18- Borçtan bir kısmının indirilmesi hususunda şefaat edilmesi bâbı2444 Câbir ibn Abdillah (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Babam Abdullah Uhud'da vuruldu. Arkada çocuklar ve borç bıraktı. Ben alacaklılara babamın borcundan bir kısmını indirmelerini istediğimi ulaştırdım. Onlar benim isteğimi kabul etmediler. Bunun üzerine Peygamber'e geldim de kendisinden alacaklılar yanında bana şefaat etmesini istedim. Peygamber onlardan bu borç indirmeyi istediğinde, onlar yine kabul etmediler. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bana: — "Yâ Câbir, hurmanı (toplayıp) herbir nev'i ayrı ayrı sınıflandır: Acve denilen iyi hurmayı bir boy yap; İzku ibn Zeyd denilen nev'ini ayrı bir boy yap; el-Line denilen az değerli olanını da ayrı bir boy yap. Sonra ben sana gelinceye kadar alacaklıları hazır et" buyurdu. Ben Peygamber'in bu emirlerini yaptım. Sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) geldi ve hurma harmanının üzerine oturdu. Ve bu hurma nev'ilerînden alacaklılardan her bir adamın hakkını ölçtü, nihayet onların haklarını tastamam verdi. Ve hurma sanki ona hiç el sürülmemişçesine olduğu gibi artıp kaldı. 2445- Ve ben bizim bir saka devemiz üzerinde Peygamberin maiyyetinde gazveye gittim. Deve yoruldu ve beni ordudan geride bıraktı. Peygamber arkasından deveye değnekle vurdu. Peygamber: — "Medine'ye kadar sırtı sana âid olarak bu deveyi bana sat" buyurdu. Medine'ye yaklaştığımız zaman ben kendisinden izin isteyip: — Yâ Rasûlallah, ben yeni güveyi olmuş bir kimseyim, dedim. Rasûlüllah: — "Ne ile evlendin; kızla mı, yoksa dul ile mi?" dedi. Ben: — Dul ile evlendim. Babam Abdullah vuruldu ve arkasında birçok küçük kız çocukları bıraktı. Bunun için ben onları öğretecek ve onları terbiye edip edeplendirecek dul bir kadınla evlendim, dedim. Bu konuşmadan sonra Rasûlüllah: — "Ailene git" buyurdu. Akabinde ben eve geldim. Ve dayıma deveyi sattığımı haber verdim. Dayım beni kınadı. Ben kendisine devenin yorulmasını, Peygamber'den olan işi ve Peygamberin deveye değnekle vuruşunu haber verdim. Peygamber gelince ben kuşluk vakti devemi teslîm etmek üzere kendisine götürdüm. Peygamber bana hem devenin bedelini, hem deveyi, hem de cemâatle beraber olan ganîmet payımı verdi. |