33- Âişe (r.anha)'nin Fadlı Bâbı3814 (Abdurrahmân ibn Avf'ın oğlu) Ebû Seleme şöyle demiştir: Âişe (r.anha) şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün: — "Yâ Âişe! Şu (yanımdaki) Cibril'dir, sana selâm ediyor" buyurdu. Ben de: — Selâm, Allah'ın rahmeti ve bereketleri onun üzerine de olsun! Benim göremediğim Cibril'i Sen görüyorsun, dedim. Âişe bu son sözü ile Rasûlüllah'ı kasdediyordu. 3815 Ebû Mûsâ el-Eş'arî (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Erkeklerden birçoğu (fazilette) kemâle ulaştı. Halbuki kadınlardan İmrân kızı Meryem ile Fir'avn 'in kadını Âsiye'den başkası kemâle ermedi. Ümmetimin kadınlarına karşı Âişe'nin fazileti de tirit aşının diğer yemeklere karşı fazileti gibidir". 3816 Abdullah ibnu Abdirrahmân, Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh)'ten şöyle derken işitmiştir: Ben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'tan işittim: "Âişe'nin diğer kadınlara karşı fazileti, tirit aşının diğer yemeklere karşı fazileti gibidir" buyuruyordu. 3817 İbnu Avn, el-Kaasım ibn Muhammed'den şöyle tahdîs etmiştir: Âişe hasta oldu. İbnu Abbâs ona hasta ziyaretine geldi de: — Ey Mü'minlerin Anası, sen Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile Ebû Bekr'in, senden Önce varıp cennette hazırladıkları güzel bir makaama gideceksin (ne mutlu sana! Artık endîşe etme, ferah ol)! Dedi. 3818 Şu'be, el-Hakem ibn Uteybe'den tahdîs etti ki, o şöyle demiştir: Ben Ebû Vâil'den işittim, şöyle dedi: Alî ibn Ebî Tâlib, Ammâr ibn Yâsir ile kendi oğlu Hasen'i Kûfeliler'in Alî tarafına yardımlarını istemeleri için Kûfe'ye gönderdiği zaman, Ammâr bir hutbe yapıp, bunda: Ben kesin surette biliyorum ki, Aişe dünyâda ve âhirette Peygamber'in zevcesidir. Lâkin Allah sizleri, kendi hükmüne mi, yahut Âişe'ye mi tâbi' olacaksınız diye imtihan etmektedir, demiştir. 3819 Âişe (r.anha)'den: Kendisi, kızkardeşi Esmâ'dan ariyet bir gerdanlık almıştı. Sonra bu gerdanlık bir seferde kayboldu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), sahâbîlerinden bâzı kimseleri -ki Useyd ibn Hudayr da bunlar arasında idi- onu aramağa gönderdi. Onlara bu sırada namaz vakti erişti. Su bulamadıkları için abdestsiz olarak namaz kıldılar. Peygamber'e geldikleri zaman bunu kendisine arzettiler. İşte bu vak'a üzerine Teyemmüm Âyeti (el-Mâide: 6) inmiştir. Bunun üzerine Useyd ibn Hudayr, Âişe'ye: — Allah seni hayır ile mükâfatlandırsın. Vallâhî senin başına (hoşlanmadığın) hiçbir iş gelmez ki, Allah onda senin için de, müslümânlar için de bir hayır bulundurmasın, dedi. 3820 Urve ibnu'z-Zubeyr'den (şöyle demiştir): Rasülullah (sallallahü aleyhi ve sellem) vefat sebebi olan hastalığı içinde, kadınlarının nevbetlerinde dolaşmayı ve Âişe'nin evinde olmayı şiddetle arzu ederek: — "Yarın ben nerede olacağım? Yarın ben nerede olacağım?" demeğe başladı. (Urve dedi ki:) Âişe: — Benim nevbet günüm olunca, Peygamber (bu sözü söylemez) sükût ederdi, dedi. 3821 Urve ibnu'z-Zubeyr şöyle demiştir: İnsanlar Peygamber'e takdim edecekleri hediyelerini Âişe'nin nevbeti gününde vermeyi kasdederlerdi. Âişe şöyle dedi: Kadın arkadaşlarım (bundan gayrete gelerek) Ümmü Seleme'nin yanında toplandılar da: — Ey Ümmü Seleme, şübhesiz biliyorsun ki, insanlar hediyelerini Âişe'nin nevbeti gününde getirmeye çalışıyorlar. Halbuki bizler de Âişe'nin hayır istemekte olduğu gibi hayır istemekteyiz. Binâenaleyh sen Rasûlüllah'a söyle de, O, insanlara hediyelerini kadınlarından kimin yanında bulunur ve kimlerin nevbet günlerini dolaşırsa, orada vermelerini emretsin! dediler. Âişe dedi ki: Ümmü Seleme diğer kadınların kendisine söylediklerini nevbetinde Peygamber'e zikretti. Ümmü Seleme dedi ki: — Ben bunu Peygamber'e zikrettim, O benden yüz çevirdi. Sonra benim nevbetimde bana geldiğinde kendisine bunu yine zikrettim, benden yine yüz çevirdi. Üçüncü nevbetim de geldiği zaman bunu kendisine yine söyledim. Bu defa bana: "Yâ Ümme Seleme, Âişe hakkında bana eziyet etme. Çünkü şu bir hakikattir ki, vallahi Âişe'den başka sizden hiçbir kadının örtüsü altında bulunduğum hâlde bana vahiy inmedi" buyurdu. Bu hadîsin daha uzun bir rivayeti Hibe Kitabı, "Hibenin kabulü bâbı"nda geçmişti. |