Geri

   

 

 

 

İleri

 

133- Mina Günlerinde Hutbe Bâ [1][342]

1766 Bize İkrime, İbn Abbâs'tan tahdîs etti (o, şöyle demiştir): Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) nahr günü (Minâ'da) insanlara hitabe yaptı da bu hitabede:

— "Ey insanlar! Bu gün hangi gündür?" diye sordu. İnsanlar:

(İçinde kıtal) haram olan gündür, dediler. Rasûlullah:

"Bu hangi beldedir?" diye sordu.

İnsanlar:

(İçinde kıtal) haram olan beldedir, dediler.

Rasûlullah:

— "Bu ay hangi aydır?" diye sordu.

İnsanlar:

— Haram aydır, dediler.

Rasûlullah:

— "Şübhesiz kanlarınız, mallarınız, ırzlarınız bu belde içinde, bu ayda, bu günün harâmlığı kadar biribirinize haramdır" buyurdu ve bu sözleri birkaç defa tekrar etti. Sonra başını yukarı kaldırdı da:

— "Ey Allahım, tebliğ ettim mi? ey Allahım, tebliğ ettim mi?"dedi. İbn Abbâs bu hadîsi böyle naklettikten sonra:

— Nefsim yed’inde olan Allah'a yemin ederim ki, bu sözler muhakkak Rasûlullah'm ümmetine vasiyetidir. Binâenaleyh burada hâ­zır bulunan kimse hâzır bulunmayana (ve müstakbel nesillere) bunu tebliğ etsin: "Benden sonra biribirinizin boyunlarına vurarak kâfir­lere dönmeyiniz" dedi .

1767 Bana Amr (ibn Dînâr) haber verip şöyle dedi: Ben Câbir ibn Zeyd'den işittim, şöyle dedi: Ben îbn Abbâs'tan işittim, şöyle dedi: Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den işittim, Arafat'ta hutbe yapıyor­du .

Bu hadîsi Amr ibn Dînâr'dan rivayet etmekte Sufyân ibn Uyeyne, Şu'betu'bnu Haccâc'a mutâbaat etti .

1768 Muhammed ibn Sîrîn şöyle demiştir: Bana Ebû Bekre'nin oğlu Abdurrahmân, Bâbası Ebû Bekre'den haber verdi. Ve bir de benim nefsimde bu Abdurrahmân'dan daha faziletli olan bir kimse, Humeyd ibnu Abdirrahmân bana yine Ebû Bekre'den haber verdi. Ebû Bekre (Nufey' ibnu'l-Hâris ibn Kelede -R-)'şöyle demiştir:

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) nahr günü bizlere hitâb edip:

— "Bu gün hangi gündür, biliyor musunuz?" buyurdu. Biz:

— Allah ve Rasûlü en iyi bilendir, dedik.

O, sükût etti. O derecede ki, biz Peygamber onu başka bir isim­le isimlendirecek sandık. Rasûlullah:

— "Nahır günü (yâni kurbân kesme günü) değil mi? buyurdu. Bizler:

— Evet, kurbân kesme günüdür, dedik.

Sonra:

— "Bu ay hangi aydır?" diye sordu. Biz:

— Allah ve Rasûlü en bilendir, dedik.

O yine sükût etti. O derecede ki biz ona isminden başka bir isim takacak sandık. Rasûlullah:

— "Zu'l-hicce ayı değil mi?" buyurdu.

Biz:

— Evet, zu'l-hicce ayıdır, dedik.

— "Bu hangi beldedir?" diye sordu.

Biz yine:

— Allah ve Rasûlü en bilendir, dedik.

 Rasûlullah sustu; o derecede ki, biz ona isminden başka bir isim verecek sandık.

— "Haram olan Belde değil mi?" buyurdu.

Biz:

— Evet, Haram Belde'dir, dedik. Bunun üzerine:

— "Muhakkak ki kanlarınız, mallarınız bu beldeniz içinde, bu ayınızda, bu gününüzün harâmlığı gibi biribirinize, Rabb'inize ka­vuşacağınız güne kadar haramdır. Dikkat edin! Bunları size tebliğ et­tim mi?" dedi.

Sahâbîler:

— Evet, tebliğ ettin, dediler. Rasûlullah:

— "Yâ Allah! Şâhid ol!" dedi. Sonra: "Burada hâzır bulunanlar, hâzır bulunmayanlara tebliğ etsin. Bâzan kendisine tebliğ edil­miş olan kimse, burada bulunup işiten kimseden daha iyi anlayıp belleyici olur. Benden sonra biribirinizin boyunlarına vuracak kâfir­lere dönmeyiniz!" buyurdu .

1769 Abdullah ibnu Umer (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Minâ'daki hutbesinde:

— "Bilir misiniz bu gün hangi gündür?" buyurdu. Sahâbîler:

— Allah ve Rasûlü en bilendir, dediler. Bunun üzerine Peygamber:

— "Şübhesiz bu, haram bir gündür. Yine bilir misiniz bu hangi beldedir?" buyurdu.

Sahâbîler:

— Allah ve Rasûlü en bilendir, dediler. Peygamber:

— "Haram beldedir. Bilir misiniz bu hangi aydır?" buyurdu. Sahâbîler:

— Allah ve Rasûlü en bilendir, dediler. Peygamber:

— "Haram aydır" buyurdu da şöyle devam etti: "Şübhesiz Allah kanlarınızı, mallarınızı, ırzlarınızı bu ayınız içinde, bu beldeniz için­de, bu gününüzün harâmlığı gibi biribirinize haram kılmıştır" .

Ve Hişâm ibnu’l-Gâzî (157) dedi ki: Bana Nâfi İbn Umer'den haber verdi. O, şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu suretle yapmış ol­duğu haccında nahr gününde cemrelerin arasında durdu da: "Bu bü­yük haccdır" buyurdu. Bundan sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Yâ Allah! Şâhid ol!" demeye başladı ve insanlara veda etti. Sahâbîler: Bu hacc, veda hacadır, dediler .