8- Bâb: "Ey Peygamber, sen zevcelerinin hoşnûdluğunu arayarak Allah'ın sana halâl kıldığı şeyi niçin (kendine) haram ediyorsun..." (et-Talâk: 1).5321 Saîd ibn Cubeyr, İbn Abbâs'tan: Erkek, karısını kendisine haram kıldığı zaman bu söz birşey (yani talâk) değildir, derken işitmiş olduğunu haber vermiştir. Ve yine İbn Abbâs (buna delîl getirerek): "And olsun Allah'ın Rasûlü'nde sizin için pek güzel bir örnek vardır..." (el-Ahzâb:21) âyetini söylemiştir 5322 ibn Cureyc şöyle demiştir: Atâ ibn Ebî Rebâh, Ubeyd ibn Umeyr'den şöyle derken işittiğini söyledi: Ben Âişe (r.anha)'den şöyle derken işittim: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Zeyneb ibnetu Cahş'ın yanında eğlenir ve onun yanında bal şerbeti içerdi. Bunun üzerine Hafsa ile ben birbirimizle şöyle tavsiyeleştik: İkimizden hangimizin yanına Peygamber girerse, O'na: — Ben Sen'den megâfir kokusu duyuyorum, Sen megâfir mi yedin? desin, dedik. Peygamber iki kadından birinin yanına girince, o kadın bu sözü Peygamber'e söyledi. Peygamber de: — "Hayır (ben megâfir yemedim). Fakat Zeyneb bintu Cahş'ın yanında bal şerbeti içtim. Artık bir daha onu içmeğe dönmem" dedi. İşte bunun üzerine şu âyetler indi: "Ey Peygamber! Sen zevcelerinin hoşnûdluğunu arayarak Allah 'in sana halâl kıldığı şeyi niçin (kendine) haram ediyorsun? (Bununla beraber üzülme) Allah çok mağfiret edici, çok merhamet eyleyicidir. Allah sizin için yeminlerinizin çözümlüğünü farz kılmıştır. Allah sizin yardımcınızdır ve O hakkıyle bilendir, tam hüküm ve hikmet sahibidir. Hani Peygamber, zevcelerinden birine gizli bir söz söylemişti. Bunun üzerine o açıklayınca, (Peygamber) bunun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Artık bunu kendisine söyleyince, o zevce: 'Bunu sana kim haber verdi?' dedi. (Peygamber de:) 'Bana herşeyi bilen, herşeyden haberdâr olan Allah haber verdi' dedi. Eğer ikiniz de Allah 'a tevbe ederseniz ne iyi, çünkü ikinizin de kalbleriniz eğildi. Yok, onun aleyhinde birbirinize arka verirseniz, hiç şübhesiz Allah bizzat onun yardımcısıdır, Cebrail de, mü 'minlerin sâlih olanları da. Bunların ardından bütün melekler de ona yardımcıdırlar" (et-Tahrîm: 1-4). Bu âyetteki "Eğer tevbe ederseniz" deki tesniye zamiri, Âişe ile Hafsa'ya âiddir. "Hani Peygamber zevcelerinden birine gizli bir söz söylemişti" fıkrası da "Hayır, ben bal şerbeti içtim" sözüne işarettir 5323 Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Rasûhıllah (sallallahü aleyhi ve sellem) balı ve tatlıyı severdi, ikindi namazından döndüğü zaman kadınlarının yanına girer ve onlardan birinin yanına yaklaşırdı. Bir gün Omer'in kızı Hafsa'nın yanına girdi de, orada kalmakta olduğundan daha çok kaldı. Ben bunu kıskandım (ve bunun sebebini soruşturdum). Bana: — Hafsa'ya, kavminden bir kadın küçük bir çömlek bal hediye etti., o da bu baldan Peygamber'e şerbet içirdi, denildi. Ben de kendi kendime: Vallahi biz bunun için muhakkak bir hile yaparız! dedim. Akabinde Şevde bintu Zem'a'ya şöyle dedim: — Biraz sonra Rasûlüllah muhakkak sana yaklaşacaktır. Sana yaklaştığında O'na: Sen megâfîr mi yedin? dersin, O da sana: Hayır, diyecektir. Bunun üzerine sen de O'na: Sen'den hissetmekte olduğum bu koku nedir? dersin. O da sana muhakkak: Hafsa bana bal şerbeti içirmişti! diyecektir. Sen de O'na:. O balın arısı urfut ağacından toplamıştır! dersin. Bana geldiğinde ben de böyle söyleyeceğim. Yâ Safiyye, sen de böyle söyle! dedim Âişe bu ta'lîmâtın tatbik suretini şöyle anlatmıştır: Şevde şöyle diyordu: — Vallahi çok geçmedi Rasûlüllah kapının önünde durdu. Yâ Âişe, senden korktuğum için bana emrettiğin sözü hemen Rasûlüllah'a oracakta iken söylemek istedim. (Âişe dedi. ki:) Rasûlüllah ona yaklaşınca, Sevde O'na: — Yâ Rasûlallah, sen megâfîr zamkı mı yedin? demiş O da: — "Hayır!" diye cevâb vermiş. Sevde: — Sen'den hissetmekte olduğum bu koku nedir? demiş. Rasûlüllah: — "Hafsa bana bal şerbeti içirmişti!" buyurmuş. Sevde: — O balın arısı urfut ağacında yayılmış! demiş. Nihayet Rasûlüllah benim odama dönüp geldiğinde ben de bu sözlerin benzerini söyledim. Safiyye'ye gittiğinde o da bunların benzerini söylemişti. Sonra Rasûlüllah dönüp Hafsa'nın nevbetinde yanına vardığında, Hafsa: — Yâ Rasûlallah! Sana o bal şerbetinden içireyim mi? diye sorduğunda Rasûlüllah: — "Hayır, benim ona ihtiyâcım yoktur!" buyurdu. Âişe (rivayetine son vererek) dedi. ki: Şevde bana: — Vallahi biz Rasûlüllah'ı bal şerbetinden mahrum ettik, diyordu. Ben de Sevde'ye: — Sus! dedim (ve Hafsa hakkındaki hîle ve tedbîrimizin duyulmasını istemedim) |