18- Hakkına tecâvüz edilen mazlumun, zâliminin malını bulduğu zaman (hâkimin hükmü olmaksızın) zâlimin malından bizzat hakkını alması bâbıİbn Sîrîn de: Mazlum, kendi malı kadar alır, demiş ve şu âyeti okumuştur: "Eğer herhangi bir ceza ile mukaabele edecek olursanız, ancak size uygulanan ukubetin misillemesiyle ceza yapın (Sabr ederseniz, and olsun ki bu tahammül edenler için elbet daha hayırlıdır)" (en-Nahl: 126). 2500-...... ez-Zuhrî şöyle dedi: Bana Urve tahdîs etti ki, Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Utbe bin rabîa'nın kızı Hind bir kerre Rasûlüllah'ın huzuruna geldi de: — Yâ Rasûlallah! Şübhesiz Ebû Sufyân çok sıkı, cimri bir kimsedir. Ona âid olan maldan ailemize yedirmemde bana bir günâh olur mu? Dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — " Bir ailenin yiyebileceği miktar ile aile halkını yedirmende sana bir günâh yoktur" buyurdu. 2501 Ukbe ibn Âmir (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Biz bir kerre Peygamber'e: — Sen bizi (seriyye hâlinde gazaya) gönderiyorsun. Biz de (bazen) bir kavmin yurduna iniyoruz ki, onlar bize misafirperverlik yapmıyorlar. Bu hususta ne re'y edersiniz? diye sorduk. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — "Siz bir kavmin menziline inmek istediniz de size misafire yakışacak şeyler emredilirse (yani güzel kabul gösterilirse) bu ikramı kabul ediniz. Şayet ikram yapmayıp çekinirlerse, onlardan (yani onların malından) misafir hakkını alınız'' buyurdu. |