Geri

   

 

 

 

İleri

 

21- Bâb

2710-...... Ebû Vâil Şakîk ibn Seleme şöyle demiştir: Abdullah ibn Mes'ûd: "Her kim bir yemin eder ve bu yemini ile başkasına âid bir mala hakk kazanırsa, Allah kendisine öfkeli olduğu hâlde Allah'a kavuşur" hadîsini söyledi. Sonra Azız ve Celîl olan Allah bunun tasdiki olarak: "Hakikat, Allah'a olan ahidlerine ve yeminlerine bedel az bir bahâyı satın alanlar, işte onlar: Onlar için âhirette hiçbir nasîb yoktur. Allah kıyâmet günü onlarla konuşmaz, onlara bakmaz, onları temize çıkarmaz. Onlar için pek elemli bir azâb vardır" (Âlu- imrâm 77) âyetini indirdi, dedi.

2711- Sonra oturduğu yerden bizim yanımıza Eş'as ibn Kays çıkıp geldi ve:

— Ebû Abdirrahmân (ibn Mes'ûd) sizlere ne tahdîs ediyor? diye sordu.

Biz de ona İbn Mes'ûd'un bize söylediği hadîsi söyledik. Bunun üzerine Eş'as şunları söyledi:

— İbn Mes'ûd doğru söyledi: Bu âyet, muhakkak ki benim hakkımda indirildi. Şöyle ki: Benimle başka bir adam arasında bir şey hususunda bir çekişme vardı. Biz da'vâmızı Rasûlüllah'a götürdük. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): (Senin üzerine) senin iki şahidin, yahut (onun üzerine) kendi yemini düşer" buyurdu. Ben de Rasûlüllah'a: Hasmım olan zât yeminin ehemmiyetine aldırmayarak yemîn eder olduğu zaman? Dedim. Bunun üzerine, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): ''Herkim bir yemin eder ve o yemininde yalancı olduğu hâlde bir malı almaya hakk kazanırsa, o kimse Allah'a, kendisine öfkeli olduğu hâlde kavuşur" buyurdu. Sonra Allah bunun tasdiki olmak üzere o âyeti indirdi. Sonra Peygamber bu Âlu İmrân: 77. âyetini okudu .