Geri

   

 

 

 

İleri

 

54- Satın alınan gıda maddesini kabz etmeden önce başkasına satmak hakkında ve ihtikâr hakkında zîkrolunan hadîsler bâbı

2172  İbn Omer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.) zamanında götürü pazarlıkla erzak satın alan (ve malı teslîm almadan başkasına satmak isteyen öyle muhtekir) kimseler gördüm ki, bunlar o malları yükleyip kendi mekânlarına nakledinceye kadar döğülürler (ve kabzdan önce) satmaktan men' olunurlardı.

2173 İbn Abbâs radıyallahü anhüma: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.), kişiyi satın aldığı yiyecek maddesini tamamen teslim alıncaya kadar başka bir müşteriye satmaktan nehyetti, demiştir. Ben (Tâvûs ibn Keysân), İbn Abbâs'a:

— Böyle bir satıştan nehyin sebebi nedir? Diye sordum, ibn Abbâs:

— Müşterinin satın aldığı herhangi bir gıda maddesini kabz ve nakletmeden başkasına satması, parayı para ile satmak demektir. Halbuki ortada satın alınmış olan malın edası geri bırakılmıştır, dedi.

2174 Abdullah ibnu Dînâr tahdîs edip şöyle dedi: Ben İbnu Omer (radıyallahü anh) 'den işittim, şöyle diyordu: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem.a.v.): "Herhangi bir yiyecek maddesi satın alan kimse, o malı kendi eline teslim alıncaya kadar onu satmaz" buyurdu.

2175 Amr ibnu Dînâr bu hadîsi ez-Zuhrî'den; o da Mâlik ibn Evs'ten tahdîs ediyordu. Bu Mâlik ibn Evs bir sahâbî meclisine gelip:

— Yanında (dînârları dirhemle) bozabilecek kimse var mı? Diye sordu.

Cennetle müjdelilerden olan Talha (radıyallahü anh):

— Ben varım. Bizim hazinecimiz Gâbe ormanından gelince paranı bozayım, dedi.

Râvî Sufyân ibn Uyeyne: Bu hadîs, bizim ez-Zuhrî'den ezberlediğimiz hadîstir ki, içinde hiçbir kelime ziyâde yoktur, demiş (ve böylece hadîsin kuvvet ve kat'îliğini te'mîn etmiş)tir. ez-Zuhrî şöyle dedi: Bana Mâlik ibn Evs haber verdi ki, kendisi Omer ibnu’l-Hattâb'dan işitmiştir. Omer ibnu'l-Hattâb (radıyallahü anh), Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu haber veriyordu:

"Altını altın ile satma ve değiştirme ribâdır. Ancak iki tarafın birbirine 'Ha (al), ha (ver)' diyerek, elden ele peşin verip almış olmaları hâli müstesnadır. Buğdayı buğdayla tebdilde ribâdır. Ancak iki taraf birbirine 'Ha (al), ha (ver)' diye peşin alıp vermeleri müstesnadır. Hurmayı hurma ile satmak da ribâdır. Ancak 'Ha al ha ver' denilmesi hâli müstesnadır. Arpayı arpa ile satmak da ribâdır; ancak 'Ha al, ha ver'denilmesi müstesnadır".