5- Bâb: Kişi (Fark Gözetmeksizin) "Kesefeti'ş-Şemsu'" Yahud
"Hasefeti'ş-Şemsu" Ta'birlerini Söyler Mi? Ve Yüce Allah: "Ve hasefe 1-kameru"
(el-Kıyâme: 8) buyurdu.
1055
Peygamber'in zevcesi Âişe
(r.anha) şöyle haber vermiştir: Rasûlüllah
(sallallahü aleyhi ve sellem) güneş kusûf ettiği, yânı tutulduğu gün
namaz kıldırdı. Şöyle ki; ayağa kalktı, Allâhu Ekber diye tekbîr aldı ve uzun
bir kıraatle okudu. Sonra uzun bir rükû' yaptı. Sonra başını rukû'dan kaldırıp
Semiallâhu limen hamidehu dedi. Ve yine olduğu gibi ayakta dikildi. Sonra uzun
bir kıraat yaptı. Bu kıraati birinci kıraatinden az sürdü. Sonra yine uzun bir
rüku' yaptı ise de, bu ikinci rükû’u birinci rükû’undan kısa idi. Sonra uzun bir
secde yaptı. Bundan sonra sonuncu, yani ikinci rek'at içinde de birinci
rek'attaki işler gibi yaptı. Sonra güneş açılmış olduğu hâlde selâm verip
namazdan çıktı. Akabinde insanlara bir hutbe yaptı da, güneş ve ay tutulmaları
hususunda: "Şübhesiz güneş ve ay Allah'ın
âyetlerinden iki âyettir. Bunlar hiçbir kimsenin ölümü ve de hayâtından dolayı
husuf etmezler; yani tutulmazlar. Sizler bunların tutulduğunu gördüğünüz zaman
hemen namaza sığınıp iltica ediniz"
buyurdu.