10- Namaz İçinde İken Yapılmaları Caiz Olacak (Diğer) Ameller Bâbı1219 Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) namaz kılarken ben (karşısında uyurdum da) ayaklarımı O'nun kıblesine uzatmış bulunurdum. Peygamber secdeye vardığı zaman, eliyle beni dürterdi. Ben de ayaklarımı geriye çekerdim. O secdeden kalktığı zamân, ben yine ayaklarımı uzatırdım. 1220 Bize Şu'be, Muhammed ibn Ziyâd'dan; o da Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bir namaz kılmış, şöyle buyurmuştur: "Şübhesiz şeytân namazımı bozmak için benim karşıma geldi ve bana hücum etti. Allah bana ona istediğimi yapma kuvveti verdi. Ben de onun boğazını sıktım. Ve yemin ederim ki, sabah olunca hepiniz ona bakasınız diye, onu bir direğe bağlamak istedim. Fakat Süleyman Peygamber'in (O'na selâm olsun): Rabbiğfir lî ve heb lî mulken lâ yenbağî li-ahadin min ba'dî inneke ente'l-vehhâb (Ey Rabb'im, bana mağfiret et. Bana öyle bir mülk ver ki, o benden başka hiçbir kimseye lâyık olmasın. Şüphesiz Sen bütün murâdları ihsan edensin) (Sâd: 35) demiş olduğunu hatırladım. Allah da onu köpek gibi kovdu" Nadr ibn Şumeyl, noktalı zâl ile "feza'attuhu " yani onu boğdum şeklinde söyledi. Dâl ve şeddeli ayn ile "fede'attuhu " kelimesi ise Yüce Allah'ın: "Yevmeyuda'ûne (O gün onlar cehennem ateşine itilip kakılırlar" (et-Tûr: 13) kavlindendir. "Yuda'ûne = Yudfa'ûne" yani itilip kakılırlar ma'nâsınadır. Doğru olan "Fedeattuhu " şeklidir. Şu kadar var ki, Şu'be işte böyle ayn ve tâ harflerinin şeddesi ile söylemiştir. |