Geri

   

 

 

 

İleri

 

18- Kamış, Beyaz Çakmak Taşı ve Demirden Bol Kan Akıtan Şeyler (le Kesmek) Bâbı

5559 Bize Mu'temir, Ubeydullah'tan; o da Nâfi'den tahdîs etti. Nâfî', Ka'b ibn Mâlik'in oğlundan işitmiştir. O, Abdullah ibn Omer'e haber veriyordu. Ona da babası Ka'b ibn Mâlik (radıyallahü anh) şöyle haber vermiştir: Kendilerinin bir cariyesi vardı. Bu kadın Sel' Dağı'nda onların koyun sürüsünü güderdi. Bu kadın bir gün güttüğü sürüden bir koyunun ölmek üzere olduğunu gördü de hemen sert bir taşı kırdı ve keskin taş parçasıyle koyunu kesti. Ka'b aile halkına:

— Ben Peygamber'e gidip bunu O'ndan soruncaya kadar yahut Peygamber'e soracak bir kimse gönderip öğreninceye kadar koyunun etinden yemeyin, dedi.

Akabinde ya kendisi Peygamber'e geldi yahut birisini gönderdi de koyunun kesilme suretini sordu. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) koyunun etini yemeyi emretti .

5560 Bize Cuveyriye, Nâfi'den; o da Selime oğulları'ndan bir adamdan tahdîs etti ki, o adam, Abdullah ibn Omer'e şöyle haber vermiştir: Ka'b ibn Mâlik'in bir cariyesi vardı. Bu kadın Medîne çarşısına yakın olan -ki o Sel' Dağı'dır- Cumeyl'de Ka'b'ın koyun sürüsünü güderdi. Bir koyun yaralandı. Kadın hemen bir taş kırıp, onunla koyunu kesti. Kadının bu kesme suretini Peygamber'e zikrettiler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara bu koyunu yemelerini emretti.

5561  Râfi' ibn Hadîc (radıyallahü anh):

— Yâ Rasûlallah! Bizim (hayvan kesecek) bıçaklarımız yoktur? dedi.

Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

— "Üzerine Allah'ın ismi anılarak bol kan akıtan herşeyle kestiğini ye! Yalnız tırnaklarla dişler müstesnadır. Tırnaklara gelince, onlar Habeşliler'in bıçaklarıdır. Dişlere gelince, o bir kemiktir (kesmez)" buyurdu.

Ve bir deve kaçmıştı. Onu (Allah, ordudan bir adamın attığı ok sebebiyle) habsetmişti. Bunun üzerine Rasûlüllah:

— "Vahşî hayvanların kaçıcıları gibi, evcil hayvanların da kaçakları vardır. Bunlardan biri size galebe ederse, ona böyle muamele ediniz" buyurdu .