155- Namazdan Sonra Zikr (Etmek) Bâbı849 İbn Abbâs radıyallahü anhüma şöyle haber vermiştir: İnsanlar farz namazdan çıkınca yüksek sesle zikretmek (tâ) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in zamanında var idi. Yine aynı senedle İbn Abbâs: Ben bu sesi işitir işitmez, bununla (yani zikr seslerinin yükselmesiyle) insanların namazdan çıktıklarını bilirdim, demiştir. 850- Bize Alî ibnu Abdillah haber verip şöyle dedi: Bize Sufyân (ibn Uyeyne) tahdîs edip şöyle dedi: Bize Amr (ibn Dînâr) tahdîs edip şöyle dedi: Bize Ebû Ma'bed, İbn Abbâs'tan haber verdi. İbn Abbâs radıyallahü anhüma: Ben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in namazı bitirdiğini tekbîrden anlardım, demiştir. Alî ibnu'l-Medînî dedi ki: Bize Sufyân, Amr'dan tahdîs etti. Amr ibn Dînâr: Ebû Ma'bed, İbn Abbâs'ın azadlı kölelerinin en doğru sözlüsüdür, demiştir. Alî ibnu'l-Medînî: Ebû Ma'bed'in ismi Nâfiz'dir, dedi. 851 Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Fakirler Peygamber'e geldiler de: Servet sahihleri en yüksek dereceleri ve devamlı ni'meti alıp gittiler. Onlar bizim kıldığımız gibi namaz kılıyorlar, bizim oruç tuttuğumuz gibi oruç tutuyorlar. Onların artık malları var da onunla hacc ediyorlar, umre yapıyorlar, cihâd ediyorlar, sadaka veriyorlar, dediler. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Size bir şey haber vereyim mi ki, siz, onu yaptığınız takdirde hem (bu hususlarda) sizi geçmiş olanlara yetişesiniz, hem de sizden sonraya kalanlardan hiçbir kimse size yetişemesin ? Ve içlerinde bulunduğunuz cemâat içinde en hayırlı (ümmet) siz olasınız ? Meğer ki (onların içinde size tavsiye ettiğim amelin) benzerini yapan biri bulunsun. Her farz namazdan sonra otuzüç kerre tesbîh eder, tahmîd eder, tekbîr alırsınız”. Râvî dedi ki: Aramızda ihtilâf ettik: Bâzımız otuz üç kerre tesbîh, otuz üç kerre tahmîd eder, otuz dört kerre tekbîr alırız, dedi. Bunun üzerine (sormak için) yanına döndüm. O: Subhânallâhı, vel-hamdulillahi ve Allâhu Ekber ta'bîrlerinden her biri otuz üçer oluncaya kadar söylersin dedi. 852 Bize Sufyân es-Sevrî, Abdulmelik ibn Umeyr'den; o da Mugîre ibn Şu'be'nin kâtibi Verrâd'dan tahdîsetti. Verrâd şöyle dedi: Mugîre ibn Şu'be, Muâviye'ye yazdığı bir mektûbda bana şöyle imlâ etti. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) her farz namazdan sonra: "Lâ ilahe ile’llâhu vehdehu la şerike lehu. Lehu’l-mülkü ve lehu’l-hamdu ve huve alâ külli şey 'in kadîr. Allâhumme la mania limâ a'tayte velâ mu'tiye lima mena’te velâ yenfau ze’l-ceddi minke’l-ceddu (= Yegâne Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. Onun hiçbir ortağı yoktur. Mülk O'nundur.'Hamd O'na mahsûstur. Her şeye kudreti yeten de O'dur. Yâ Allah, Sen'in verdiğine mâni' olabilecek hiç yok; vermediğini verebilecek de hiç yok. Zenginlik sahibinin zenginliği ve bahtı, Sen'in lûtfun ve ihsanın yerine geçip de kendisine fâide veremez)" der idi. Ve Şu'be, Abdulmelik'ten de bu hadîsi rivayet etti. Ve yine Şu'-be, el Hakem'den; o da el-Kaasım ibnu Muhaymira'dan; o da Verrâd'dan olmak üzere bu hadîsi rivayet etti. el-Hasen el-Basrî: Bu "el-Ceddu", zenginliktir, dedi. |