34- (Medine'nin Etrafına) Hendek Kazılması Bâbı2872 Bize Abdulazîz, Enes (radıyallahü anh)'ten tahdîs etti ki, o şöyle demiştir: Muhacirler ve Ensâr, Medine etrafına hendek kazmaya ve sırtları üzerinde toprak taşımaya başladılar. Bu sırada şu sözleri terennüm ediyorlardı: Nahnu'llezîne bâyeû Muhammeden , Ale'l-İslâmi ma bakıynâ ebeden ( = Bizler hayâtta kaldıkça dâima İslâm üzerinde sebat etmeye : Muhammed'e söz ve ahid vermiş kimseleriz!) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de onlara cevâb vererek şunları söylüyordu: "Allahumme innehû lâ hayra illâ hayru’l-âhirah Fe-bârik fî'l-Ensâri ve'l-Muhâcireh!" ( = Yâ Allah! Âhiret hayrından başka (devamlı) hayır olmadığı muhakkak. Onun için sen Ensâr ve Muhacirler hakkında hayır-bereket ihsan et!). 2873 Ebû İshâk dedi ki: Ben el-Berâ (radıyallahü anh)'dan işittim, şöyle diyordu: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) -hendek kazılması gününde- toprak taşıyor ve: "Levlâ ente mehtedeynâ.. " sözlerini söylüyordu. 2874 el-Berâ ibn Âzib (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ahzâb gününde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i gördüm, toprak karnının beyazlığını örtmüş olduğu hâlde toprak taşıyor ve şu sözleri söylüyordu: "Levlâ ente mehtedeynâ Velâ tasaddaknâ velâ salleynâ Fe enzilen sekîneten aleynâ Ve sebbit’il-akdâme en lâkaynâ İnnel-ûlâ kad bağav aleynâ İzâ erâdû fitneten ebeynâ (=Sen olmasaydın biz doğru yolu bulmaz, sadaka vermez, namaz kılmazdık. Şübhesiz bu kâfirler, bizim çekindiğimiz fitneyi bize vâki' kılmak istedikleri zaman bizim üzerimize saldırmışlardır. Onlarla yüzyüze geldiğimizde gönlümüze bir sekînet (sabır, sebat) indir ve ayaklarımızı yerinde sabit tut (da bizi dağıtma yâ Rabb)!. |