Geri

   

 

 

 

İleri

 

1- İnsanların arası bozulduğu zaman onu iyileştirme ve barışı kurma hakkında gelen şeyler bâbı

Ve Yüce Allah'ın şu kavli:

“İnsanların toplanıp gizli konuşmalarının çoğunda hayır yoktur. Meğerki toplanıp konuşanlar bir sadaka vermeyi yâhut bir iyilik yapmayı veya insanlar arasını iyileştirip düzeltmeyi emreden kimseler olsun. Her kim bu üç hayrı Allah'ın rızâsını dileyerek yaparsa, biz ona çok büyük bir mükâfat vereceğiz" (en-Nisâ: 114) Ve devlet başkanının (ve onun vekîli olan âmirin) insanlar arasını düzeltmek için adamlarıyla ihtilâf ve çekişme yerlerine çıkıp gitmesi

2731  Bana Ebû Hazım, Sehl ibn Sa'd (radıyallahü anh)'dan tahdîs etti ki (o, şöyle demiştir): Amr ibn Avf oğulları'ndan bir takım insanlar arasında bir kavga olmuştu. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bunların arasını düzeltmek için sahâbîlerinden bâzı insanlarla birlikte Avf oğulları'na (onların Kubâ'daki yurduna) çıkıp gitti. Namaz vakti gelmişti. Halbuki Peygamber henüz Medine Mescidi'ne gelmemişti. Bilâl geldi, namaz için ezan okudu da Peygamber hâlâ gelmemişti. Bunun üzerine Bilâl, Ebû Bekr'e geldi ve:

Peygamber (ara düzeltmek sebebiyle) alıkonuldu. Namaz vakti de geldi. Sen cemâate imâm olup namaz kıldırır mısın? Dedi. Ebû Bekr:

— Evet, istersen namaza ikaamet et, dedi.

Ve Ebû Bekr öne geçip namaza durdu. Sonra Peygamber geldi, saflar arasında yürüyerek tâ birinci safta durdu. Peygamber'i gören insanlar el çırpmaya başladılar. Ebû Bekr namazda başını çevirip bir tarafa bakmazdı. İnsanlar el çırpmayı çoğaltınca dönüp baktı. Ve Peygamber'i arkasında gördü. Peygamber ona eliyle işaret ederek yerinde durmasını ve öylece namazı kıldırmasını emretti. Ebû Bekr de elini kaldırıp (Peygamber'in bu emrinden dolayı) Allah'a hamd etti. Sonra Ebû Bekr birinci saffa girinceye kadar arkasına geri geri çekildi. Peygamber de ilerledi ve insanlara namazı kıldırdı. Namazı bitirince insanlara karşı döndü de:

— "Ey insanlar! Namazınızın içinde size bir şey arız olunca el çırpmaya başladınız. Namaz içinde el çırpmak ancak kadınlara mahsûstur. Her kime namazı içinde (hatırlatmaya değer) bir şey arız olursa Subhânallah desin. Çünkü onun tesbihini işiten kimse (yâni imâm) muhakkak ona döner" buyurdu. (Sonra Peygamber):

— "Yâ Ebâ Bekr! Sana işaret ettiğim zaman, seni yerinde durmaktan ne men' etti de insanlara namaz kıldırmadın?" diye sordu. Ebû Bekr:

(Yâ Rasûlallah!) Ebû Kuhâfe'nin oğluna Peygamber'in önünde insanlara namaz kıldırması yakışmazdı, dedi.

2732  Bize Mu'temir tahdîs edip şöyle dedi: Ben babam Süleyman ibn Tarhân'dan işittim ki, Enes (radıyallahü anh) şöyle demiştir: (Medine'ye gelişinin ilk günlerinde) Peygamber'e:

(Hazrecliler'in başkanı) Abdullah ibn Ubeyy'in yanına gitseniz (de İslâm'a çağırsanız hayırlı olur), denildi.

Bunun üzerine Peygamber bir eşeğe binerek; müslümanlar da kendisiyle beraber yürüyerek, Abdullah ibn Ubeyy'in (Âliye'deki menziline) gitti. Gidilen yol çorak bir arazî idi. Peygamber, İbn Ubeyy'in semtine vardığında, o, Peygamber'e:

— Benden uzak dur! Vallahi eşeğinin kokusu bana ezâ veriyor! Dedi.

Buna karşı Ensâr'dan Hazrec kabilesinden bir adam:

— Vallahi Rasûlüllah'ın eşeği, koku yönünden elbette senden daha temizdir, dedi.

Abdullah ibn Ubeyy hesabına onun kavminden biri öfkelendi de, bu iki kişi sövüştüler. Bunlardan her birinin taraftarları öfkelendiler de aralarında hurma değneği ile, ellerle ve pabuçlarla vuruşma oldu.

Enes; "Eğer mü'minlerden iki zümre birbiriyle dövüşürlerse, aralarını bulup barıştırın...” (el--Hucurat: 9) âyetinin indirildiği haberi bize ulaştı, demiştir.