Geri

   

 

 

 

İleri

 

3- Şübheli Şeylerin Tefsîri Bâbı

Ve Hassan ibn Ebî Sinan: "Ben takvadan kolay birşey görmedim: Seni şübheye düşürecek şeyi, sana şübhe vermeyecek şeye terk et" demiştir.

2091 Ukbetu'bnu'l-Hâris (radıyallahü anh)'ten (şöyle demiştir): Siyah bir kadın geldi de, Ukbe'yi ve Ukbe'nin evlendiği kadını emzirdiğini iddia etti. Akabinde Ukbe bu emzirilmeyi Peygamber'e zikretti. Peygamber Ukbe'den yüz çevirip tebessüm ederek: " (Senin, evlendiğin kadınla süt kardeşi bulunduğun) söylenmiş olduğu hâlde (onunla temasın) nasıl olur?!" buyurdu. Ukbe'nin nikâhı altında Ebû îhâb ibn Azîze't-Temîmî'nin kızı (Guneyye) vardı.

2092 Âişe (r.anha) şöyle demiştir; Utbe ibnu Ebî Vakkaas, kardeşi Sa'd ibnu Ebî Vakkaas'a vasiyet edip:

— Zem'a'nın cariyesinin oğlu (Abdurrahmân), benim sulbümdendir, Bu çocuğu al, demiştir.

Âişe dedi ki: Mekke'nin fethi yılı olup Mekke'ye varıldığında, Sa'd ibnu Ebî Vakkaas bu çocuğu yakaladı ve:

— Bu, kardeşim Utbe'nin oğludur. Bunun nesebinin kendisine katılması hususunda bana vasiyet etmiştir, dedi.

Bunun zerine Abd ibnu Zem'a ayaklanıp:

— Bu, benim kardeşimdir; Bâbamın cariyesinin oğludur, Bâbamın döşeği üstünde doğmuştur, dedi.

Her iki taraf bu niza' ve husûmetlerini Peygamber'e sevk ettiler. Sa'd ibn Ebî Vakkaas:

— Yâ Rasûlallah! Bu çocuk, kardeşim Utbe'nin oğludur. Nesebinin kendisine katılması hususunda bana vasiyette bulunmuştu, dedi.

Abd ibnu Zem'a da:

— Bu, benim kardeşimdir; Bâbamın cariyesinin oğludur, Bâbamın döşeği üstünde doğmuştur, dedi.

Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

"Yâ Abd ibne Zem'a! Bu (Abdurrahmân), senin (kardeşin)dir" buyurdu.

Sonra da:

"Çocuk döşek sahibinindir. Zina eden erkeğe de mahrumiyet düşer" dedi.

Sonra Peygamber husûmet sebebi olan bu çocuğun sîmâca Utbe'ye benzediğini görerek eşi Şevde bintu Zem'a'ya hitaben:

— "Ey Sevde! Bundan sonra sen de bu Abdurrahmân'dan perdelen" buyurdu.

Artık bundan sonra bu Abdurrahmân, Sevde Allah’a kavuşuncaya kadar, Sevde'yi açık olarak görmemiştir.

2093 Adiyy ibn Hatim (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Peygamber’e mı'râd (avın)dan sordum. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem.A.V.):

— "Mı'râd sivri tarafıyla isabet ettiği zaman o avı ye. Enli tarafıyla isabet ettiği ve öldürdüğü zaman, artık o av hayvanını yeme. Çünkü okun enli tarafıyle vurulan hayvan vakizedir (sopa ile vurulmuş olup, haramdır)" buyurdu.

Ben bu sefer:

—Yâ Rasûlallah! Ben av köpeğimi Bismillah diyerek salıyorum. Akabinde avın üzerinde onun beraberinde üstüne Besmele çekmediğim başka bir köpek buluyorum ve o avı bu iki köpekten hangisinin yakaladığını bilemiyorum? Dedim.

Rasûlüllah:

— "Sen o avı yeme! Çünkü sen ancak kendi köpeğin üzerine Bismillah dedin, diğer köpek üzerine Bismillah demedin!" buyurdu.