MÜRSELAT SURESİ
[ 077.001 ] | ( KK ) |
وَالْمُرْسَلاَتِ عُرْفًا ﴿ ١ ﴾ |
[ 077.001 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.001 ] | ( AY ) |
İyilik için gönderilen melekler hakkı için, |
[ 077.001 ] | ( EO ) |
Kasem olsun o urf için gönderilenlere . |
[ 077.001 ] | ( ES ) |
Andolsun birbiri ardınca gönderilenlere, |
[ 077.001 ] | ( NQ ) |
By the winds (or angels or the Messengers of Allah) sent forth one after another. |
[ 077.002 ] | ( KK ) |
فَالْعَاصِفَاتِ عَصْفًا ﴿ ٢ ﴾ |
[ 077.002 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.002 ] | ( AY ) |
Şiddetli rüzgâr gibi uçan melekler hakkı için, |
[ 077.002 ] | ( EO ) |
Derken büküp devirenlere. |
[ 077.002 ] | ( ES ) |
Büküp devirenlere, |
[ 077.002 ] | ( NQ ) |
And by the winds that blow violently, |
[ 077.003 ] | ( KK ) |
وَالنَّاشِرَاتِ نَشْرًا ﴿ ٣ ﴾ |
[ 077.003 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.003 ] | ( AY ) |
Yer yüzüne şerîatleri yayan melekler hakkı için, |
[ 077.003 ] | ( EO ) |
Ve neşrederek yayanlara. |
[ 077.003 ] | ( ES ) |
Yaydıkça yayanlara, |
[ 077.003 ] | ( NQ ) |
And by the winds that scatter clouds and rain; |
[ 077.004 ] | ( KK ) |
فَالْفَارِقَاتِ فَرْقًا ﴿ ٤ ﴾ |
[ 077.004 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.004 ] | ( AY ) |
Hak ile bâtılı ayıran melekler hakkı için, |
[ 077.004 ] | ( EO ) |
Derken seçip ayıranlara. |
[ 077.004 ] | ( ES ) |
Seçip ayıranlara, |
[ 077.004 ] | ( NQ ) |
And by the Verses (of the Qur'an) that separate the right from the wrong. |
[ 077.005 ] | ( KK ) |
فَالْمُلْقِيَاتِ ذِكْرًا ﴿ ٥ ﴾ |
[ 077.005 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.005 ] | ( AY ) |
(5-6) Hak sahiblerine özür, yahut haksızlara azap olarak vahyi peygamberlere getiren melekler hakkı için; |
[ 077.005 ] | ( EO ) |
Sonra bir ögüt bırakanlara. |
[ 077.005 ] | ( ES ) |
Bir öğüt bırakanlara, |
[ 077.005 ] | ( NQ ) |
And by the angels that bring the revelations to the Messengers, |
[ 077.006 ] | ( KK ) |
عُذْرًا أَوْ نُذْرًا ﴿ ٦ ﴾ |
[ 077.006 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.006 ] | ( AY ) |
(5-6) Hak sahiblerine özür, yahut haksızlara azap olarak vahyi peygamberlere getiren melekler hakkı için; |
[ 077.006 ] | ( EO ) |
Gerek özriçin olsun gerek inzar |
[ 077.006 ] | ( ES ) |
Gerek özür için olsun, gerek uyarı için, |
[ 077.006 ] | ( NQ ) |
To cut off all excuses or to warn; |
[ 077.007 ] | ( KK ) |
إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَوَاقِعٌ ﴿ ٧ ﴾ |
[ 077.007 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.007 ] | ( AY ) |
Muhakkak vaad olunduğunuz, (kıyâmet) vuku bulacaktır. (Bunda hiç şüphe yoktur.) |
[ 077.007 ] | ( EO ) |
Herhalde size va'dolunan muhakkak olacaktır. |
[ 077.007 ] | ( ES ) |
Herhalde size vaad olunan kesinlikle olacaktır. |
[ 077.007 ] | ( NQ ) |
Surely, what you are promised must come to pass. |
[ 077.008 ] | ( KK ) |
فَإِذَا النُّجُومُ طُمِسَتْ ﴿ ٨ ﴾ |
[ 077.008 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.008 ] | ( AY ) |
Yıldızlar yok edildiği zaman, |
[ 077.008 ] | ( EO ) |
Hani o yıldızlar silindiği vakıt. |
[ 077.008 ] | ( ES ) |
Hani o yıldızlar silindiği zaman, |
[ 077.008 ] | ( NQ ) |
Then when the stars lose their lights; |
[ 077.009 ] | ( KK ) |
وَإِذَا السَّمَاءُ فُرِجَتْ ﴿ ٩ ﴾ |
[ 077.009 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.009 ] | ( AY ) |
Gök yarıldığı zaman, |
[ 077.009 ] | ( EO ) |
Ve o Sema açıldığı vakıt |
[ 077.009 ] | ( ES ) |
Gök yarıldığı zaman, |
[ 077.009 ] | ( NQ ) |
And when the heaven is cleft asunder; |
[ 077.010 ] | ( KK ) |
وَإِذَا الْجِبَالُ نُسِفَتْ ﴿ ١٠ ﴾ |
[ 077.010 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.010 ] | ( AY ) |
Dağlar (yerlerinden) sökülüp savrulduğu zaman, |
[ 077.010 ] | ( EO ) |
Ve o dağlar savurulduğu vakıt. |
[ 077.010 ] | ( ES ) |
Dağlar savrulduğu zaman, |
[ 077.010 ] | ( NQ ) |
And when the mountains are blown away; |
[ 077.011 ] | ( KK ) |
وَإِذَا الرُّسُلُ اُقِّتَتْ ﴿ ١١ ﴾ |
[ 077.011 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.011 ] | ( AY ) |
(Kıyâmette ümmetlerine şahidlik etmek için) peygamberler belirli bir vakitte bir araya getirildikleri zaman, |
[ 077.011 ] | ( EO ) |
Ve o ilçiler miykatlarına irdirildiği vakıt. |
[ 077.011 ] | ( ES ) |
Elçiler, tayin edilen vakitlerine erdirildikleri zaman, |
[ 077.011 ] | ( NQ ) |
And when the Messengers are gathered to their time appointed; |
[ 077.012 ] | ( KK ) |
لِاَيِّ يَوْمٍ أُجِّلَتْ ﴿ ١٢ ﴾ |
[ 077.012 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.012 ] | ( AY ) |
(Şöyle denilir): Bunlar, hangi (dehşetli) güne ertelendiler!... |
[ 077.012 ] | ( EO ) |
Onlar hangi güne te'cil edildi? |
[ 077.012 ] | ( ES ) |
Bunlar hangi güne ertelendiler? |
[ 077.012 ] | ( NQ ) |
For what Day are these signs postponed? |
[ 077.013 ] | ( KK ) |
لِيَوْمِ الْفَصْلِ ﴿ ١٣ ﴾ |
[ 077.013 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.013 ] | ( AY ) |
(İnsanların birbirinden ayırd edileceği) fâsıl gününe... |
[ 077.013 ] | ( EO ) |
Fasıl gününe. |
[ 077.013 ] | ( ES ) |
Hüküm gününe.. |
[ 077.013 ] | ( NQ ) |
For the Day of sorting out (the men of Paradise from the men destined for Hell). |
[ 077.014 ] | ( KK ) |
وَمَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الْفَصْلِ ﴿ ١٤ ﴾ |
[ 077.014 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.014 ] | ( AY ) |
Bildin mi, nedir fâsıl günü? |
[ 077.014 ] | ( EO ) |
Bildinmi nedir fasıl günü? |
[ 077.014 ] | ( ES ) |
Bildin mi, nedir o hüküm günü? |
[ 077.014 ] | ( NQ ) |
And what will explain to you what is the Day of sorting out? |
[ 077.015 ] | ( KK ) |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ ﴿ ١٥ ﴾ |
[ 077.015 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.015 ] | ( AY ) |
Bunu yalan sayanların o gün vay hâline!... |
[ 077.015 ] | ( EO ) |
Vay haline o gün yalan diyenlerin. |
[ 077.015 ] | ( ES ) |
O gün yalanlayanların vay haline! |
[ 077.015 ] | ( NQ ) |
Woe that Day to the deniers (of the Day of Resurrection)! |
[ 077.016 ] | ( KK ) |
أَلَمْ نُهْلِكِ الْأَوَّلِينَ ﴿ ١٦ ﴾ |
[ 077.016 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.016 ] | ( AY ) |
Biz, (peygamberlerini inkâr eden kavimlerden) evvelkileri, helâk etmedik mi? |
[ 077.016 ] | ( EO ) |
Helâk etmedikmi evvelkileri? |
[ 077.016 ] | ( ES ) |
Biz, öncekileri helak etmedik mi? |
[ 077.016 ] | ( NQ ) |
Did We not destroy the ancients? |
[ 077.017 ] | ( KK ) |
ثُمَّ نُتْبِعُهُمُ الْآخِرِينَ ﴿ ١٧ ﴾ |
[ 077.017 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.017 ] | ( AY ) |
Sonra (inkârcı Kureyş gibi) arkadan gelenleri, onlara ekliyeceğiz. |
[ 077.017 ] | ( EO ) |
Sonra arkalarına takacağız geridekileri |
[ 077.017 ] | ( ES ) |
Sonra geridekileri de onlara katarız. |
[ 077.017 ] | ( NQ ) |
So shall We make later generations to follow them. |
[ 077.018 ] | ( KK ) |
كَذَلِكَ نَفْعَلُ بِالْمُجْرِمِينَ ﴿ ١٨ ﴾ |
[ 077.018 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.018 ] | ( AY ) |
Biz, günahkârlara böyle yaparız. |
[ 077.018 ] | ( EO ) |
Biz öyle yaparız mücrimleri |
[ 077.018 ] | ( ES ) |
Biz suçlulara böyle yaparız. |
[ 077.018 ] | ( NQ ) |
Thus do We deal with the Mujrimun (polytheists, disbelievers, sinners, criminals, etc.)! |
[ 077.019 ] | ( KK ) |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ ﴿ ١٩ ﴾ |
[ 077.019 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.019 ] | ( AY ) |
(Allahın âyetlerini) yalanlayanların o gün vay hâline!... |
[ 077.019 ] | ( EO ) |
Vay haline o gün yalan diyenlerin. |
[ 077.019 ] | ( ES ) |
O gün yalanlayanların vah haline! |
[ 077.019 ] | ( NQ ) |
Woe that Day to the deniers (of the Day of Resurrection)! |
[ 077.020 ] | ( KK ) |
أَلَمْ نَخْلُقْكُمْ مِنْ مَاءٍ مَهِينٍ ﴿ ٢٠ ﴾ |
[ 077.020 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.020 ] | ( AY ) |
(Ey inkârcılar topluluğu!) Biz, sizi hakîr bir sudan (meniden) yaratmadık mı? |
[ 077.020 ] | ( EO ) |
Yaratmadıkmı sizi bir hakîr sudan? |
[ 077.020 ] | ( ES ) |
Biz sizi âdi bir sudan yaratmadık mı? |
[ 077.020 ] | ( NQ ) |
Did We not create you from a worthless water (semen, etc.)? |
[ 077.021 ] | ( KK ) |
فَجَعَلْنَاهُ فِي قَرَارٍ مَكِينٍ ﴿ ٢١ ﴾ |
[ 077.021 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.021 ] | ( AY ) |
Sonra o suyu, sağlam bir yerde (Rahîmde) sakladık, |
[ 077.021 ] | ( EO ) |
Kılıp da onu bir makarda temkin. |
[ 077.021 ] | ( ES ) |
Onu sağlam bir yerde oturttuk. |
[ 077.021 ] | ( NQ ) |
Then We placed it in a place of safety (womb), |
[ 077.022 ] | ( KK ) |
إِلَى قَدَرٍ مَعْلُومٍ ﴿ ٢٢ ﴾ |
[ 077.022 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.022 ] | ( AY ) |
(Doğum için olan) belirli bir vakte kadar... |
[ 077.022 ] | ( EO ) |
Ma'lûm bir kadere değin. |
[ 077.022 ] | ( ES ) |
Belli bir süreye kadar. |
[ 077.022 ] | ( NQ ) |
For a known period (determined by gestation)? |
[ 077.023 ] | ( KK ) |
فَقَدَرْنَا فَنِعْمَ الْقَادِرُونَ ﴿ ٢٣ ﴾ |
[ 077.023 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.023 ] | ( AY ) |
İşte biz, bunu takdir ettik. O hâlde biz ne güzel kâdiriz!... |
[ 077.023 ] | ( EO ) |
Demekki ölçmüşüz, demekki biz ne güzel kâdiriz. |
[ 077.023 ] | ( ES ) |
Demek ki biçimlendirmişiz. Ne güzel biçimlendireniz biz. |
[ 077.023 ] | ( NQ ) |
So We did measure, and We are the Best to measure (the things). |
[ 077.024 ] | ( KK ) |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ ﴿ ٢٤ ﴾ |
[ 077.024 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.024 ] | ( AY ) |
(Öyle ise öldükten sonra dirilmeyi) yalan sayanların o gün vay hâline!... |
[ 077.024 ] | ( EO ) |
Vay haline o gün yalan diyenlerin. |
[ 077.024 ] | ( ES ) |
O gün yalanlayanların vay haline! |
[ 077.024 ] | ( NQ ) |
Woe that Day to the deniers (of the Day of Resurrection)! |
[ 077.025 ] | ( KK ) |
أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ كِفَاتًا ﴿ ٢٥ ﴾ |
[ 077.025 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.025 ] | ( AY ) |
Arzı bir toplanma yeri yapmadık mı, |
[ 077.025 ] | ( EO ) |
Ye kılmadıkmı Arzı bir tokat. |
[ 077.025 ] | ( ES ) |
Yeryüzünü bir tokat (toplanma yeri) yapmadık mı? |
[ 077.025 ] | ( NQ ) |
Have We not made the earth a receptacle? |
[ 077.026 ] | ( KK ) |
أَحْيَاءً وَأَمْوَاتًا ﴿ ٢٦ ﴾ |
[ 077.026 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.026 ] | ( AY ) |
Hem dirilere, hem ölülere? |
[ 077.026 ] | ( EO ) |
Gerekse diriler için gerekse emvat. |
[ 077.026 ] | ( ES ) |
Gerek diriler, gerekse ölüler için. |
[ 077.026 ] | ( NQ ) |
For the living and the dead. |
[ 077.027 ] | ( KK ) |
وَجَعَلْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ شَامِخَاتٍ وَأَسْقَيْنَاكُمْ مَاءً فُرَاتًا ﴿ ٢٧ ﴾ |
[ 077.027 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.027 ] | ( AY ) |
Orada yerli yerinde sabit yüce dağlar yerleştirip de size tatlı bir su içirmedik mi? |
[ 077.027 ] | ( EO ) |
Ve oturdupda onda yumru yumru oturaklı dağlar, sunmadıkmı size bir su bir furat. |
[ 077.027 ] | ( ES ) |
Orada yüksek yüksek dağlar oturtup da size bir tatlı su sunmadık mı? |
[ 077.027 ] | ( NQ ) |
And have placed therein firm, and tall mountains; and have given you to drink sweet water? |
[ 077.028 ] | ( KK ) |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ ﴿ ٢٨ ﴾ |
[ 077.028 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.028 ] | ( AY ) |
(Bütün bu nimetleri) inkâr edenlerin o gün vay hâline!... |
[ 077.028 ] | ( EO ) |
Vay haline o gün yalan diyenlerin. |
[ 077.028 ] | ( ES ) |
O gün yalanlayanların vay haline! |
[ 077.028 ] | ( NQ ) |
Woe that Day to the deniers (of the Day of Resurrection)! |
[ 077.029 ] | ( KK ) |
اِنْطَلِقُوا إِلَى مَا كُنْتُمْ بِهِ تُكَذِّبُونَ ﴿ ٢٩ ﴾ |
[ 077.029 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.029 ] | ( AY ) |
(Kıyâmeti inkâr edenlere o gün şöyle denir): Haydi (dünyada) yalan saydığınız azaba gidin. |
[ 077.029 ] | ( EO ) |
Haydi boşanın o yalan dediğinize. |
[ 077.029 ] | ( ES ) |
(Kıyameti yalanlayanlara şöyle denir): "Haydin gidin o yalanladığınız şeye doğru." |
[ 077.029 ] | ( NQ ) |
(It will be said to the disbelievers): "Depart you to that which you used to deny! |
[ 077.030 ] | ( KK ) |
اِنْطَلِقُوا إِلَى ظِلٍّ ذِي ثَلاَثِ شُعَبٍ ﴿ ٣٠ ﴾ |
[ 077.030 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.030 ] | ( AY ) |
(Ey inkârcılar topluluğu!) Haydi cehennemin üç çatallı duman gölgesine gidin. |
[ 077.030 ] | ( EO ) |
Haydi boşanın bir üç çatallı gölgeye. |
[ 077.030 ] | ( ES ) |
"Haydi gidin o üç çatallı gölgeye (cehenneme)." |
[ 077.030 ] | ( NQ ) |
Depart you to a shadow (of Hell-fire smoke ascending) in three
columns, |
[ 077.031 ] | ( KK ) |
لاَ ظَلِيلٍ وَلاَ يُغْنِي مِنَ اللَّهَبِ ﴿ ٣١ ﴾ |
[ 077.031 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.031 ] | ( AY ) |
Ne gölgelendirir, ne alevden korur, (sırf size bir azap...) |
[ 077.031 ] | ( EO ) |
Ne gölgelendirir ne alevden korur. |
[ 077.031 ] | ( ES ) |
O, ne gölgelendirir, ne alevden korur. |
[ 077.031 ] | ( NQ ) |
Neither shading, nor of any use against the fierce flame of the Fire." |
[ 077.032 ] | ( KK ) |
إِنَّهَا تَرْمِي بِشَرَرٍ كَالْقَصْرِ ﴿ ٣٢ ﴾ |
[ 077.032 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.032 ] | ( AY ) |
Zira o ateş, öyle kıvılcımlar atar ki, her biri saray gibi... |
[ 077.032 ] | ( EO ) |
Çünkü o, öyle şirareler atacaktırki her biri bir saray gibi. |
[ 077.032 ] | ( ES ) |
O, saray gibi kıvılcımlar atar. |
[ 077.032 ] | ( NQ ) |
Verily! It (Hell) throws sparks (huge) as Al-Qasr [a fort or a Qasr (huge log of wood)], |
[ 077.033 ] | ( KK ) |
كَأَنَّهُ جِمَالَةٌ صُفْرٌ ﴿ ٣٣ ﴾ |
[ 077.033 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.033 ] | ( AY ) |
(Renk ve çokluk bakımından) sanki o kıvılcımlar, sarı deve sürüleri... |
[ 077.033 ] | ( EO ) |
Sanki sarı sarı hopalar gibi. |
[ 077.033 ] | ( ES ) |
Sanki o kıvılcımlar, sarı sarı (erkek deve sürüleridir). |
[ 077.033 ] | ( NQ ) |
As if they were Jimalatun Sufr (yellow camels or bundles of ropes)." |
[ 077.034 ] | ( KK ) |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ ﴿ ٣٤ ﴾ |
[ 077.034 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.034 ] | ( AY ) |
(Bu hâli) yalan sayanların, o gün vay hâline!... |
[ 077.034 ] | ( EO ) |
Vay haline o gün yalan diyenlerin. |
[ 077.034 ] | ( ES ) |
O gün yalanlayanların vay haline! |
[ 077.034 ] | ( NQ ) |
Woe that Day to the deniers (of the Day of Resurrection)! |
[ 077.035 ] | ( KK ) |
هَذَا يَوْمُ لاَ يَنْطِقُونَ ﴿ ٣٥ ﴾ |
[ 077.035 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.035 ] | ( AY ) |
Bugün, dilleri tutulacak gündür, (inkârcıların)... |
[ 077.035 ] | ( EO ) |
Bugün nutukları tutulacağı gündür. |
[ 077.035 ] | ( ES ) |
Bugün, konuşamıyacakları gündür. |
[ 077.035 ] | ( NQ ) |
That will be a Day when they shall not speak (during some part of it), |
[ 077.036 ] | ( KK ) |
وَلاَ يُؤْذَنُ لَهُمْ فَيَعْتَذِرُونَ ﴿ ٣٦ ﴾ |
[ 077.036 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.036 ] | ( AY ) |
Kendilerine izin verilmez ki, özür dilesinler. |
[ 077.036 ] | ( EO ) |
İzin de verilmezki i'tizar ederler. |
[ 077.036 ] | ( ES ) |
Kendilerine izin de verilmez ki, özür beyan etsinler. |
[ 077.036 ] | ( NQ ) |
And they will not be permitted to put forth any excuse. |
[ 077.037 ] | ( KK ) |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ ﴿ ٣٧ ﴾ |
[ 077.037 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.037 ] | ( AY ) |
(Bugünü) inkâr edenlerin, o gün vay hâline!... |
[ 077.037 ] | ( EO ) |
Vay haline o gün yalan diyenlerin. |
[ 077.037 ] | ( ES ) |
O gün yalanlayanların vay haline! |
[ 077.037 ] | ( NQ ) |
Woe that Day to the deniers (of the Day of Resurrection)! |
[ 077.038 ] | ( KK ) |
هَذَا يَوْمُ الْفَصْلِ جَمَعْنَاكُمْ وَالْأَوَّلِينَ ﴿ ٣٨ ﴾ |
[ 077.038 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.038 ] | ( AY ) |
Bu, (haklı ile haksızın ayırd edileceği) fâsıl günü, sizi ve evvelki ümmetleri topladık. |
[ 077.038 ] | ( EO ) |
Bu işte o fasıl günü topladık sizi ve evvelkileri. |
[ 077.038 ] | ( ES ) |
Bu, işte o hüküm günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya topladık. |
[ 077.038 ] | ( NQ ) |
That will be a Day of Decision! We have brought you and the men of old together! |
[ 077.039 ] | ( KK ) |
فَإِنْ كَانَ لَكُمْ كَيْدٌ فَكِيدُونِ ﴿ ٣٩ ﴾ |
[ 077.039 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.039 ] | ( AY ) |
Eğer (azabı kaldıracak) bir hileniz varsa, haydi bana hile yapın bakalım! |
[ 077.039 ] | ( EO ) |
Varsa bir fenniniz atlatın beni. |
[ 077.039 ] | ( ES ) |
Bir hileniz varsa beni atlatın. |
[ 077.039 ] | ( NQ ) |
So if you have a plot, use it against Me (Allah)! |
[ 077.040 ] | ( KK ) |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ ﴿ ٤٠ ﴾ |
[ 077.040 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.040 ] | ( AY ) |
(Öldükten sonra dirilmeyi) inkâr edenlerin o gün vay hâline!... |
[ 077.040 ] | ( EO ) |
Vay haline o gün yalan diyenlerin. |
[ 077.040 ] | ( ES ) |
O gün yalanlayanların vay haline! |
[ 077.040 ] | ( NQ ) |
Woe that Day to the deniers (of the Day of Resurrection)! |
[ 077.041 ] | ( KK ) |
إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي ظِلاَلٍ وَعُيُونٍ ﴿ ٤١ ﴾ |
[ 077.041 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.041 ] | ( AY ) |
Şüphesiz takva sahibleri, gölgelerle kaynaklarda; |
[ 077.041 ] | ( EO ) |
Şübhesiz ki (korunan) müttakîler gölgelerde kaynaklar. |
[ 077.041 ] | ( ES ) |
Kuşkusuz takva sahipleri gölgeler altında ve pınar başlarındadır. |
[ 077.041 ] | ( NQ ) |
Verily, the Muttaqun (pious - see V.2:2) shall be amidst shades and springs. |
[ 077.042 ] | ( KK ) |
وَفَوَاكِهَ مِمَّا يَشْتَهُونَ ﴿ ٤٢ ﴾ |
[ 077.042 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.042 ] | ( AY ) |
Ve canlarının istediği meyveler içindedirler. |
[ 077.042 ] | ( EO ) |
Ve canlarının istediğinden meyveler içindedirler. |
[ 077.042 ] | ( ES ) |
Canlarının çektiğinden türlü meyveler arasındadırlar. |
[ 077.042 ] | ( NQ ) |
And fruits, such as they desire. |
[ 077.043 ] | ( KK ) |
كُلُوا وَاشْرَبُوا هَنِيئًا بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ ﴿ ٤٣ ﴾ |
[ 077.043 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.043 ] | ( AY ) |
(Bu cennetliklere şöyle denilir): İşlediğiniz amellere karşılık, âfiyetle yeyin, için... |
[ 077.043 ] | ( EO ) |
Yeyin, için âfiyet olsun işlediğiniz amellere mukabil. |
[ 077.043 ] | ( ES ) |
(Onlara): "Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yiyin, için" (denir). |
[ 077.043 ] | ( NQ ) |
Eat and drink comfortably for that which you used to do. |
[ 077.044 ] | ( KK ) |
إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنينَ ﴿ ٤٤ ﴾ |
[ 077.044 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.044 ] | ( AY ) |
İşte biz, güzel amel işliyenleri böyle mükâfatlandırırız. |
[ 077.044 ] | ( EO ) |
İşte biz muhsinleri böyle karşılarız. |
[ 077.044 ] | ( ES ) |
İşte biz güzel amel işleyenleri böyle mükafatlandırırız. |
[ 077.044 ] | ( NQ ) |
Verily, thus We reward the Muhsinun (good-doers). |
[ 077.045 ] | ( KK ) |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ ﴿ ٤٥ ﴾ |
[ 077.045 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.045 ] | ( AY ) |
(Cenneti) inkâr edenlerin, o gün vay hâline!... |
[ 077.045 ] | ( EO ) |
Vay halina o gün yalan diyenlerin. |
[ 077.045 ] | ( ES ) |
O gün yalanlayanların vay haline! |
[ 077.045 ] | ( NQ ) |
Woe that Day to the deniers (of the Day of Resurrection)! |
[ 077.046 ] | ( KK ) |
كُلُوا وَتَمَتَّعُوا قَلِيلاً إِنَّكُمْ مُجْرِمُونَ ﴿ ٤٦ ﴾ |
[ 077.046 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.046 ] | ( AY ) |
(Ey inkârcılar topluluğu!) yeyin, zevk edin dünyada biraz; çünkü günahkâr müşriklersiniz, (Âhirette ateşe gireceksiniz). |
[ 077.046 ] | ( EO ) |
Yeyin, zevk edin biraz, çünkü mücrimlersiniz. |
[ 077.046 ] | ( ES ) |
Yiyin, zevklenin biraz, çünkü siz suçlularsınız. |
[ 077.046 ] | ( NQ ) |
(O you disbelievers)! Eat and enjoy yourselves (in this worldly life) for a little while. Verily, you are the Mujrimun (polytheists, disbelievers, sinners, criminals, etc.). |
[ 077.047 ] | ( KK ) |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ ﴿ ٤٧ ﴾ |
[ 077.047 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.047 ] | ( AY ) |
(Allahı ve peygamberlerini) inkâr edenlerin o gün vay hâline! |
[ 077.047 ] | ( EO ) |
Vay haline o gün yalan diyenlerin |
[ 077.047 ] | ( ES ) |
O gün yalanlayanların vay haline! |
[ 077.047 ] | ( NQ ) |
Woe that Day to the deniers (of the Day of Resurrection)! |
[ 077.048 ] | ( KK ) |
وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ارْكَعُوا لاَ يَرْكَعُونَ ﴿ ٤٨ ﴾ |
[ 077.048 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.048 ] | ( AY ) |
Onlar: İtâat edin, namaz kılın. denildiği zaman, itâat etmezler. |
[ 077.048 ] | ( EO ) |
Yerler, içerler de rükû' edin denildiği zaman onlara, rükû' etmezler |
[ 077.048 ] | ( ES ) |
Onlara: "Rüku edin" denildiği zaman etmezler. |
[ 077.048 ] | ( NQ ) |
And when it is said to them: Bow down yourself (in prayer)!" They bow not down (offer not their prayers) . |
[ 077.049 ] | ( KK ) |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ ﴿ ٤٩ ﴾ |
[ 077.049 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.049 ] | ( AY ) |
(Allahın hükümlerini) inkâr edenlerin o gün vay hâline!... |
[ 077.049 ] | ( EO ) |
Vay haline o gün yalan diyenlerin. |
[ 077.049 ] | ( ES ) |
Vay haline o gün yalanlayanların! |
[ 077.049 ] | ( NQ ) |
Woe that Day to the deniers (of the Day of Resurrection)! |
[ 077.050 ] | ( KK ) |
فَبِأَيِّ حَدِيثٍ بَعْدَهُ يُؤْمِنُونَ ﴿ ٥٠ ﴾ |
[ 077.050 ] | ( MŞ ) | |
[ 077.050 ] | ( AY ) |
Artık (bu ahmaklar) Kurândan sonra hangi söze inanacaklar? |
[ 077.050 ] | ( EO ) |
Artık bundan sonra hangi söze inanacaklar? |
[ 077.050 ] | ( ES ) |
Artık bundan (Kur'an'dan) sonra hangi söze inanacaklar? |
[ 077.050 ] | ( NQ ) |
Then in what statement after this (the Qur'an) will they believe? |