Geri

   

 

 

 

İleri

 

188- Fars diliyle ve arabca'dan başka herhangibir dil ile konuşan kimse bâbı

"Ve Yüce Allah'ın şu kavilleri:

"O gökleri, o yeri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin birbirine uymaması da yine O'nun âyetlerindendir."

 (er-Rûm: 22);

"Biz hiçbir rasûlü kendi kavminin dilinden başkasıyle göndermedik ki (emrolunduklarını) onlara apaçık anlatsın”.

 (İbrâhîm: 4).

3108 Câbir ibn Abdillah (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben (Ahzâb günü):

— Yâ Rasûlallah, biz körpe bir kuzumuzu kestik, ben arpadan da bir sâ' ölçeği (1040 dirhem) un öğüttüm. Şimdi cenabın ve maiyyetindeki bâzı kimselerle beraber bize geliniz, diye da'vet ettim. Bu da'vetim üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

— "Ey hendek kazanlar! Câbir yemek hazırlamış; haydi geliniz!" deyip bütün hendek ahâlîsine haykırdı.

3109 Hâlid ibn Saîd'in kızı ve Hâlid ibn Zubeyr'in anası şöyle demiştir: (Çocukluğumda) babamla beraber üzerimde sarı renkli bir gömlek olduğu hâlde Rasûlüllah'ın yanına gelmiştim. Rasûlüllah: "Seneh, seneh (سَنَهْ سَنَهْ = Güzel, güzel)" buyurdu. Bu kelime Habeş dilinde "güzel şey" demektir.

Ümmü Hâlid dedi ki: Bu sırada ben (Peygamber'in iki küreği arasındaki yumurta büyüklüğünde bulunan) peygamberlik mührü ile oynamağa başladım. Babam beni bundan men' etti. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

— "Çocuğu kendi hâline bırak” buyurdu. Sonra Rasûlüllah bana:

" (Çocuğum çok yaşa da) gömleğini (sağlıkla giy) eskit, yırt (yenisini giy), sonra gömleğini yine eskit, yırt, sonra gömleğini yine eskit, yırt" buyurdu.

Hadîsin râvîsi Abdullah ibnu'l-Mubârek: Ümmü Hâlid çok zaman yaşadı, bu gömlek de hayâtının sonuna kadar dillerde anıldı, demiştir.

3110 Bize Şu'be, Muhammed ibn Ziyâd'dan; o da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den tahdîs etti ki, Peygamber'in torunu Hasen ibn Âlî bir kerre sadaka hurması yığınından bir hurma aldı ve bunu ağzına koymak istedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu görünce Hasen'e hitaben:

— "Kahın, kahın = Kaka, kaka), onu bırak, at. Sen bizim sadaka malı yemez olduğumuzu bilmiyor musun?" diye sakındırdı.