ZİLZAL SURESİ
[ 099.001 ] | ( KK ) |
إِذَا زُلْزِلَتِ الْأَرْضُ زِلْزَالَهَا ﴿ ١ ﴾ |
[ 099.001 ] | ( MŞ ) |
Yer (Yerküre, kıyâmet günü birinci nefha/üfürüşle kendine mahsus), şiddetli sarsıntısı ile sarsıldığı zaman, |
[ 099.001 ] | ( AY ) |
Arz, şiddetli sarsıntısı ile sarsıldığı; |
[ 099.001 ] | ( EO ) |
Arz o sarsıntısiyle sarsıldığı. |
[ 099.001 ] | ( ES ) |
Yer o yaman sarsıntı ile sarsıldığı, |
[ 099.001 ] | ( NQ ) |
When the earth is shaken with its (final) earthquake. |
[ 099.002 ] | ( KK ) |
وَأَخْرَجَتِ الْأَرْضُ أَثْقَالَهَا ﴿ ٢ ﴾ |
[ 099.002 ] | ( MŞ ) |
(İkinci nefha/üfürüşle) yer, (içindeki bütün) ağırlıklarını (definelerini ve ölülerini) dışarıya çıkardığı (zaman), |
[ 099.002 ] | ( AY ) |
Arz, içindekileri dışarıya çıkarıp attığı; |
[ 099.002 ] | ( EO ) |
Ve Arz ağırlıklarını çıkardığı. |
[ 099.002 ] | ( ES ) |
Yer, içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarı attığı, |
[ 099.002 ] | ( NQ ) |
And when the earth throws out its burdens, |
[ 099.003 ] | ( KK ) |
وَقَالَ الْاِنْسَانُ مَا لَهَا ﴿ ٣ ﴾ |
[ 099.003 ] | ( MŞ ) |
İnsan (veya tekrar dirilmeyi inkâr eden o kâfir yahut günahkâr insan) "Buna ne oluyor?" dediği (zaman), |
[ 099.003 ] | ( AY ) |
Ve insan “ Bu arza ne oluyor?” dediği zaman, |
[ 099.003 ] | ( EO ) |
Ve insan «noluyor buna?» Dediği vakit. |
[ 099.003 ] | ( ES ) |
Ve insan: "Ona ne oluyor?" dediği zaman. |
[ 099.003 ] | ( NQ ) |
And man will say: "What is the matter with it?" |
[ 099.004 ] | ( KK ) |
يَوْمَئِذٍ تُحَدِّثُ أَخْبَارَهَا ﴿ ٤ ﴾ |
[ 099.004 ] | ( MŞ ) |
İşte o gün (yer, hâl diliyle sallanma sebebini ve üzerinde işlenen hayır ve şerre ait) bütün haberlerini anlatacak (böylece o, insanın lehine veya aleyhine şahâdette bulunacak)tır. |
[ 099.004 ] | ( AY ) |
O gün (arz, iyi ve kötü üzerinde ne işlendiğinin) haberlerini anlatacaktır. |
[ 099.004 ] | ( EO ) |
O gün yer, bütün haberlerini anlatır. |
[ 099.004 ] | ( ES ) |
O gün yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle bütün haberlerini anlatacaktır. |
[ 099.004 ] | ( NQ ) |
That Day it will declare its information (about all what happened over it of good or evil). |
[ 099.005 ] | ( KK ) |
بِأَنَّ رَبَّكَ أَوْحَى لَهَا ﴿ ٥ ﴾ |
[ 099.005 ] | ( MŞ ) |
Çünkü Rabbin (o yeri konuşan bir canlıya dönüştürerek) ona
(anlatacağı şeyleri) vahy etmiştir. |
[ 099.005 ] | ( AY ) |
Çünkü Rabbin O’na (anlatacağı şeyleri) vahy etmiştir. |
[ 099.005 ] | ( EO ) |
Çünkü rabbın ona vahy eylemiştir. |
[ 099.005 ] | ( ES ) |
O gün yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle bütün haberlerini anlatacaktır. |
[ 099.005 ] | ( NQ ) |
Because your Lord has inspired it. |
[ 099.006 ] | ( KK ) |
يَوْمَئِذٍ يَصْدُرُ النَّاسُ أَشْتَاتًا لِيُرَوْا أَعْمَالَهُمْ ﴿ ٦ ﴾ |
[ 099.006 ] | ( MŞ ) |
O (kıyâmet) gün(ünde) insanlar, amelleri(nin karşılığı) kendilerine gösterilmesi için (cennetlik veya cehennemlik olma durumlarına göre bir kısmı binekli, güzel elbiseli, beyaz yüzlü ve "İşte Allah'ın velileri!" diye takdim edilerek; diğer bir kısmı siyah yüzlü, yalın ayak, baş açık, zincir ve bukağılarla bağlı ve "İşte Allah'ın düşmanları!’" diye tanıtılarak) ayrı gruplar hâlinde (hesaba çekilecekleri yere götürülmek üzere kabirlerinden) çıkarlar (veya o gün insanlar, amelleri[nin karşılığı olan cennet veya cehennemin] kendilerine gösterilmesi için ayrı gruplar hâlinde [hesap yerinden] dönerler). |
[ 099.006 ] | ( AY ) |
O gün (kıyâmette) insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek için (rütbelerinin icabı) fırka fırka (kabirlerinden) çıkacaktır. |
[ 099.006 ] | ( EO ) |
O gün nâs, müteferrık surette fırlıyacaklardır, amelleri kendilerine gösterilmek için. |
[ 099.006 ] | ( ES ) |
O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıkacaklardır. |
[ 099.006 ] | ( NQ ) |
That Day mankind will proceed in scattered groups that they may be shown their deeds. |
[ 099.007 ] | ( KK ) |
فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ ﴿ ٧ ﴾ |
[ 099.007 ] | ( MŞ ) |
İşte (bu hesap vermede) her kim (dünyada) zerre miktarı bir hayır işlemişse, onu(n sevabnı) görür. |
[ 099.007 ] | ( AY ) |
Zira, kim zerre miktarı bir hayır işlerse, onun mükâfatını görecek. |
[ 099.007 ] | ( EO ) |
Ki her kim zerre mıkdarı bir hayır işlerse onu görecek. |
[ 099.007 ] | ( ES ) |
Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir. |
[ 099.007 ] | ( NQ ) |
So whosoever does good equal to the weight of an atom (or a small ant), shall see it. |
[ 099.008 ] | ( KK ) |
وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ ﴿ ٨ ﴾ |
[ 099.008 ] | ( MŞ ) |
Kim de zerre miktarı bir kötülük yapmışsa, onu(n cezasını) görür. |
[ 099.008 ] | ( AY ) |
Kim de, zerre miktarı bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir. |
[ 099.008 ] | ( EO ) |
Her kimde zerre mikdarı bir şerr işlerse onu görecek. |
[ 099.008 ] | ( ES ) |
Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir. |
[ 099.008 ] | ( NQ ) |
And whosoever does evil equal to the weight of an atom (or a small ant), shall see it. |