Geri

   

 

 

 

İleri

 

46- İlim ve fazilet sahibi olan kimseler imamlığa (başkalarından) daha haklıdırlar.

682 Ebû Mûsâ (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) hastalığa tutuldu ve hastalığı şiddetlendi. Bunun üzerine Peygamber: "Ebû Bekr'e emredin de o insanlara namaz kıldırsın " buyurdu. Âişe: Şübhesiz EbûBekr ince yürekli bir kimsedir. O senin makaammda dikelip durduğu zaman insanlara namaz kıldırmaya muktedir olamaz, dedi. Peygamber: "Ebû Bekr'e emredin de insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe yine ilk sözünü tekrar etti. Peygamber: " (Ey Âişe), sen Ebû Bekr'e emret de, insanlara namazı kıldırsın. Şübhesiz siz kadınlar, Yûsuf Peygamber’ in sahibeleri olan kadınlar cindensiniz" buyurdu. Müteakiben Ebû Bekr'e haberci elçi geldi ve Peygamberin hayâtında insanlara o namaz kıldırdı.

683  Âişe (r.anha) şöyle dedi: Rasûlüllah hastalığında: "Ebû Bekr'e emredin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe dedi ki, Ben, Ebû Bekr senin makaamında (yânı namaz kıldırdığın mihrâbda) dikeldiği zaman ağlamaktan (kıraati) insanlara işittiremez. Binâenaleyh Omer'e emret de insanlara namazı o kıldırsın, dedim. Âişe dedi ki: Ben Hafsa'ya da: Ebû Bekr senin makaamında durduğunda ağlamaktan (kıraati) insanlara işittiremez. Omer'e emret de insanlara namazı o kıldırsın deyiver, dedim. Hafsa dediğimi yaptı. Onun üzerine Rasûlüllah: "Yeter (sus)! Şübhesiz sizler elbette Yûsuf Peygamber 'in sahibeleri olan kadınlarsınız. Ebû Bekr'e emredin, insanlar için namazı o kıldırsın" buyurdu. Bunun üzerine Hafsa, Âişe'ye hitaben: Ben zâten senden bir hayıra isabet edecek değildim, dedi (de canının sıkıntısını açığa vurdu).

684 ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Enes ibn Mâlik el-Ensârî (radıyallahü anh) haber verdi ki, bu Enes, Peygamber'e tâbi' olup, O'ndan hiç ayrılmamış, O'na hizmet etmiş ve O'na sâhib olmuştur (O, şöyle dedi): Peygamber'in içinde vefat etmiş olduğu hastalığında sahâbîlere Ebû Bekr namaz kıldırıyordu. Nihayet pazartesi günü olunca sahâbîler saff saff namaza durdukları esnada Peygamber hücrenin perdesini açtı da, bizlere bakmaya başladı. Kendisi ayakta duruyor ve yüzü de Mushaf yaprağı gibi parlıyordu. Sonra tebessüm edip güldü. Peygamber'i görmekle sevincimizden az kalsın namazı bozuyorduk. Ebû Bekr, Peygamber namaza çıkıyor zannıyle (ilk) saffa girmek için iki topuğu üzerinde geri geri gelmeğe başladı. Bu sırada Peygamber bizlere namâzınızi tamamlayın diye işaret etti ve perdeyi salıverip örttü. İşte o gün Peygamber vefat etti.

685 Enes (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) üç gün çıkmadı. Namaz ikaame edildi. Ebû Bekr ileriye varıp mihraba geçti. Peygamber perdeyi eliyle şöyle kaldırdı. Peygamber'in yüzü meydana çıktı ki, o anda bize görünen Peygamber'in o parlak yüzünden daha hoş, daha güzel bir manzara görmüş değiliz. Peygamber, Ebû Bekr'e ileriye geç diye eliyle işaret etti ve perdeyi indirdi. İşte ondan sonra vefat edinceye kadar güzel yüzünü bir daha görmek müyesser olmadı.

686  Bana Yûnus, İbn Şihâb'dan; o da (Sâlim'in kardeşi) Hamzaibn Abdillah'tan tahdîs etti. O da Bâbası Abdullah ibn Omer'den haber yerdi. O şöyle demiştir: Rasûlüllah'ın hastalığı şiddetlendiği zaman kendisine namaz işi hususunda birşeyler söylendi. Bunun üzerine Rasûlüllah:

 "Ebû Bekr'e emredin de insanlara namazı o kıldırsın" buyurdu. Âişe: Ebû Bekr ince duygulu bir erkektir, okuduğu zaman ağlamak ona galebe eder, dedi. Rasûllullah: "Ona emredin, o kıldırır" buyurdu. Âişe (veya yanındaki kadınlar o) sözü tekrar etti. Rasûlüllah: "Ona emredin, o kıldıracak. Şübhesiz sizler Yûsuf'un sahibeleri olan kadınlarsınız" buyurdu.

Bu hadîsi ez-Zuhrî'den rivayet etmesinde Yûnus ibn Yezîd'e ez-Zubeydî, Zuhrî'nin kardeşinin oğlu ve bir de İshâk ibn Yahya el-Kelbî mutâbaat etmişlerdir. Ve Ukayl ile Ma'mer, ez-Zuhrî'den; o da Hamza'dan; o da Peygamber'den şeklinde söylediler.