Geri

   

 

 

 

İleri

 

19- Kusüf Namazında Kıraati Açıktan Okumak Babı

1073 bize el-Velîd (el-Kuraşî) tahdîs edip şöyle dedi: Bize İbnu Nemir (Abdurrahmân ed-Dımaşkî) haber verdi. O, İbn Şihâb'dan; o da Urve'den; o da Âişe (r.anha)'den işitti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kusûf namazında kıraatini açıktan okumuştur. Peygamber kıraatini bitirdiği zaman Allâhu Ekber deyip rukû'a vardı. Rukû'dan yükseldiği zaman Semiallâhü limen hamideh, Rabbena ve lekel-hamd dedi. Sonra kusûf namazında tekrar kıraate başlardı ki, iki rek'at içinde dört rükû ile dört secde ederdi.

1074- (Yine Velîd dedi ki:) el-Evzâî ve ondan başkası şöyle dedi: Ben ez-Zuhrî'den işittim; o da Urve'den; o da Âişe (r.anha)'den (O, şöyle demiştir): Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında güneş tutuldu da Rasûlüllah, bi's-salâti câmiaten (yani cemâatle namaza hâzır olun) diye nida etmek üzere munâdî çıkardı. Akabinde öne geçti ve iki rek'at içinde dört rükû' ile dört secde yaparak, kusûf namazını kıldırdı.

Velîd şöyle dedi: Ve yine bana Abdurrahmân ibnu Nemir haber verdi. O, İbnu Şihâb'dan bunun (yani birinci hadîsin) benzerini işitmiştir.

İbn Şihâb ez-Zuhrî dedi ki: Ben Urve'ye hitaben: Senin kardeşin böyle yapmadı. Kardeşin Abdullah ibnu'z-Zubeyr Medine'de kusûf namazı kıldırdığı zaman, sabah namazı gibi iki rek'at namazdan başkasını kıldırmadı, dedim.

Urve: Evet, çünkü o sünnete denk düşüremedi, dedi. Kusûf namazında kıraati açıktan okumak hakkındaki bu hadîsi, ez-Zuhrî'den rivayet etmekte Sufyân ibnu Huseyn ile Süleyman ibnu Kesîr, İbnu Nemir'e mutâbaat etmişlerdir.