46- Atın Ve Eşeğin Özel İsmi Bâbı2893 Ebû Katâde'nin oğlu Abdullah'tan (şöyle demiştir): Bâbam Ebû Katâde (Hudeybiye senesi) Peygamber'in beraberinde sefere çıktı. Ebû Katâde arkadaşlarından bâzısıyle beraber geri kaldı, arkadaşları umre için ihrama girmişler, kendisi ise ihrama girmemiş hâldeydi. Ebû Talha'nın görmesinden önce arkadaşları bir yaban eşeği gördüler. Onlar yaban eşeğini gördükleri zaman onu terkedip bıraktılar. Nihayet o yaban eşeğini Ebû Talha da gördü. Hemen kendine âid olan ve el-Cerâde denilen bir ata bindi ve arkadaşlarından kamçısını kendisine uzatıvermelerini istedi. Arkadaşları bu isteği kabul etmediler. Bunun üzerine kamçıyı bizzat kendisi aldı ve atı yaban eşeğine doğru sürdü ve onu vurdu. Sonra ondan hem kendisi, hem de arkadaşları yediler. Sonra Peygamber'e geldiler. Peygamberce eriştikleri zaman (O'na yedikleri etin hükmünü sordular). Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): — "Ondan beraberinde birşey var mı?" buyurdu. — Yanımda onun bir bacağı var, dedi. Akabinde Peygamber o bacağı aldı ve onu yedi. 2894 Sehl ibn Sa'd es-Sâidî (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Hurma bahçemizde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e âid bir at bulunuyordu. Ona (noktasız hâ ile) Luhayfu denilirdi. Ebû Abdillah el-Buhârî: Bâzı râvîler (noktalı hâ ile) Luhayfu şeklinde söyledi, dedi. 2895 Muâz ibn Cebel (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben bir seferde Peygamber'in bindiği Ufeyr denilen bir eşek üstünde Peygamber'in terkisinde idim. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bana: — "Yâ Muâz! Allah'ın kulları üzerindeki hakkı ve kulların da Allah üzerindeki hakkı nedir bilir misin?" diye sordu. Ben de: — Bunu Allah ile Rasûlü en bilendir, dedim. Rasûlüllah: — "Allah'ın kulları üzerinde sabit olan hakkı, kulların Allah'a itaat ve kulluk etmeleri ve Allah 'a hiçbir şeyi ortak kılmamalarıdır. Kulların Allah üzerindeki hakkı da, kendisine hiçbir şeyi ortak kılmayan kişiye azâb etmemesidir (yani bu husustaki lûtfudur)" buyurdu. Bunun üzerine ben: — Yâ Rasûlallah! Bunu ben insanlara müjdelemeyeyim mi? diye sordum. Rasûlüllah: — "Hayır, bunu onlara müjdeleme! Sonra buna dayanıp güvenirler" buyurdu. 2896 Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bir kerre Medine içinde bir düşman baskını korkusu yayılmıştı. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bize (yani Ebû Talha ailesine) âid olup Mendûb denilen bir atı iğreti aldı. (Ona binip Medine'den ayrıldı, geri dönüp geldiğinde:) — "Korkulacak nevi'den birşey görmedik. Muhakkak surette bulduğumuz şey, Mendûb'un su gibi akmasıdır" buyurdu |