Geri

   

 

 

 

İleri

 

2- Namaz İçinde Nehyedilen Kelam Bâbı

1208 Abdullah ibn Mes'ûd (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Biz (İslâm'ın başlangıcında) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) namazda olduğu hâlde kendisine selâm verirdik; O da bize selâmla mukaabele ederdi. Biz Habeş Meliki olan Necâşî'nin yanından döndüğümüz zaman (yine namazda iken) Peygamber'e selâm verdik, fakat bu defa Peygamber bize selâmla mukaabele etmedi. Ve: "Şübhesiz namaz içinde (Allah ile) büyük bir meşguliyet vardır" buyurdu.

1209 Bize Hüreym ibnu Sufyân, el-A'meş'ten; o da İbrâhîm'den; o da Alkame'den; o da Abdullah ibn Mes'ûd (radıyallahü anh)'dan olmak üzere, bir önceki hadîs tarzında tahdîs etti.

1210 Ebû Amr şöyle demiştir: Zeyd ibn Erkam bana şöyle dedi:

Muhakkak biz, Peygamber zamanında namaz içinde iken kelâm ederdik. Bizim herhangi birimiz (yanındaki) arkadaşına kendi hacetini söylerdi. En sonunda "Namazlara ve orta namazı muhafazaya devam edin. Tam huşu' ve tâat ediciler olarak Allah için dîvân durun” (el-Bakara:238) âyeti indi de, bize namazda susmak emrolundu.