Geri

   

 

 

 

İleri

 

15- Bâb : Musalli Namaz İçinde İken Selama Mukaabele Etmez

1226 Abdullah ibn Mes'ûd (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) namazda iken kendisine selâm verir idim, O da bana mukaabele ederdi. (Necâşî'nin yanından) dönüp geldiğimiz zaman (yine namazda iken) kendisine selâm verdim, fakat bu sefer selâmıma mukaabele etmedi (ve namazdan sonra): "Şübhesiz namaz içinde (Allah ile) azametli bir meşguliyet vardır" buyurdu.

1227- Bize Ebû Ma'mer tahdîs edip şöyle dedi: Bize Abdulvâris tahdîs edip şöyle dedi: Bize Kesîr ibnu Şınzîr, Atâ ibn Ebî Rebâh'tan tahdîs etti. Câbir ibn Abdillah (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Rasûlüllah (Musta'lık oğulları seferinde) beni kendisine âid bir ihtiyâca gönderdi. Ben gittim. Sonra o işi yerine getirerek geri döndüm ve kendisine selâm verdim. Fakat Rasûlüllah selâmımı karşılamadı. Bunun üzerine kalbimde öyle şiddetli bir hüzün meydana geldi ki, onun mâhiyetini yalnız Allah bilir. İçimden de: Belki Rasûlüllah bana darıldı, bu işini ağır yaptığıma hükmetti, dedim. Sonra kendisine tekrar selâm verdim. Yine selâmıma mukaabele etmedi. Bu defa gönlümde birinci defakinden daha şiddetli bir hüzün meydana geldi. Sonra Rasülullah'a (üçüncü defa) selâm verdim. Bu kerre (namazdan çıkınca) selâmımı karşıladı. Ve: "Beni, senin selâmına selâm ile mukaabele etmekten, yalnız benim namaz kılmakta bulunmaklığım men' etmiştir" buyurdu. Ve Rasûlüllah bu sırada devesi üzerinde kıbleden başka cihete yönelmiş olarak yol alıyordu.