Geri

   

 

 

 

İleri

 

6- Doyuncaya Kadar Yiyen Kimse Bâbı

5435 Bana Mâlik, İshâk ibn Abdillah ibn Ebî Talha'dan tahdîs etti ki, o da Enes ibn MâIik (radıyallahü anh)'ten şöyle derken işitmiştir: Ebû Talha, Ümmü Suleym'e:

— Ben bu defa Rasûlüllah'ın sesini zaîf olarak işittim, kendisinde açlık olduğunu biliyorum, yanında yiyecek bir şey var mı? dedi.

Ümmü Suleym, arpadan yapılmış birkaç tane ekmek külçesi çıkardı. Sonra kendi baş örtüsünü çıkardı da onun bir kısmiyle ekmekleri sarıp dürdü. Sonra bohçayı benim elbisemin altına gizledi. Örtünün bir kısmını da bana ridâ yaptı. Sonra beni Rasûlüllah'a gönderdi.

Enes dedi ki: Ben de bunu götürdüm. Rasûlüllah'ı mescidde, beraberinde insanlar olduğu hâlde buldum. Ben onların yanına varıp dikildim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana:

— "Seni Ebû Talha mı gönderdi?" diye sordu. Ben:

— Evet, dedim. Rasûlüllah:

— "Yemek sebebiyle mi?" dedi. Ben:

— Evet, dedim.

Bunun üzerine Rasûlüllah, yanında bulunanlara:

— "Kalkınız!" buyurdu.

Müteakiben yürüdü, ben de aralarında yürüdüm. Nihayet Ebû Talha'ya geldim (ve durumu ona haber verdim). Ebû Talha, annem Ümmü Suleym'e:

— Yâ Ümme Suleym! Rasûlüllah insanları getirmektedir. Halbuki yanımızda onları doyurabileceğimiz taam yoktur, dedi.

Ümmü Suleym:

— Allah ve Rasûlü en iyi bilendir! dedi.

Enes dedi ki: Müteakiben Ebû Talha gitti, nihayet Rasûlüllah'a kavuştu. Ebû Talha, Rasûlüllah ile beraber geldi, ikisi içeriye girdiler. Rasûlüllah:

— "Yâ Ümme Suleym! Yanında ne varsa getir!" buyurdu. O da bu ekmekleri getirdi. Rasûlüllah emretti, ekmekler parmak ile küçük küçük parçalara bölündü. Ümmü Suleym bunun üzerine yanında bulunan yağ tulumundan biraz yağ sıktı ve onu bulayıp katık yaptı. Sonra Rasûlüllah o katık hakkında Allah'ın söyletmek istediği şeyleri söyledi. Sonra:

— "On kişi için izin ver!" buyurdu.

Ebû Talha on kişiye izin verdi. Onlar doyuncaya kadar yediler, sonra dışarı çıktılar. Sonra Rasûlüllah tekrar:

— "On kişiye daha izin ver!" buyurdu.

Ebû Talha onlara da izin verdi. Onlar da doyuncaya kadar yedikten sonra dışarıya çıktılar. Sonra Rasûlüllah tekrar:

— "On kişiye daha izin ver!" buyurdu.

Ebû Talha on kişiye daha izin verdi, onlar da doyuncaya kadar yedikten sonra dışarı çıktılar. Sonra Rasûlüllah:

— "On kişiye daha izin ver!" buyurdu.

Ebû Talha onlara da izin verdi, onlar da doyuncaya kadar yedikten sonra dışarıya çıktılar. Böylece cemâatin hepsi yediler ve doydular. Halbuki bu topluluk seksen kişi idi.

5436 Abdurrahmân ibn Ebî Bekr (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Biz bir seferde Peygamber'in maiyyetinde yüzotuz kişi bulunduk. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

— "Sizden birinizin yanında yiyecek birşey var mıdır?" diye sordu.

O sırada bir kişinin yanında bir sâ' yahut buna benzer bir kap erzak bulundu. Bu hemen yoğurulup hamur yapıldı. Sonra başı açık, perişan, uzun boylu bir müşrik kişi, bir koyun sürüsünü sürüp geldi. Peygamber ona:

— "Bunlarsatılık mı, yoksa atıyye -yahut: hediyye- midir?" diye sordu. Çoban:

— Hayır (atıyye ve hediyye değil), satılıktır, diye cevâb verdi.

Râvî dedi ki: Rasûlüllah ondan bir koyun satın aldı. Koyun kesildi. Peygamber (evvelâ) ciğer takımının pişirilmesini emretti. Allah'a yemîn ederim ki, yüzotuz içinden hiçbirisi eksik kalmadı, muhakkak Peygamber bu hayvanın ciğerinden bir parça kesip orada hazır bulunuyorsa hemen verdi, hâriçte bulunanların hissesini de onlar için alıkoydu. Sonra koyunun eti pişirilince iki kaba koydu. Biz hepimiz bu iki kaptan yedik ve doyduk. İki kapta biraz et arttı. Ben kalan eti deveye yükledim.

Râvî:Yâhud Abdurrahmân ibn Ebî Bekr'in dediği söz gibi, demiştir.

5437 Bize Mansûr, annesi (Safiyye bintu Şeybe ibn Usmân el-Hacebî)den; o da Âişe (r.anha)'den: "Biz esvedeyn ( = iki kara) denilen hurma ile sudan doyup kandığımız zaman Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) vefat etti" dediğini tahdîs etti.