Geri

   

 

 

 

İleri

 

176- Devletin ahdinde bulunan zimmet ehli azınlıklara ve onlara iyi muamele edilmesine (devlet başkanlığı makaamından) şefaat istenilir mi?

3090 O da Saîd ibn Cubeyr'den tahdîs etti ki, İbn Abbâs radıyallahü anhüma: O perşembe günü, o perşembe günü ne acı gündü! Dedi. Sonra da gözyaşı çakıl taşlarını ıslatıncaya kadar ağladı ve şunları söyledi: O perşembe günü Rasûlüllah'ın hastalığındaki ağrısı artmıştı da:

— "Bana yazacak birşey getirin, size bir yazı yazdırayım ki, ondan sonra yolunuzu hiç şaşırmayasınız!" buyurdu.

Bunun üzerine orada bulunanlar (yazılsın, yazılmasın diye) çekiştiler. Rasûlüllah:

"Hiçbir peygamberin yanında çekişmek yakışmaz" buyurdu. Oradaki sahâbîlerden bâzıları:

Rasûlüllah (hastalığın şiddetinden) sayıkladı, dediler.

Rasûlüllah:

— "Beni kendi hâlime bırakınız. Benim içinde bulunduğum hâl, sizin beni da'vet etmekte olduğunuz şeylerden hayırlıdır" buyurdu.

Ve Rasûlüllah vefatı zamanında üç şey vasiyyet etti:

— "Bütün müşrikleri Arab yarımadasından çıkarınız; gelecek hey'etlere benim izin verip hediyeler ikram etmekte bulunduğum tarzda siz de icazet ve hediyeler vermek suretiyle hürmet gösteriniz" buyurdu.

İbn Abbâs: Ben üçüncü vasiyyeti unuttum, demiştir.

Ya'kûb ibn Muhammed şöyle dedi: Ben Abdurrahmân oğlu Mugîre'ye Arab yarımadasından sordum. O: Mekke, Medine, Yemâme ve Yemen'dir, dedi. Ve yine bu Ya'kûb: el-Arc denilen mevki', Tıhâme'nin evvelidir, demiştir.