2- Bâb: İçmeyi ve taksim edilmiş olsun veya taksim edilmemiş olsun su sadakasını, hibesini, vasiyyet edilmesini caiz gören kimse hakkındadır.Ve Usmân ibn Affân şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): “Rûme Kuyusu'nu -kendi kovası da müslümânların kovaları gibi bu kuyu içinde, kendisine bir meziyet ayırmaksızın müşterek faaliyette bulunmak üzere- kim satın alır da müslümânlara karşılıksız hediye ederse, onun için cennet va'd edilmiştir” buyurdu. Bunun üzerine Usmân onu satın almış (ve vakıf yapmış)tır. 2392 Sehl ibn Sa'd (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bir bardak su getirildi. Peygamber bundan (bir mikdâr) içti. Sağında sahâbîlerin en küçüğü bir genç bulunuyordu. Yaşlılar da solunda idiler. Bu vaziyette Peygamber: — "Ey genç, bardakta kalanı ihtiyarlara vermeme izin verir misin?"dedi. Genç sahâbî: — Yâ Rasûlallah, Sen'den gelecek artığımı hiçbir kimseye ihsan edecek değilim, dedi. Bu cevâb üzerine Rasûlüllah bardakta kalan suyu bu gence verdi. 2393 Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Enes ibn Mâlik'in evinde bulunan bir elcil besi koyununun sütü Rasûlüllah için sağıldı. Bu koyunun sütü yine Enes'in evinde bulunan kuyudan alınan bir mikdâr su ile karıştırıldı ve Rasûlüllah'a bir bardak ile verildi. O da bu bardaktan içti. Nihayet bardağı ağzından ayırdığı sırada solunda Ebû Bekr, sağında da bir A'râbî bulunuyordu. Omer, Rasûlüllah'ın (bu artığı) A'râbî'ye vermesinden korkarak; — Yâ Rasûlallah, yanındaki Ebû Bekr'e ver, dedi. Rasûlüllah ise artığını sağındaki A'râbî'ye verdi. Sonra: — "Sağa; sıra ile sağa (ver)” buyurdu. |