Geri

   

 

 

 

İleri

 

48- Visal orucu (yani bir günün orucunu öbür günün orucuna yemeden içmeden ekleyip ulamanın hükmü) ;

Yüce Allah'ın: "Sonra orucu geceye kadar imsak ederek tamamlayınız. " (el-Bakara: 187) kavlinden ötürü, geceleyin oruç yoktur diyen kimse ; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ümmetine bir rahmet olmak ve bedenlerinin kuvvetini bakî kılıp korumak için visal orucu tutmaktan nehyetti ve bir de teammuk'un, yânı teklif edilmemiş bir şeyi , derinletmenin (derinlemesine yapmanın) mekruh kılınması Bâbı.

1998  Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh) ten: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

"Bir günün orucunu öbür günün orucuna eklemeyiniz" buyurdu.

Sahâbîler:

— Sen orucu ekleyip duruyorsun? Dediler.

Peygamber:

_ "Ben sizden hiçbiriniz gibi değilim. Çünkü ben yedirilir, içirilirim" yahut: "Çünkü ben yedirilir ve içirilir olduğum hâlde gecelerim" buyurdu.

1999 Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) şöyle dedi: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) visal orucu tutmaktan nehyetti. Sahâbîler: Sen birbirine ekleyerek oruç tutuyorsun? dediler. Rasûlüllah: "Çünkü ben sizler gibi değilim. Ben doyurulur ve sulanırım" buyurdu.

2000  Ebû Saîd (radıyallahü anh), Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işitmiştir:

"Sizler, orucunuzu öbürüsüne eklemeyiniz. Hanginiz bir günün orucunu diğer günün orucuna eklemek isterse, nihayet sahur vaktine kadar ulaştırsın".

Sahâbîler:

— Yâ Rasûlallah! Sen birbirine ekleyerek oruç tutuyorsun? dediler.

Rasûlüllah:

— "Ben sizin hey'etiniz gibi değilim. Çünkü ben geceyi, beni doyuran bir doyurucum ve beni sulayan bir sulayıcım olduğu hâlde geçiririm" buyurdu 157.

2001 Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ümmetine rahmeten oruçları birbirine eklemekten nehy buyurdu. Sahâbîler:

— Sen bir günün orucunu diğer günün orucuna ekleyip ulaştırıyorsun? dediler.

Rasûlüllah:

"Ben sizin hey'etiniz gibi değilim. Çünkü Rabb'im beni doyurur ve sular" buyurdu.

Ebû Abdillâh el-Buhârî dedi ki: Râvîlerden Usmân ibn Ebî Şeybe bu hadîsteki "Rahmeten lehum (= Ümmete rahmeten)" kısmını zikretmedi.