FİL SURESİ
[ 105.001 ] | ( KK ) |
أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِأَصْحَابِ الْفِيلِ ﴿ ١ ﴾ |
[ 105.001 ] | ( MŞ ) |
(Ey Resûlüm,) Rabbinin (Kabe'yi yıkmak istiyen Ebrehe komutasındaki) fîl ashâbına (fillerle teçhiz edilmiş orduya) ne yaptığını görmedin (bilmedin) mi? (Tevâtür olarak işittiğin bu haberi, görmüş gibi bilmektesin. İçinde bulunduğun toplum da bunu bilmektedir.) |
[ 105.001 ] | ( AY ) |
(Ey Resûlüm, Kâ'be’yi tahrip etmek istiyen), Ashâb-ı Fîl’e (fillerle techiz edilmiş Ebrehe ordusuna) Rabbinin ettiğini görmedin mi? (Duymuş, bilmişsindir.) |
[ 105.001 ] | ( EO ) |
Görmedin mi? Nasıl etti Rabbın ashabi fîle? |
[ 105.001 ] | ( ES ) |
Görmedin mi Rabb'in fil sahiplerine ne yaptı? |
[ 105.001 ] | ( NQ ) |
Have you (O Muhammad ( )) not seen how your Lord dealt with the Owners of the Elephant? [The elephant army which came from Yemen under the command of Abrahah Al-Ashram intending to destroy the Ka'bah at Makkah]. |
[ 105.002 ] | ( KK ) |
أَلَمْ يَجْعَلْ كَيْدَهُمْ فِي تَضْلِيلٍ ﴿ ٢ ﴾ |
[ 105.002 ] | ( MŞ ) |
(Allahü teâlâ) onların tuzaklarını (kötü plânlarını) boşa çıkarmadı (onları helâka uğratmadı) mı? |
[ 105.002 ] | ( AY ) |
Onların kötü kuruntularını boşa çıkarmadı mı? |
[ 105.002 ] | ( EO ) |
Kılmadımı tedbirlerini müstağrak tadlîle. |
[ 105.002 ] | ( ES ) |
Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı? |
[ 105.002 ] | ( NQ ) |
Did He not make their plot go astray? |
[ 105.003 ] | ( KK ) |
وَأَرْسَلَ عَلَيْهِمْ طَيْرًا أَبَابِيلَ ﴿ ٣ ﴾ |
[ 105.003 ] | ( MŞ ) |
Onların üzerine (bölük bölük) ebâbîl kuşlarını gönderdi. |
[ 105.003 ] | ( AY ) |
Üzerlerine sürü sürü kuşlar salıverdi, |
[ 105.003 ] | ( EO ) |
Saldı da üzerlerine sürü sürü kuşlar (Ebâbil) |
[ 105.003 ] | ( ES ) |
Üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi. |
[ 105.003 ] | ( NQ ) |
And sent against them birds, in flocks, |
[ 105.004 ] | ( KK ) |
تَرْمِيهِمْ بِحِجَارَةٍ مِنْ سِجِّيلٍ ﴿ ٤ ﴾ |
[ 105.004 ] | ( MŞ ) |
Onlara siccîl (pişmiş ve sertleşmiş çamur)dan taşlar atıyorlardı. (Taşlar, nohuttan küçük mercimek büyüktü. Her bir taşın kime ait olduğu, kime atılacağı üzerinde yazılı idi. Taşlar kime isabet etmişse, onu delik deşik ederek yere sermişti. Ordu perişan oldu. Ancak çok küçük bir grup kaçabildi. Onlar da başlarına gelen bu fecî olayı anlattıktan sonra helâk oldular.) |
[ 105.004 ] | ( AY ) |
Onlara siccîl’den (pişmiş çamurdan) taşlar atıyorlardı. |
[ 105.004 ] | ( EO ) |
Atıyorlardı onlara «siccil» den taşlar. |
[ 105.004 ] | ( ES ) |
Onlara çamurdan sertleşmiş taşlar atıyorlardı. |
[ 105.004 ] | ( NQ ) |
Striking them with stones of Sijjil. |
[ 105.005 ] | ( KK ) |
فَجَعَلَهُمْ كَعَصْفٍ مَأْكُولٍ ﴿ ٥ ﴾ |
[ 105.005 ] | ( MŞ ) |
Sonunda (Allahü teâlâ) onları, (kurt tarafından veya özü yahut tanesi) yenilmiş ekin yaprağı gibi yaptı. |
[ 105.005 ] | ( AY ) |
Derken Rabbin, onları (kurtlar tarafından kemirilip doğranan) yenik ekin yaprakları hâline getirdi. |
[ 105.005 ] | ( EO ) |
Derken kılıverdi onları bir yenik hasıl gibi |
[ 105.005 ] | ( ES ) |
Ve onları, yenilmiş ekin yaprağı gibi yaptı. |
[ 105.005 ] | ( NQ ) |
And made them like an empty field of stalks (of which the corn has been eaten up by cattle). |