Geri

   

 

 

 

İleri

 

1- Cihâdın ve Sîretlerin Fazîleti Bâbı

Ve Yüce Allah'ın şu kavli:

"Şübhesiz ki Allah hakk yolunda öldürmekte, kendileri de öldürülmekte olan mü'minlerin canlarını ve mallarını -kendilerine cennet vermek mukaabilinde- satın almıştır. (Bu) Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'ân'da kendi üzerine hakk ve kesin bir va'ddir. Allah kadar ahdine vefa eden kimdir? O hâlde (ey mü'minler) yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin. Bu, en büyük saadettir. Tevbe edenler, ibâdet edenler, hamd edenler, seyahat edenler, rükû' edenler, secde edenler, iyiliği emredenler, kötülükten vazgeçirmeye çalışanlar ve Allah'ın sınırlarını koruyanlar; sen o mü’minlere dahî cenneti muştula" (et-Tevbe: 111-112)

İbn Abbâs: "Sınırlar", tâattir, demiştir.

2821-......Abdullah ibn Mes'ûd (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Rasûlüllah'a sordum:

— Yâ Rasûlallah! Amelin hangisi daha faziletlidir? dedim.

— "Vaktinde kılınan namazdır" buyurdu. Ben:

— Sonra hangi amel? dedim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

— "Sonra ana Bâbaya itaat ve iyi muamele etmektir" buyurdu. Ben:

— Sonra hangi iş? dedim. Rasûlüllah:

— "Allah yolunda cihâd etmektir" buyurdu.

 (İbn Mes'üd dedi ki:) Bunun üzerine ben Rasûlüllah'a soru sormaktan sustum. Eğer ben daha çok sormak isteseydim, muhakkak O bana çok cevâb verecekti.

2822 Sufyân es-Sevrî şöyle demiştir: Bana Mansûr ibn Mu'temir, Mucâhid ibn Cebr'den; o da Tâvûs'tan tahdîs etti. İbn Abbâs radıyallahü anhüma şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): "Mekke fethinden sonra Medine'ye hicret yoktur. Velâkin cihâd ve niyet vardır. (Onun için devlet başkanı tarafından) Allah yolunda gazaya çağrıldığınız zaman hepiniz icabet edip seferber olunuz" buyurdu.

2823  Âişe (r.anha):

— Yâ Rasûlallah! Biz (Kur'ân'da) cihâdı en faziletli amel görüyoruz. Biz cihâda çıkamaz mıyız? diye sordu. Rasülullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

— "Fakat (siz kadınlar için) cihâdın en faziletlisi mebrûr (yâni makbul) haccdır" buyurdu .

2824-...... Ebû Hureyre (radıyallahü anh) tahdîs edip şöyle demiştir: Rasûlüllah'a bir adam geldi ve:

— Bana cihâda denk olacak bir amele delâlet et, dedi. Rasülullah (sallallahü aleyhi ve sellem):

— "Ben cihâd değerinde bir amel bulamıyorum" buyurdu da şöyle devam etti: "Mücâhid sefere çıktığı zaman sen mescide girip de (o geriye dönünceye kadar) hiç gevşemeden devamlı namaz kılmaya; hiç iftar etmeden devamlı oruç tutmaya gücün yeter mi?" buyurdu.

O zât:

— Buna kimin gücü yeter ki? Dedi.

Ebû Hureyre: "Mücâhidin atı, mer'asında kösteklendiği ipinin çevresinde şahlanarak ileri geri elbette koşar. İşte atının bu koşması da mücâhid lehine haseneler olarak yazılır" demiştir.