14- Mecûsîler'in Kapları ve Meyte (nin Hükmü) Bâbı5554 Bana Ebû Sa'lebe el-Huşenî (radıyallahü anh) tahdîs edip şöyle dedi: Ben Peygamber'e geldim de: — Yâ Rasûlallah! Biz kitâb ehli arazîsinde bulunuyoruz ve onların kapları içinde yiyoruz. Yine biz av arazîsinde bulunuyoruz, ben yayımla av yapıyorum, öğretilmiş ve öğretilmemiş köpeğimle de av yapıyorum, dedim. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): — "Kitâb ehli arazîsinde bulunduğunu zikrettin, bunun cevâbı şudur: Sizler bundan başka yemek kapları bulamamanız hâli müstesna, onların kapları içinde yemeyiniz. Başka yemek kapları bulamazsanız, o takdirde kapları yıkayınız, sonra içlerinde yiyiniz. Av arazîsinde bulunduğunu zikrettin; bunun cevâbı şudur: Sen Allah’ın ismini anarak öğretilmiş köpeğinle avladığın avı da ye! Öğretilmemiş köpeğinle avladığını, ölmeden yetişip boğazlarsan, onu da ye!" buyurdu . 5555 Seleme ibnu’l-Ekva' (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Hayber'i fethettikleri günün akşamına girdikleri zaman mücâhidler birçok ateşler yaktılar. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): — "Bu ateşleri ne üzerine yaktınız?" diye sordu. Mücâhidler: — Evcil eşeklerin etlerini pişirmek üzere yaktık, dediler. Peygamber: — "Bu etleri dökünüz ve tencerelerini de kırınız!" buyurdu. Bu emir üzerine topluluktan bir adam ayağa kalktı da: — İçlerindekileri döksek de tencereleri yıkasak (olur mu)? dedi. Peygamber: — "Yâhud öyle yapın!" buyurdu . |