1- Ensâr 'ın Menkabeleri(Ve Yüce Allah'ın şu kavli:) "Onlardan evvel (Medine'yi) yurt ve imân (evi) edinmiş olan kimseler, kendilerine hicret edenlere sevgi beslerler. Onlara verilen şeylerden dolayı göğüslerinde bir ihtiyaç (meyli) bulmazlar. Kendilerinde fakirlik ve ihtiyaç olsa bile (onları) öz canlarından daha üstün tutarlar..." (el-Haşr: 9) 3822 Gaylân ibn Cerîr tahdîs edip şöyle demiştir: Ben Enes'e: — Reyin nedir: Siz Medineliler, Kur'ân'da gelmezden önce Ensâr adiyle anılır mıydınız, yoksa Ensâr adını size Allah mı vermiştir? Diye sordum. Enes: — Evet, bu adı bize Allah verdi, dedi. Gaylân şöyle demiştir: Biz Basra'da Enes'in yanına girerdik de, o bize Ensâr'ın menkabelerini, hazır bulundukları harb yerlerini tahdîs ederdi. Enes, bana yahut Ezd kabilesinden bir adama yönelip gelirdi de bana yahut o Ezdli'ye hitaben Ensâr'ı kastederek: — Senin kavmin Ensâr şu gün, şu gün, şu gün, şu gün bu işleri yaptı, derdi. 3823 Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Buâs günü, Allah'ın kendi Rasûlü için hazırladığı bir gündür. Bunun üzerine (yani bu muharebenin neticesi üzerine) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine'ye hicret edip gelmiştir. Öyle bir hâl üzerine ki, hicret sırasında Evs ve Hazrecliler'in cemiyetleri dağılmış, hayırlıları ve önde gelenleri öldürülmüş ve yaralanmışlardı. İşte onların bu perişanlıkları üzerine Allah muhariplerin İslâm camiasına girmeleri için bu günü Rasûlü'ne önden hazırlamıştır. 3824 Ebu't-Teyyâh şöyle demiştir: Ben Enes (radıyallahü anh)'ten işittim, şöyle diyordu: Mekke'nin fethi günü Rasûlüllah, yeni müslümân olan Kureyş büyüklerinden her birine (gönüllerini Müslümanlığa alıştırmak için Huneyn ve Hevâzin ganimet mallarından yüzer deve gibi, Ensâr'ın nail olmadığı) bol pay vermişti. Ensâr'dan bâzı kimseler bunu görünce, sebebini ve hikmetini anlamayarak: — Vallahi şu işe muhakkak hayret edilir: Kılıçlarımız henüz Kureyş kanı damlatırken, kazandığımız ganimetlerimiz Kureyş eşrafına geri döndürülüyor, dediler. Onların bu sözleri Peygamber'e ulaşınca, Ensâr'ı da'vet etti. Enes dedi ki: Peygamber onlara: — "Sizden bana erişen sözler nedir?" diye bunun mâhiyetini sordu. Ensâr da yalan söylemez olduklarından: — Sana erişen bu sözleri biz söyledik, dediler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de: — "Diğer insanlar aldıkları ganimet mallarıyla evlerine dönüp giderlerken, sizler de Allah'ın Rasûlü ile evlerinize dönüp gitmenizden razı olmaz mısınız? Eğer Ensâr bir dere veya dağ yoluna girseler, muhakkak ben Ensâr'ın dere yoluna yahut dağ yoluna girerdim" buyurdu. |