Geri

   

 

 

 

İleri

 

40- Yüce Allah'ın şu kavli bâbı:

"Artık o namaz kılınınca yeryüzüne dağılın, Allah'ın fadlından arayın... " (el-Cumua: 10)

946 Sehl ibnu Sa'd (radıyallahü anh) şöyle demiştir: İçimizde bir kadın vardı. Su arkları kenarındaki tarlasında pazı bitkisi yetiştirirdi. Her Cuma günü olunca pazıların köklerini söker, bir tencereye kor, sonra öğüttüğü bir avuç arpayı içine atardı ki, o kökler etli kemik manzarasını alırdı. Bizler Cuma namazından çıkınca o kadına uğrar, selâm verirdik. O da bu yemeği bizlere yaklaştırır, biz de onu kaşıklardık. Ve biz, kadının o yemeği için Cumanın çabuk gelmesini temenni eder dururduk.

947 Bize İbnu Ebî Hazım, Bâbasından; o da Sem’den (yukarıda geçen) bu hadîsi tahdîs etti. Ebû Hâzım'ın oğlu Abdulazîz burada şunu ziyâde etmiştir: Biz (Peygamber zamanında) Cumayı kılmadan ne gündüz uykusuna yatar ve ne de kuşluk yemeği yerdik, dedi.