2- Müslüman kimse dâru’l-harb'de bulunan yahut dâru’l-islâm'da (kendisine emân verilmekle) müste'men olan bir harbî'yi tevkîl ettiği zaman. Bu vekâlet verme caizdir.2345 Salih ibnu İbrâhîm ibn Abdirrahmân ibn Avf, Bâbası İbrahim'den; o da dedesi Abdurrahmân ibn Avf tan: Bu Abdurrah-mân ibn Avf (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Mekke'deki malımı (yahut yakınlarımı) muhafaza etmesi; ben de onun Medine'deki malını ve yakınlarını korumam için Umeyyetu'bnu Halefe bir mektûb yazdım. Mektubun üzerine Abdurrahmân imzasını koyup Rahman ismini zikredince, Umeyye: Senin ibâdet ettiğin Rahmân'ı ben tanımam, sen bana Câhiliyet'teki isminle yaz, dedi. Bu sefer ben ona " Abdu Amr" diye yazdım. Bedir gazvesi günü geldiği zaman, ben o gün bir gece insanlar uyuduğu bir sırada Umeyye ibn Halefi korumak için onu alıp bir dağa çıktım. Fakat Umeyye'yi Bilâl gördü. Hemen koşup, nihayet bir Ensâr meclisinde durdu ve: — Bu, Umeyyetu'bnu Haleftir; yakalayın! Eğer Umeyye bu sefer kurtulursa ben kurtulmam! Diye haykırdı (Böylece Ensâr'ı Umeyye'yi öldürmeye teşvik etti). Bunun üzerine onun beraberinde Ensâr'dan bir takım mücâhid, bizim izlerimizde hareket edip, bizi ta'kîbe koyuldular. (Benim bir elimi Umeyye, bir elimi de oğlu Alî tutuyordu.) Mücâhidlerin bize yetişeceklerinden endîşe edince, ben Ensâr'a: — Umeyye budur, diye oğlu Alî'yi kendisine halef yapıp geri bıraktım. Bunu, oğlu ile onları meşgul edip Umeyye'yi kurtarmak için yaptım. Fakat onlar hemen Umeyye'nin oğlunu öldürdüler. Sonra bizi kovalamak için direndiler. Umeyye şişman, ağır bedenli bir adamdı. Kovalayanlar bize yetişince, ben Umeyye'ye: — Çök, dedim; o diz üstü çöktü. Ben hücumdan onu korumak için kendimi onun üzerine attım. Fakat hücum edenler kılıçlarını altımdan Umeyye'ye sapladılar ve nihâyet onu öldürdüler. Bu sırada mücâhidlerden biri kılıcını benim ayağıma isabet ettirdi. Bu hadîsi Abdurrahmân ibn Avf'tan rivayet eden oğlu İbrâhîm: Bâbam Abdurrahmân ibn Avf, ayağının üstündeki bu kılıç izini bize gösterir idi, demiştir. Ebû Abdillah el-Buhârî dedi ki: Râvî Yûsuf ibnu'l-Mâcişûn, İbrâhim'in oğlu Salih'ten işitti. İbrâhîm de Bâbasından işitti. |