Geri

   

 

 

 

İleri

 

9- Bir kimse zulüm ve haksızlık üzerine şâhid yapılmak istenildiği zaman, şahitlik etmez.

2689-........ en-Nu'mân ibn Beşîr (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Annem Ravâha kızı Amre, Bâbam Beşîr'den kendi malından benim için bir parça hibe istedi. Evvelâ çekinmesinin ardından Bâbama hibe etmek fikri geldi ve bana bir hibe yaptı. Annem:

— Bu hibeye sen Peygamber'i şâhid kılmadıkça ben razı olmam, dedi.

Bunun üzerine bâbam elimden tuttu. Ben bir çocuktum. Beni peygamber'e getirdi ve:

— Bunun anası Ravâha kızı Amre, bu çocuk için benden hibe vermemi istedi, dedi. Peygamber:

— "Senin bundan başka çocuğun var mı?" diye sordu.

Bâbam:

— Evet, vardır, dedi. Nu'mân dedi ki: Ben Peygamberin Beşîr'e:

— "Sen beni bir zulüm ve haksızlık üzerine şâhid yapma!" buyurdu sanıyorum. eş-Şa'bî'den rivayet eden Ebû Harız: "Ben bir zulüm ve haksızlık üzerine şâhidlik yapmam" şeklinde söylemiştir.

2690 İmrân ibn Husayn (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Sizin hayırlı asrınız, benim içinde yaşadığım zamandır. Sonra benimle yaşayanlara yakın olanlardır. Daha sonra onlara yakın olanlardır" buyurdu. İmrân: Peygamber kendi asrından sonra hayırlı asır olarak iki asır mı, yoksa üç asır mı zikretti; bilmiyorum, demiştir.

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) devamla şöyle buyurdu: "Sizden sonra bir kavim gelecektir ki onlar hıyanet edecekler, kimse bunlara i'timâd etmeyecek, bunlar şehâdet etmeleri istenmeden şâhidlik edecekler; yine bunlar adak adayacaklar, fakat adaklarını yerine getirmeyecekler. Artık bunlar arasında (tıka basa yemek içmek) semizlenmek meydana çıkar (yani onlara göre hayâtın gayesi bu işlerden ibaret olur)".

2691 Abdullah ibn Mes'ûd (radıyallahü anh)'dan (şöyle demiştir): Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "İnsanların hayırlısı benim asrım (daki sahâbîlerim)dir. Sonra onlara yakın olan (tâbiî)lerdir. Sonra onlara yakın olanlardır (yani tabiîlerin tâbi Meridir). Sonra bir takım kavimler gelir ki, onlardan herhangi birinin şehâdeti yemininin önüne, yemini de şehâdetinin önüne geçer".

İbrâhîm en-Nahaî: Biz çocuk iken velîlerimiz bizi: "Eşhedu billahi" ve "Allah ile ahdim olsun" sözlerini söylediğimizden dolayı döverlerdi, demiştir.