi. Ve Yüce Allah'ın şu kavli: "Bir zaman da Mûsâ, kavmine: 'Allah size herhalde bir sığır boğazlamanızı emrediyor’ demişti... Bunun üzerine o sığırı bulup boğazladılar ki, az kaldı bunu yapmayacaklardı'' (el-Bakara: 67-71) . Ve Saîd ibn Cubeyr, İbn Abbâs'tan: Boğazlama, boğazda ve gerdanda olur, demiştir. İbn Omer, İbn Abbâs ve Enes: (Kesilecek hayvanlardan kesme hâlinde) başını kopardığı zaman, onu yemekte hiçbir be's yoktur, demişlerdir . 5568 Hişâm ibn Urve şöyle demiştir: Bana kadınım Fâtıma bintu'l-Munzir haber verdi ki, Esma bintu Ebî Bekr (radıyallahü anh): Biz Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında atı gerdanından kestik de onun etini yedik, demiştir. 5569- Bize İshâk ibn Râhûye tahdîs etti. O, Abdete'den işitmiştir. O da Hişâm'dan; o da zevcesi Fâtıma bintu'l-Munzir'den; o da Esma'dan ki, Esma: Biz Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında Medine'de iken beygiri boğazından kestik de onun etini yedik, demiştir. 5570 Bize Cerîr, Hişâm'dan; o da Fâtıma bintu'l-Munzir'den tahdîs etti ki, Esma bintu Ebî Bekr (radıyallahü anh): Biz Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında beygiri gerdanından kestik de onu yedik, demiştir. Bu hadîsi Hişâm'dan "Nahr" kelimesiyle rivayet etmekte Vekî' ibnu'l-Cerrâh ile Sufyân ibn Uyeyne, Cerîr ibn Abdilhamîd'e mutâbaat etmişlerdir . |