Geri

   

 

 

 

İleri

 

197- Cenk'etmekten döndüğü zaman (mücâhidin yolda) söyleyeceği duâ bâbı

3121 Bize Cuveyriye ibnu Esma, Nâfi'den; o da Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) 'den tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir seferden dönerken üç kerre tekbîr getirir, şöyle derdi: "Âyibüne inşâaliahü tâibû-ne, âbidûne, hâmidûne li-Rabbina sâcidûn. Sadakallâhu va 'dehu ve nasara abdehu ve hezeme'l-ahzâbe vahdehu”

 ( Bizler inşâallah (selâmetle) dönücüleriz, ancak Rabb'imize tevbe edicileriz, ibâdet edicileriz, hamd edicileriz, sucûd edicileriz. Allah va'dinde doğru söylemiş, kuluna yardım etmiş, tek başına bütün düşman topluluklarını bozup dağıtmıştır)".

3122 Enes ibni Mâlik (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bizler Peygamber ile beraber Usfân'dan döndüğümüz zaman, Rasûlüllah binek devesi üzerinde idi ve Safiyye bintu Huyeyy'i de arka tarafına bindirmişti. (Kaafilemiz yürürken) Rasûlüllah'ın devesi sürçtü. Rasûlüllah ile Safiyye, ikisi birden düştüler. Hemen Ebû Talha atıldı da:

— Yâ Rasûlallah! Allah, beni sana bedel kılıp fidye yapsın, dedi.

Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

— "Haydi sen kadına ihtimam et" buyurdu.

Ebû Talha da (kadını açık saçık görmemek için) yüzüne bir bez örterek Safiyye'nin yanına vardı ve yüzüne örttüğü örtüyü Safiyye'nin üstüne örttü ve binmeleri için develerini düzeltti. Rasûlüllah ile Safiyye deveye bindiler. Bizler de (korumak için) Rasûlüllah'ın etrafını kuşattık. (Kaafilemiz bu suretle giderken) Medine üzerine yükselip onu gördüğümüz zaman Rasûlüllah:

— "Ayibûne, tâibûne, âbidûne li-Rabbina hâmidûn (- Bizler-selâmetle- dönücüleriz. Ancak Rabb'imizeler, hamd edicileriz)" sözlerini söyledi ve Medine ye girinceye kadar bunları söylemeğe devam etti.

3123 Bize Yahya ibn Ebî İshâk, Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh)'ten tahdîs etti. Enes kendisi ve (üvey Bâbası) Ebû Talha, Peygamber'in beraberinde (Hayber seferinden) dönüyorlardı. Peygamber'in beraberinde Safiyye vardı. Peygamber, Safiyye'yi binek devesinin arka tarafına bindirmişti. Yolun bir kısmında oldukları zaman dişi devenin ayağı sürçtü. Peygamber ve kadın yere düştüler. Ebû Talha -zannediyorum ki râvî şöyle dedi:- hemen devesinden kendini yere attı ve Rasûlüllah'ın yanına geldi de:

— Ey Allah'ın Peygamberi! Allah beni sana fidye yapsın! Sana birşey isabet etti mi? dedi. Peygamber:

— "Hayır birşeyim yok, lâkin sen kadına git ve onun işine bak" buyurdu.

Bu emir üzerine Ebû Talha elbisesini yüzü üzerine gerdi de kadının bulunduğu tarafa gitti ve varınca kendi örtüsünü (onu örtmek için) kadının üstüne attı. Akabinde kadın ayağa kalktı. Ebû Talha, Peygamber ile Safiyye için bineklerinin üzerini iyice bağladı. Peygamber'le Safiyye deveye bindiler ve yürüdüler. Nihayet Medine'nin açığına geldikleri zaman -yahut râvî: Medîne üzerine yükseldikleri zaman, demiştir- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

— "Âyibûne, tâibûne, âbidûne li-Rabbina hâmidûn" sözlerini söyledi ve tâ Medine'ye girinceye kadar bunu söylemeğe devam etti.