51- Nafile olarak oruçlu bulunan din kardeşine bu orucunu bozdurmaya yemîn eden ve orucu bozmak kendisine daha hayırlı olduğu takdirde orucunu bozan kimseye bir ödeme gerekmediği görüşünde bulunan kimse bâbı2005 Ebû Cuheyfe (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Selmân el-Fârisî ile Ebu'd-Derdâ arasında kardeşlik akdi yaptı. Selmân, Ebu'd-Derdâ'yı ziyarete gitti. (Ebu'd-Derdâ'yı evde bulamadı) ve karısı Ümmü'd-Derdâ'yı eski bir elbise içinde perişan gördü de: — Bu hâlin nedir? Diye sordu. Ümmü'd-Derdâ: — Kardeşin Ebu'd-Derdâ'nın dünyâda bir işi ve ihtiyâcı yoktur (o, gündüz oruç tutar, gece namaz kılar), deyip dert yandı. Bu sırada Ebu'd-Derdâ da geldi. Selmân için yemek yaptı (ve önüne getirdi). Selmân, Ebu'd-Derdâ'ya: — Sen de ye! dedi. Ebu'd-Derdâ: — Ben oruçluyum! Demesi üzerine Selmân: — (Vallâhî bu orucu bozacaksın!) Ve sen yemedikçe ben de yemeyeceğim, dedi. Ebû Cuheyfe dedi ki: Ebu'd-Derdâ da (orucunu bozup konuğu ile) yedi. Gece olunca Ebu'd-Derdâ, gecenin evvelinde namaza kalkmak istedi. Selmân onu: — Uyu! diye men' etti. Ebu'd-Derdâ da uyudu. Sonra bir daha kalkmaya davrandı. Yine Selmân: — Uyu! Deyip, onu kalkmaktan men' etti. Gecenin son vakti olunca Selmân: — Şimdi kalk, dedi. (Kalktılar, abdest alıp) namaz kıldılar. Müteakiben Selmân, Ebu'd-Derdâ'ya: — İnne li-Rabbike aleyhe hakkan Ve li-nefsike aleyke hakkan Ve li-ehlike aleyke hakkan (Ve li dayfike aleyke hakkan) fe â'tı külle zî hakkın hakkahu Muhakkak ki senin üzerinde Rabb'in için bir hakk vardır. Ve yine senin üzerinde kendin için bir hakk vardır. Ve yine senin üzerinde ailen için de bir hakk vardır. (Ve hattâ senin üzerinde misafir için de bir hakk vardır). Binâenaleyh sen her hakk sahibine hakkını ver! dedi. Sonra Ebu'd-Derdâ Peygamber'e geldi de bu vak'ayı O'na zikretti. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): — "Selmân doğru söylemiştir" buyurdu |