Geri

   

 

 

 

İleri

 

126- Kurbanı tıraştan önce kesme (nin hükmü) bâbı

1747 Bize Mansûr ibn Zâzân, Atâ'dan haber verdi ki, İbn Abbâs (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e, kurbânı kesmeden önce saçını tıraş eden ve bunun benzeri (meselâ taş atmadan önce ifâda tavafı gibi) bir iş yapan kimsenin hükmü soruldu. Peygamber: "Darlık yok, darlık yok" buyurdu .

1748 Bize Ebû Bekr ibnu Ayyaş, Abdulazîz ibn Rufey'den; o da Atâ'dan haber verdi ki, İbn Abbâs (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Bir adam Peygamber'e:

— Ben cemreye taş atmadan önce Ka'be'ye farz olan ziyaret tavafını yaptım, dedi.

Peygamber:

— "Hiçbir darlık yok" buyurdu.

Aynı şahıs veya diğer biri:

Ben kurbânımı kesmeden önce başımı tıraş ettim, dedi. peygamber:

"Darlık yok" buyurdu.

Ben cemreye taş atmadan kurbânımı kestim, dedi. "Darlık (ve günâh) yok" buyurdu .

Ve Abdurrahîm ibn Süleyman er-Râzî dedi ki îbnu Hüseyni şöyle dedi: Bana Atâ, îbn Abbâs'tan; o da Peygamber'den haber verdi. Ve el-Kaasım ibnu Yahya (öl. 197) şöyle dedi: Bana İbnu Huseym, Atâ'dan; o da İbn Abbâs'tan; o da Peyamber'den tahdîs etti, dedi.

1749- Ve Affân (ibn Müslim es-Saffâr): Ben Vuheyb'in şöyle dediğini zannediyorum: Bize Abdullah ibnu Huseym, Saîd ibn Cubeyr'den; o da İbn Abbâs'tan; o da Peygamber'den. Ve Hammâd (ibn Seleme), Kays ibn Sa'd ile Abbâd ibn Mansûr'dan; onlar da Atâ'dan; o da Câbir ibn Abdillah'tan; o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den olmak üzere bu hadîsi söyledi .

1750 Bize Hâlid el-Hazzâ, İkrime'den tahdîs etti ki, İbn Abbâs (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e birisi tarafından soruldu. O soran zât:

— Ben güneşin ortadan meyli ile batması arasındaki zamana girişimin ardından cemreye taş attım, dedi.

Peygamber:

— "Darlık yoktur" buyurdu. (O zât veya başkası:)

— Ben kurbânımı kesmeden önce tıraş oldum, dedi. Peygamber:

— "Darlık yoktur" buyurdu .

1751 Ebû Mûsâ (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben (Yemen'den dön­düm de) Rasûlullah Bathâ'da iken O'nun yanma geldim. Rasûlullah bana:

— "Hacca niyet ettin mi?" dedi.

Ben:

— Evet, niyet ettim, dedim.

Rasûlullah:

— "Hangi nevi' hacca niyet edip ihrama girdin?" dedi.

Ben:

— Peygamber'in ihrama girişi gibi bir ihrama girişle Lebbeyk

dedim, diye cevâbladım.

Rasûlullah:

— "Güzel yaptın. Şimdi git Bey t'i tavaf et, Safa ile Merve ara­sım sa'y eyle" buyurdu.

Ben bunları yaptıktan sonra Kays oğulları kadınlarından bir kdına geldim. Kadın başımın saçını tarayıp ayıkladı (yânı beraberim­de kurbân olmadığı için umre yapıp ihramdan çıktım). Sonra hacc niyetiyle ihrama girip telbiye ettim. Artık sonraları ben, tâ Umer'in halifeliğine kadar insanlara bununla, yani hacca kadar umre ile temettü' yapmakla fetva veriyordum. Nihayet Umer halîfe olunca bunu kendisine zikrettim. Umer:

— Allah'ın Kitabını alırsak, o bize (başlanmış olan umre ile haccı), tamamlamayı emrediyor (el-Bakara: 196). Allah Elçisi'nin sünnetini alırsak, şübhesiz Allah Elçisi kurbân kesileceği yere ulaşıp kesilinceye kadar, ihramdan çıkmamıştır, dedi .