HÜMEZE SURESİ
[ 104.001 ] | ( KK ) |
وَيْلٌ لِكُلِّ هُمَزَةٍ لُمَزَةٍ ﴿ ١ ﴾ |
[ 104.001 ] | ( MŞ ) |
Arkadan çekiştirmeyi (gıybet etmeyi), yüze karşı (el, kaş ve göz
hareketleriyle) ayıplamayı ve alay etmeyi âdet (huy) hâline getiren
herkese veyl (şiddetli azap) olsun! |
[ 104.001 ] | ( AY ) |
Azap olsun, (insanları arkalarından çekiştiren) her ayıplayıcıya, yüzlerine karşı dil uzatıcıya!... |
[ 104.001 ] | ( EO ) |
Veyl bütün «hümeze lümeze» güruhuna. |
[ 104.001 ] | ( ES ) |
Mal toplayıp onu tekrar tekrar sayan, insanları arkadan çekiştirip, göz kaş hareketleriyle alay edenlerin (hümeze ve lümezenin) vay haline! |
[ 104.001 ] | ( NQ ) |
Woe to every slanderer and backbiter. |
[ 104.002 ] | ( KK ) |
اَلَّذِي جَمَعَ مَالاً وَعَدَّدَهُ ﴿ ٢ ﴾ |
[ 104.002 ] | ( MŞ ) |
(İnsanları açıktan ve gizli olarak ayıplayan) o (kişi), mal toplayan
ve onu (Allah'a itâat yolunda harcamayıp) tekrar tekrar sayan
(zamanın şartlarına göre biriktiren)dir. |
[ 104.002 ] | ( AY ) |
O ki, bir çok mal toplamış ve onu sayıp durmaktadır... |
[ 104.002 ] | ( EO ) |
Ona ki bir mal toplamış ve onu saymaktadır. |
[ 104.002 ] | ( ES ) |
Mal toplayıp onu tekrar tekrar sayan, insanları arkadan çekiştirip, kaş göz hareketleriyle alay edenlerin (hümeze ve lümezenin) vay haline! |
[ 104.002 ] | ( NQ ) |
Who has gathered wealth and counted it, |
[ 104.003 ] | ( KK ) |
يَحْسَبُ أَنَّ مَالَهُ أَخْلَدَهُ ﴿ ٣ ﴾ |
[ 104.003 ] | ( MŞ ) |
Malının kendisini ebedî (sonsuz) kılacağını sanır. (Malının çokluğunun sebep olduğu tûl-i emel ve gafleti, onu böyle bir zanna sürükler.) |
[ 104.003 ] | ( AY ) |
Sanıyor ki, onun malı, kendisini (dünyada) ebedîleştirecektir. |
[ 104.003 ] | ( EO ) |
Malı kendisini muhalled kılmış sanır. |
[ 104.003 ] | ( ES ) |
Malının, kendisini ebedi yaşatacağını sanır. |
[ 104.003 ] | ( NQ ) |
He thinks that his wealth will make him last forever! |
[ 104.004 ] | ( KK ) |
كَلاَّ لَيُنْبَذَنَّ فِي الْحُطَمَةِ ﴿ ٤ ﴾ |
[ 104.004 ] | ( MŞ ) |
Hayır (malı onu ölümsüzleştirmez. İnsanı ebedileştiren îman, ilim ve sâlih amellerdir ki, ona cennette ancak Mü’minler kavuşabileceklerdir). Yemin olsun ki o, hutameye atılacaktır. |
[ 104.004 ] | ( AY ) |
Hayır, (malı onu kurtaramaz). Muhakkak o Hutame’ye (ateşe) atılacaktır. |
[ 104.004 ] | ( EO ) |
Hayır celâlim hakkı için atılacaktır o (tamuya) hutameye. |
[ 104.004 ] | ( ES ) |
Hayır, andolsun ki, o hutame (cehennem)ye atılacaktır. |
[ 104.004 ] | ( NQ ) |
Nay! Verily, he will be thrown into the crushing Fire. |
[ 104.005 ] | ( KK ) |
وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْحُطَمَةُ ﴿ ٥ ﴾ |
[ 104.005 ] | ( MŞ ) |
(Ey Resûlüm,) hutamenin ne olduğunu sana bildiren nedir? (Sen onun ne olduğunu bilir misin?) |
[ 104.005 ] | ( AY ) |
Bildin mi Hutame nedir?: |
[ 104.005 ] | ( EO ) |
Ve bildin mi hutame ne? |
[ 104.005 ] | ( ES ) |
Hutame'nin ne olduğunu bilir misin? |
[ 104.005 ] | ( NQ ) |
And what will make you know what the crushing Fire is? |
[ 104.006 ] | ( KK ) |
نَارُ اللَّهِ الْمُوقَدَةُ ﴿ ٦ ﴾ |
[ 104.006 ] | ( MŞ ) |
O, Allah'ın (emir ve kudretiyle hiç sönmemek üzere) tutuşturulmuş (cehennem) ateşidir. (O’nu söndürmeye kimsenin gücü yetmez.) |
[ 104.006 ] | ( AY ) |
O, Allah’ın tutuşturulmuş ateşidir. |
[ 104.006 ] | ( EO ) |
Allahın tutuşturulmuş ateşi. |
[ 104.006 ] | ( ES ) |
O, kalplerin içine işleyecek, Allah'ın tutuşturulmuş bir ateşidir. |
[ 104.006 ] | ( NQ ) |
The fire of Allah, kindled, |
[ 104.007 ] | ( KK ) |
اَلَّتِي تَطَّلِعُ عَلَى الْأَفْئِدَةِ ﴿ ٧ ﴾ |
[ 104.007 ] | ( MŞ ) |
O (ateş yandıkça tırmanıp) kalplerin tâ üstüne çıkar (içine işler). |
[ 104.007 ] | ( AY ) |
Öyle ki, onun acısı kalplere kadar girer. |
[ 104.007 ] | ( EO ) |
Ki çıkar gönüller üstüne |
[ 104.007 ] | ( ES ) |
O, kalplerin içine işleyecek, Allah'ın tutuşturulmuş bir ateşidir. |
[ 104.007 ] | ( NQ ) |
Which leaps up over the hearts, |
[ 104.008 ] | ( KK ) |
إِنَّهَا عَلَيْهِمْ مُؤْصَدَةٌ ﴿ ٨ ﴾ |
[ 104.008 ] | ( MŞ ) |
O (ateşin kapıları da) onların üstüne sıkıca kapatılmıştır. (Üzerlerine kapıları sımsıkı kapatılmış bir ateş [Beled 90/20] ile) |
[ 104.008 ] | ( AY ) |
O (ateş), kapatılacaktır onların üstüne; |
[ 104.008 ] | ( EO ) |
O kapatılacaktır onlar üstüne. |
[ 104.008 ] | ( ES ) |
Cehennemlikler, dikilmiş direklere bağlı oldukları halde, o ateşin kapıları üzerlerine kapatılacaktır. |
[ 104.008 ] | ( NQ ) |
Verily, it shall be closed in on them, |
[ 104.009 ] | ( KK ) |
فِي عَمَدٍ مُمَدَّدَةٍ ﴿ ٩ ﴾ |
[ 104.009 ] | ( MŞ ) |
(Kendileri) uzatılmış sütun(lara bağlı) olarak (azap göreceklerdir). |
[ 104.009 ] | ( AY ) |
Uzatılmış direklere bağlı oldukları hâlde... |
[ 104.009 ] | ( EO ) |
Uzatılmış sütunlarda üzerlerine kapatılacaktır. |
[ 104.009 ] | ( ES ) |
Cehennemlikler, dikilmiş direklere bağlı oldukları halde, o ateşin kapıları üzerlerine kapatılacaktır. |
[ 104.009 ] | ( NQ ) |
In pillars stretched forth (i.e. they will be punished in the Fire with pillars, etc.). |