10- Bâb: İnsan haccda yapacağı şeyleri umre'de de yapar1817 Bize Atâ tahdîs edip şöyle dedi: Bana Ya'lâ ibn Umeyye'nin oğlu Safvân, bâbasından tahdîs etti (O, şöyle demiştir): Peygamber Cı'râne'de iken yanına bir kimse geldi. Gelen kimsenin üzerinde hem bir cübbe vardı, hem de kendisinde halûk denilen güzel koku eseri -yahut da sarı boya demiştir- bulunuyordu. Bu zât Peygamber'e: — Umremde bana nasıl yapmamı emredersin? dedi. Tam bu sırada Allah Peygamber'e vahiy indirdi de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) hemen bir bezle örtüldü. Ve ben de, üzerine vahiy indirilirken Peygamber'i görmüş olmamı çok arzu etmiştim. Omer hemen bana: — Gel! Üzerine Allah vahiy indirmiş olduğu hâlde Peygamber'e bakman seni sevindirir mi? dedi. Ben: — Evet, dedim. Omer örtünün bir tarafını kaldırdı. Ben (başımı örtünün içine sokup) Peygamber'e baktım. Peygamber'in bir nevi' horuldaması vardı. Râvî dedi ki: Zannediyorum, erkek deve yavrusunun horuldaması gibi, dedi. Peygamber'den bu hâl açılınca: — "Umreden soran kimse nerede?" buyurdu. (Yanına birisi getirildi, ona:) — "Kendinden bu cübbeyi çıkar, elbisen ve bedenindeki bu kokunun izini yıka. Sarı boyayı pampâk temizle (Bir zabta göre: Sarı boyadan sakın)! Haccında yapacağın fiillerin benzerini umren içinde de yap!" buyurdu. 1818 Urve şöyle demiştir: Ben Peygamber'in zevcesi ve teyzem Âişe'ye şunu söyledim. Ben bunu söylediğim zaman yaşı küçük bir genç hâlinde idim: — Mübarek ve müteâlî olan Allah'ın şu kavli hakkında re'yin nedir?: "Şübhe yok ki Safa ile Merve Allah 'in alâmetlerindendir. İşte kim o Beyt 'i hacc veya umre ile ziyaret ederse, bunları güzelce tavaf etmesinde üzerine bir be's yoktur. Kim gönlünden koparak bir hayr işlerse (mükâfatını görür). Çünkü Allah tâatlerin ecrini veren ve hakkıyle bilendir" (el-Bakara: 158). Ben, Safa ile Merve arasında dolaşmamaktan dolayı hiçbir kimse üzerine günâh olacağını zannetmiyorum, dedim. Âişe: — Hayır, âyetin ma'nâsı asla dediğin gibi değildir. Eğer bu âyetin ma'nâsi senin söylemekte olduğun gibi olaydı, âyet: "Safa ile Merve arasında dolaşmamakta günâh yoktur" suretinde olurdu. Bu âyet, Ensâr hakkında indirilmiştir. Onlar İslâm'dan evvel Menât putuna ibâdet için telbiye ediyorlardı. Menât putu Kudeyd mevkiinin hizasında bulunuyordu. Onlar (kendi putları karşısında bulunan) Safa ile Merve putları arasında sa'y etmeyi günâh sayarlardı. İslâm Dîni gelince Ensâr bunu Rasûlüllah'a sordular. Bunun üzerine Yüce Allah: "Şübhe yok ki Safa ile Merve Allah'ın alâmetlerindendir. İşte kim o Beyt’i hacc veya umre niyetiyle ziyaret ederse, bunları güzelce tavaf etmesinde üzerine bir günâh yoktur... " (el Bakara: 158) âyetini indirdi. Sufyân ibn Uyeyne ve Ebû Muâviye, Hişâm'dan yaptıkları rivayette, Hişâm, Urve'den; o da Âişe'den; onun: "Safa ile Merve arasını dolaşmadıkça Allah bir kimsenin haccını ve umresini tamam etmez" dediğini ziyâde etmişlerdir. |