28- Bir kâfir bir müslümânı öldürür. Sonra bu kaatil müslümân olur ve dînine bağlı kalır, sonunda o da öldürülür (yânı harbde o da şehîd edilirse, ikisi de cennete girer) bâbı2863 Bize Mâlik, Ebu'z-Zinâd'dan; o da el-A'rec'den; o da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den haber verdi ki, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle söylemiştir: "Allah iki kişiyi rızâsı ile karşılar: Bunlar birbirini öldürüp cennete giren iki kimsedir. Şu (müslümân) Allah yolunda çarpışır. Şehîd düşer (de cennete girer). Sonra Allah onu öldürene hidâyet eder ve sonunda o da şehîd edilir". 2864 Bize ez-Zuhrî tahdîs edip şöyle dedi: Bana Anbese ibnu Saîd, Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den haber verdi. Ebû Hureyre şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hayber'i fethettikten sonra kendisi henüz Hayber'de iken, ben (Yemen'den) O'na geldim. (O ganimet dağıtıyordu.) Ben: — Yâ Rasûlallah! Bana da bir pay ver! Dedim. Saîd ibnu’l-Âs oğulları'ndan bâzısı (ki Ebân ibn Saîd'dir): — Yâ Rasûlallah, ona pay verme! Dedi. Bunun üzerine Ebû Hureyre: — Bu (adam), İbnu Kavkal'ın kaatili, dedi. Ebân ibnu Saîd Âs da: — Vay hayret şu dağ kediciğine! O (Yemen'in Devs illerindeki) Da'nin Dağı'nın başından üzerimize yuvarlanıp geldi de, müslümân bir kişinin katlini bana yükleyerek beni ayıplıyor. Allah İbn Kavkal'a benim ellerim üzerinde şehîd olmak (saadetini) ikram etti de, beni onun iki elinde (kâfir bir hâlde öldürerek) hakir kılmadı. Anbese yahut onun berisindeki bir râvî: Rasûlüllah, Ebû Hureyre'ye pay verdi mi, yahut vermedi mi; bilmiyorum, demiştir. Râvî Sufyân ibn Uyeyne şöyle dedi: Bu hadîsi bana es-Saîdî, dedesinden; o da Ebû Hureyre'den olmak üzere tahdîs etti. Ebû Abdillah el-Buhârî dedi ki: es-Saîdî, Amr ibnu Yahya ibn Saîd ibn Amr ibn Saîd ibni'l-Âs'tır. |