MÜRSELAT SURESİ

[ 077.001 ] ( KK )

وَالْمُرْسَلاَتِ عُرْفًا ﴿ ١ ﴾

[ 077.001 ] ( MŞ )  
[ 077.001 ] ( AY )

İyilik için gönderilen melekler hakkı için,

[ 077.001 ] ( EO )

Kasem olsun o urf için gönderilenlere .

[ 077.001 ] ( ES )

Andolsun birbiri ardınca gönderilenlere,

[ 077.001 ] ( NQ )

By the winds (or angels or the Messengers of Allah) sent forth one after another.

[ 077.002 ] ( KK )

فَالْعَاصِفَاتِ عَصْفًا ﴿ ٢ ﴾

[ 077.002 ] ( MŞ )  
[ 077.002 ] ( AY )

Şiddetli rüzgâr gibi uçan melekler hakkı için,

[ 077.002 ] ( EO )

Derken büküp devirenlere.

[ 077.002 ] ( ES )

Büküp devirenlere,

[ 077.002 ] ( NQ )

And by the winds that blow violently,

[ 077.003 ] ( KK )

وَالنَّاشِرَاتِ نَشْرًا ﴿ ٣ ﴾

[ 077.003 ] ( MŞ )  
[ 077.003 ] ( AY )

Yer yüzüne şerîatleri yayan melekler hakkı için,

[ 077.003 ] ( EO )

Ve neşrederek yayanlara.

[ 077.003 ] ( ES )

Yaydıkça yayanlara,

[ 077.003 ] ( NQ )

And by the winds that scatter clouds and rain;

[ 077.004 ] ( KK )

فَالْفَارِقَاتِ فَرْقًا ﴿ ٤ ﴾

[ 077.004 ] ( MŞ )  
[ 077.004 ] ( AY )

Hak ile bâtılı ayıran melekler hakkı için,

[ 077.004 ] ( EO )

Derken seçip ayıranlara.

[ 077.004 ] ( ES )

Seçip ayıranlara,

[ 077.004 ] ( NQ )

And by the Verses (of the Qur'an) that separate the right from the wrong.

[ 077.005 ] ( KK )

فَالْمُلْقِيَاتِ ذِكْرًا ﴿ ٥ ﴾

[ 077.005 ] ( MŞ )  
[ 077.005 ] ( AY )

(5-6) Hak sahiblerine özür, yahut haksızlara azap olarak vahyi peygamberlere getiren melekler hakkı için;

[ 077.005 ] ( EO )

Sonra bir ögüt bırakanlara.

[ 077.005 ] ( ES )

Bir öğüt bırakanlara,

[ 077.005 ] ( NQ )

And by the angels that bring the revelations to the Messengers,

[ 077.006 ] ( KK )

عُذْرًا أَوْ نُذْرًا ﴿ ٦ ﴾

[ 077.006 ] ( MŞ )  
[ 077.006 ] ( AY )

(5-6) Hak sahiblerine özür, yahut haksızlara azap olarak vahyi peygamberlere getiren melekler hakkı için;

[ 077.006 ] ( EO )

Gerek özriçin olsun gerek inzar

[ 077.006 ] ( ES )

Gerek özür için olsun, gerek uyarı için,

[ 077.006 ] ( NQ )

To cut off all excuses or to warn;

[ 077.007 ] ( KK )

إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَوَاقِعٌ ﴿ ٧ ﴾

[ 077.007 ] ( MŞ )  
[ 077.007 ] ( AY )

Muhakkak vaad olunduğunuz, (kıyâmet) vuku bulacaktır. (Bunda hiç şüphe yoktur.)

[ 077.007 ] ( EO )

Herhalde size va'dolunan muhakkak olacaktır.

[ 077.007 ] ( ES )

Herhalde size vaad olunan kesinlikle olacaktır.

[ 077.007 ] ( NQ )

Surely, what you are promised must come to pass.

[ 077.008 ] ( KK )

فَإِذَا النُّجُومُ طُمِسَتْ ﴿ ٨ ﴾

[ 077.008 ] ( MŞ )  
[ 077.008 ] ( AY )

Yıldızlar yok edildiği zaman,

[ 077.008 ] ( EO )

Hani o yıldızlar silindiği vakıt.

[ 077.008 ] ( ES )

Hani o yıldızlar silindiği zaman,

[ 077.008 ] ( NQ )

Then when the stars lose their lights;

[ 077.009 ] ( KK )

وَإِذَا السَّمَاءُ فُرِجَتْ ﴿ ٩ ﴾

[ 077.009 ] ( MŞ )  
[ 077.009 ] ( AY )

Gök yarıldığı zaman,

[ 077.009 ] ( EO )

Ve o Sema açıldığı vakıt

[ 077.009 ] ( ES )

Gök yarıldığı zaman,

[ 077.009 ] ( NQ )

And when the heaven is cleft asunder;

[ 077.010 ] ( KK )

وَإِذَا الْجِبَالُ نُسِفَتْ ﴿ ١٠ ﴾

[ 077.010 ] ( MŞ )  
[ 077.010 ] ( AY )

Dağlar (yerlerinden) sökülüp savrulduğu zaman,

[ 077.010 ] ( EO )

Ve o dağlar savurulduğu vakıt.

[ 077.010 ] ( ES )

Dağlar savrulduğu zaman,

[ 077.010 ] ( NQ )

And when the mountains are blown away;

[ 077.011 ] ( KK )

وَإِذَا الرُّسُلُ اُقِّتَتْ ﴿ ١١ ﴾

[ 077.011 ] ( MŞ )  
[ 077.011 ] ( AY )

(Kıyâmette ümmetlerine şahidlik etmek için) peygamberler belirli bir vakitte bir araya getirildikleri zaman,

[ 077.011 ] ( EO )

Ve o ilçiler miykatlarına irdirildiği vakıt.

[ 077.011 ] ( ES )

Elçiler, tayin edilen vakitlerine erdirildikleri zaman,

[ 077.011 ] ( NQ )

And when the Messengers are gathered to their time appointed;

[ 077.012 ] ( KK )

لِاَيِّ يَوْمٍ أُجِّلَتْ ﴿ ١٢ ﴾

[ 077.012 ] ( MŞ )  
[ 077.012 ] ( AY )

(Şöyle denilir): Bunlar, hangi (dehşetli) güne ertelendiler!...

[ 077.012 ] ( EO )

Onlar hangi güne te'cil edildi?

[ 077.012 ] ( ES )

Bunlar hangi güne ertelendiler?

[ 077.012 ] ( NQ )

For what Day are these signs postponed?

[ 077.013 ] ( KK )

لِيَوْمِ الْفَصْلِ ﴿ ١٣ ﴾

[ 077.013 ] ( MŞ )  
[ 077.013 ] ( AY )

(İnsanların birbirinden ayırd edileceği) fâsıl gününe...

[ 077.013 ] ( EO )

Fasıl gününe.

[ 077.013 ] ( ES )

Hüküm gününe..

[ 077.013 ] ( NQ )

For the Day of sorting out (the men of Paradise from the men destined for Hell).

[ 077.014 ] ( KK )

وَمَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الْفَصْلِ ﴿ ١٤ ﴾

[ 077.014 ] ( MŞ )  
[ 077.014 ] ( AY )

Bildin mi, nedir fâsıl günü?

[ 077.014 ] ( EO )

Bildinmi nedir fasıl günü?

[ 077.014 ] ( ES )

Bildin mi, nedir o hüküm günü?

[ 077.014 ] ( NQ )

And what will explain to you what is the Day of sorting out?

[ 077.015 ] ( KK )

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ ﴿ ١٥ ﴾

[ 077.015 ] ( MŞ )  
[ 077.015 ] ( AY )

Bunu yalan sayanların o gün vay hâline!...

[ 077.015 ] ( EO )

Vay haline o gün yalan diyenlerin.

[ 077.015 ] ( ES )

O gün yalanlayanların vay haline!

[ 077.015 ] ( NQ )

Woe that Day to the deniers (of the Day of Resurrection)!

[ 077.016 ] ( KK )

أَلَمْ نُهْلِكِ الْأَوَّلِينَ ﴿ ١٦ ﴾

[ 077.016 ] ( MŞ )  
[ 077.016 ] ( AY )

Biz, (peygamberlerini inkâr eden kavimlerden) evvelkileri, helâk etmedik mi?

[ 077.016 ] ( EO )

Helâk etmedikmi evvelkileri?

[ 077.016 ] ( ES )

Biz, öncekileri helak etmedik mi?

[ 077.016 ] ( NQ )

Did We not destroy the ancients?

[ 077.017 ] ( KK )

ثُمَّ نُتْبِعُهُمُ الْآخِرِينَ ﴿ ١٧ ﴾

[ 077.017 ] ( MŞ )  
[ 077.017 ] ( AY )

Sonra (inkârcı Kureyş gibi) arkadan gelenleri, onlara ekliyeceğiz.

[ 077.017 ] ( EO )

Sonra arkalarına takacağız geridekileri

[ 077.017 ] ( ES )

Sonra geridekileri de onlara katarız.

[ 077.017 ] ( NQ )

So shall We make later generations to follow them.

[ 077.018 ] ( KK )

كَذَلِكَ نَفْعَلُ بِالْمُجْرِمِينَ ﴿ ١٨ ﴾

[ 077.018 ] ( MŞ )  
[ 077.018 ] ( AY )

Biz, günahkârlara böyle yaparız.

[ 077.018 ] ( EO )

Biz öyle yaparız mücrimleri

[ 077.018 ] ( ES )

Biz suçlulara böyle yaparız.

[ 077.018 ] ( NQ )

Thus do We deal with the Mujrimun (polytheists, disbelievers, sinners, criminals, etc.)!

[ 077.019 ] ( KK )

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ ﴿ ١٩ ﴾

[ 077.019 ] ( MŞ )  
[ 077.019 ] ( AY )

(Allah’ın âyetlerini) yalanlayanların o gün vay hâline!...

[ 077.019 ] ( EO )

Vay haline o gün yalan diyenlerin.

[ 077.019 ] ( ES )

O gün yalanlayanların vah haline!

[ 077.019 ] ( NQ )

Woe that Day to the deniers (of the Day of Resurrection)!

[ 077.020 ] ( KK )

أَلَمْ نَخْلُقْكُمْ مِنْ مَاءٍ مَهِينٍ ﴿ ٢٠ ﴾

[ 077.020 ] ( MŞ )  
[ 077.020 ] ( AY )

(Ey inkârcılar topluluğu!) Biz, sizi hakîr bir sudan (meniden) yaratmadık mı?

[ 077.020 ] ( EO )

Yaratmadıkmı sizi bir hakîr sudan?

[ 077.020 ] ( ES )

Biz sizi âdi bir sudan yaratmadık mı?

[ 077.020 ] ( NQ )

Did We not create you from a worthless water (semen, etc.)?

[ 077.021 ] ( KK )

فَجَعَلْنَاهُ فِي قَرَارٍ مَكِينٍ ﴿ ٢١ ﴾

[ 077.021 ] ( MŞ )  
[ 077.021 ] ( AY )

Sonra o suyu, sağlam bir yerde (Rahîmde) sakladık,

[ 077.021 ] ( EO )

Kılıp da onu bir makarda temkin.

[ 077.021 ] ( ES )

Onu sağlam bir yerde oturttuk.

[ 077.021 ] ( NQ )

Then We placed it in a place of safety (womb),

[ 077.022 ] ( KK )

إِلَى قَدَرٍ مَعْلُومٍ ﴿ ٢٢ ﴾

[ 077.022 ] ( MŞ )  
[ 077.022 ] ( AY )

(Doğum için olan) belirli bir vakte kadar...

[ 077.022 ] ( EO )

Ma'lûm bir kadere değin.

[ 077.022 ] ( ES )

Belli bir süreye kadar.

[ 077.022 ] ( NQ )

For a known period (determined by gestation)?

[ 077.023 ] ( KK )

فَقَدَرْنَا فَنِعْمَ الْقَادِرُونَ ﴿ ٢٣ ﴾

[ 077.023 ] ( MŞ )  
[ 077.023 ] ( AY )

İşte biz, bunu takdir ettik. O hâlde biz ne güzel kâdiriz!...

[ 077.023 ] ( EO )

Demekki ölçmüşüz, demekki biz ne güzel kâdiriz.

[ 077.023 ] ( ES )

Demek ki biçimlendirmişiz. Ne güzel biçimlendireniz biz.

[ 077.023 ] ( NQ )

So We did measure, and We are the Best to measure (the things).

[ 077.024 ] ( KK )

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ ﴿ ٢٤ ﴾

[ 077.024 ] ( MŞ )  
[ 077.024 ] ( AY )

(Öyle ise öldükten sonra dirilmeyi) yalan sayanların o gün vay hâline!...

[ 077.024 ] ( EO )

Vay haline o gün yalan diyenlerin.

[ 077.024 ] ( ES )

O gün yalanlayanların vay haline!

[ 077.024 ] ( NQ )

Woe that Day to the deniers (of the Day of Resurrection)!

[ 077.025 ] ( KK )

أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ كِفَاتًا ﴿ ٢٥ ﴾

[ 077.025 ] ( MŞ )  
[ 077.025 ] ( AY )

Arzı bir toplanma yeri yapmadık mı,

[ 077.025 ] ( EO )

Ye kılmadıkmı Arzı bir tokat.

[ 077.025 ] ( ES )

Yeryüzünü bir tokat (toplanma yeri) yapmadık mı?

[ 077.025 ] ( NQ )

Have We not made the earth a receptacle?

[ 077.026 ] ( KK )

أَحْيَاءً ‎وَأَمْوَاتًا ﴿ ٢٦ ﴾

[ 077.026 ] ( MŞ )  
[ 077.026 ] ( AY )

Hem dirilere, hem ölülere?

[ 077.026 ] ( EO )

Gerekse diriler için gerekse emvat.

[ 077.026 ] ( ES )

Gerek diriler, gerekse ölüler için.

[ 077.026 ] ( NQ )

For the living and the dead.

[ 077.027 ] ( KK )

وَجَعَلْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ شَامِخَاتٍ وَأَسْقَيْنَاكُمْ مَاءً فُرَاتًا ﴿ ٢٧ ﴾

[ 077.027 ] ( MŞ )  
[ 077.027 ] ( AY )

Orada yerli yerinde sabit yüce dağlar yerleştirip de size tatlı bir su içirmedik mi?

[ 077.027 ] ( EO )

Ve oturdupda onda yumru yumru oturaklı dağlar, sunmadıkmı size bir su  bir furat.

[ 077.027 ] ( ES )

Orada yüksek yüksek dağlar oturtup da size bir tatlı su sunmadık mı?

[ 077.027 ] ( NQ )

And have placed therein firm, and tall mountains; and have given you to drink sweet water?

[ 077.028 ] ( KK )

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ ﴿ ٢٨ ﴾

[ 077.028 ] ( MŞ )  
[ 077.028 ] ( AY )

(Bütün bu nimetleri) inkâr edenlerin o gün vay hâline!...

[ 077.028 ] ( EO )

Vay haline o gün yalan diyenlerin.

[ 077.028 ] ( ES )

O gün yalanlayanların vay haline!

[ 077.028 ] ( NQ )

Woe that Day to the deniers (of the Day of Resurrection)!

[ 077.029 ] ( KK )

اِنْطَلِقُوا إِلَى مَا كُنْتُمْ بِهِ تُكَذِّبُونَ ﴿ ٢٩ ﴾

[ 077.029 ] ( MŞ )  
[ 077.029 ] ( AY )

(Kıyâmeti inkâr edenlere o gün şöyle denir): Haydi (dünyada) yalan saydığınız azaba gidin.

[ 077.029 ] ( EO )

Haydi boşanın o yalan dediğinize.

[ 077.029 ] ( ES )

(Kıyameti yalanlayanlara şöyle denir): "Haydin gidin o yalanladığınız şeye doğru."

[ 077.029 ] ( NQ )

(It will be said to the disbelievers): "Depart you to that which you used to deny!

[ 077.030 ] ( KK )

اِنْطَلِقُوا إِلَى ظِلٍّ ذِي ثَلاَثِ شُعَبٍ ﴿ ٣٠ ﴾

[ 077.030 ] ( MŞ )  
[ 077.030 ] ( AY )

(Ey inkârcılar topluluğu!) Haydi cehennemin üç çatallı duman gölgesine gidin.

[ 077.030 ] ( EO )

Haydi boşanın bir üç çatallı gölgeye.

[ 077.030 ] ( ES )

"Haydi gidin o üç çatallı gölgeye (cehenneme)."

[ 077.030 ] ( NQ )

Depart you to a shadow (of Hell-fire smoke ascending) in three columns,
 

[ 077.031 ] ( KK )

لاَ ظَلِيلٍ وَلاَ يُغْنِي مِنَ اللَّهَبِ ﴿ ٣١ ﴾

[ 077.031 ] ( MŞ )  
[ 077.031 ] ( AY )

Ne gölgelendirir, ne alevden korur, (sırf size bir azap...)

[ 077.031 ] ( EO )

Ne gölgelendirir ne alevden korur.

[ 077.031 ] ( ES )

O, ne gölgelendirir, ne alevden korur.

[ 077.031 ] ( NQ )

Neither shading, nor of any use against the fierce flame of the Fire."

[ 077.032 ] ( KK )

إِنَّهَا تَرْمِي بِشَرَرٍ كَالْقَصْرِ ﴿ ٣٢ ﴾

[ 077.032 ] ( MŞ )  
[ 077.032 ] ( AY )

Zira o ateş, öyle kıvılcımlar atar ki, her biri saray gibi...

[ 077.032 ] ( EO )

Çünkü o, öyle şirareler atacaktırki her biri bir saray gibi.

[ 077.032 ] ( ES )

O, saray gibi kıvılcımlar atar.

[ 077.032 ] ( NQ )

Verily! It (Hell) throws sparks (huge) as Al-Qasr [a fort or a Qasr (huge log of wood)],

[ 077.033 ] ( KK )

كَأَنَّهُ جِمَالَةٌ صُفْرٌ ﴿ ٣٣ ﴾

[ 077.033 ] ( MŞ )  
[ 077.033 ] ( AY )

(Renk ve çokluk bakımından) sanki o kıvılcımlar, sarı deve sürüleri...

[ 077.033 ] ( EO )

Sanki sarı sarı hopalar gibi.

[ 077.033 ] ( ES )

Sanki o kıvılcımlar, sarı sarı (erkek deve sürüleridir).

[ 077.033 ] ( NQ )

As if they were Jimalatun Sufr (yellow camels or bundles of ropes)."

[ 077.034 ] ( KK )

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ ﴿ ٣٤ ﴾

[ 077.034 ] ( MŞ )  
[ 077.034 ] ( AY )

(Bu hâli) yalan sayanların, o gün vay hâline!...

[ 077.034 ] ( EO )

Vay haline o gün yalan diyenlerin.

[ 077.034 ] ( ES )

O gün yalanlayanların vay haline!

[ 077.034 ] ( NQ )

Woe that Day to the deniers (of the Day of Resurrection)!

[ 077.035 ] ( KK )

هَذَا يَوْمُ لاَ يَنْطِقُونَ ﴿ ٣٥ ﴾

[ 077.035 ] ( MŞ )  
[ 077.035 ] ( AY )

Bugün, dilleri tutulacak gündür, (inkârcıların)...

[ 077.035 ] ( EO )

Bugün nutukları tutulacağı gündür.

[ 077.035 ] ( ES )

Bugün, konuşamıyacakları gündür.

[ 077.035 ] ( NQ )

That will be a Day when they shall not speak (during some part of it),

[ 077.036 ] ( KK )

وَلاَ يُؤْذَنُ لَهُمْ فَيَعْتَذِرُونَ ﴿ ٣٦ ﴾

[ 077.036 ] ( MŞ )  
[ 077.036 ] ( AY )

Kendilerine izin verilmez ki, özür dilesinler.

[ 077.036 ] ( EO )

İzin de verilmezki i'tizar ederler.

[ 077.036 ] ( ES )

Kendilerine izin de verilmez ki, özür beyan etsinler.

[ 077.036 ] ( NQ )

And they will not be permitted to put forth any excuse.

[ 077.037 ] ( KK )

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ ﴿ ٣٧ ﴾

[ 077.037 ] ( MŞ )  
[ 077.037 ] ( AY )

(Bugünü) inkâr edenlerin, o gün vay hâline!...

[ 077.037 ] ( EO )

Vay haline o gün yalan diyenlerin.

[ 077.037 ] ( ES )

O gün yalanlayanların vay haline!

[ 077.037 ] ( NQ )

Woe that Day to the deniers (of the Day of Resurrection)!

[ 077.038 ] ( KK )

هَذَا يَوْمُ الْفَصْلِ جَمَعْنَاكُمْ وَالْأَوَّلِينَ ﴿ ٣٨ ﴾

[ 077.038 ] ( MŞ )  
[ 077.038 ] ( AY )

Bu, (haklı ile haksızın ayırd edileceği) fâsıl günü, sizi ve evvelki ümmetleri topladık.

[ 077.038 ] ( EO )

Bu işte o fasıl günü topladık sizi ve evvelkileri.

[ 077.038 ] ( ES )

Bu, işte o hüküm günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya topladık.

[ 077.038 ] ( NQ )

That will be a Day of Decision! We have brought you and the men of old together!

[ 077.039 ] ( KK )

فَإِنْ كَانَ لَكُمْ كَيْدٌ فَكِيدُونِ ﴿ ٣٩ ﴾

[ 077.039 ] ( MŞ )  
[ 077.039 ] ( AY )

Eğer (azabı kaldıracak) bir hileniz varsa, haydi bana hile yapın bakalım!

[ 077.039 ] ( EO )

Varsa bir fenniniz atlatın beni.

[ 077.039 ] ( ES )

Bir hileniz varsa beni atlatın.

[ 077.039 ] ( NQ )

So if you have a plot, use it against Me (Allah)!

[ 077.040 ] ( KK )

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ ﴿ ٤٠ ﴾

[ 077.040 ] ( MŞ )  
[ 077.040 ] ( AY )

(Öldükten sonra dirilmeyi) inkâr edenlerin o gün vay hâline!...

[ 077.040 ] ( EO )

Vay haline o gün yalan diyenlerin.

[ 077.040 ] ( ES )

O gün yalanlayanların vay haline!

[ 077.040 ] ( NQ )

Woe that Day to the deniers (of the Day of Resurrection)!

[ 077.041 ] ( KK )

إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي ظِلاَلٍ وَعُيُونٍ ﴿ ٤١ ﴾

[ 077.041 ] ( MŞ )  
[ 077.041 ] ( AY )

Şüphesiz takva sahibleri, gölgelerle kaynaklarda;

[ 077.041 ] ( EO )

Şübhesiz ki (korunan) müttakîler gölgelerde kaynaklar.

[ 077.041 ] ( ES )

Kuşkusuz takva sahipleri gölgeler altında ve pınar başlarındadır.

[ 077.041 ] ( NQ )

Verily, the Muttaqun (pious - see V.2:2) shall be amidst shades and springs.

[ 077.042 ] ( KK )

وَفَوَاكِهَ مِمَّا يَشْتَهُونَ ﴿ ٤٢ ﴾

[ 077.042 ] ( MŞ )  
[ 077.042 ] ( AY )

Ve canlarının istediği meyveler içindedirler.

[ 077.042 ] ( EO )

Ve canlarının istediğinden meyveler içindedirler.

[ 077.042 ] ( ES )

Canlarının çektiğinden türlü meyveler arasındadırlar.

[ 077.042 ] ( NQ )

And fruits, such as they desire.

[ 077.043 ] ( KK )

كُلُوا وَاشْرَبُوا هَنِيئًا بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ ﴿ ٤٣ ﴾

[ 077.043 ] ( MŞ )  
[ 077.043 ] ( AY )

(Bu cennetliklere şöyle denilir): İşlediğiniz amellere karşılık, âfiyetle yeyin, için...

[ 077.043 ] ( EO )

Yeyin, için âfiyet olsun işlediğiniz amellere mukabil.

[ 077.043 ] ( ES )

(Onlara): "Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yiyin, için" (denir).

[ 077.043 ] ( NQ )

Eat and drink comfortably for that which you used to do.
 

[ 077.044 ] ( KK )

إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنينَ ﴿ ٤٤ ﴾

[ 077.044 ] ( MŞ )  
[ 077.044 ] ( AY )

İşte biz, güzel amel işliyenleri böyle mükâfatlandırırız.

[ 077.044 ] ( EO )

İşte biz muhsinleri böyle karşılarız.

[ 077.044 ] ( ES )

İşte biz güzel amel işleyenleri böyle mükafatlandırırız.

[ 077.044 ] ( NQ )

Verily, thus We reward the Muhsinun (good-doers).

[ 077.045 ] ( KK )

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ ﴿ ٤٥ ﴾

[ 077.045 ] ( MŞ )  
[ 077.045 ] ( AY )

(Cenneti) inkâr edenlerin, o gün vay hâline!...

[ 077.045 ] ( EO )

Vay halina o gün yalan diyenlerin.

[ 077.045 ] ( ES )

O gün yalanlayanların vay haline!

[ 077.045 ] ( NQ )

Woe that Day to the deniers (of the Day of Resurrection)!

[ 077.046 ] ( KK )

كُلُوا وَتَمَتَّعُوا قَلِيلاً إِنَّكُمْ مُجْرِمُونَ ﴿ ٤٦ ﴾

[ 077.046 ] ( MŞ )  
[ 077.046 ] ( AY )

(Ey inkârcılar topluluğu!) yeyin, zevk edin dünyada biraz; çünkü günahkâr müşriklersiniz, (Âhirette ateşe gireceksiniz).

[ 077.046 ] ( EO )

Yeyin, zevk edin biraz, çünkü mücrimlersiniz.

[ 077.046 ] ( ES )

Yiyin, zevklenin biraz, çünkü siz suçlularsınız.

[ 077.046 ] ( NQ )

(O you disbelievers)! Eat and enjoy yourselves (in this worldly life) for a little while. Verily, you are the Mujrimun (polytheists, disbelievers, sinners, criminals, etc.).

[ 077.047 ] ( KK )

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ ﴿ ٤٧ ﴾

[ 077.047 ] ( MŞ )  
[ 077.047 ] ( AY )

(Allah’ı ve peygamberlerini) inkâr edenlerin o gün vay hâline!

[ 077.047 ] ( EO )

Vay haline o gün yalan diyenlerin

[ 077.047 ] ( ES )

O gün yalanlayanların vay haline!

[ 077.047 ] ( NQ )

Woe that Day to the deniers (of the Day of Resurrection)!

[ 077.048 ] ( KK )

وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ارْكَعُوا لاَ يَرْكَعُونَ ﴿ ٤٨ ﴾

[ 077.048 ] ( MŞ )  
[ 077.048 ] ( AY )

Onlar: “ İtâat edin, namaz kılın.” denildiği zaman, itâat etmezler.

[ 077.048 ] ( EO )

Yerler, içerler de rükû' edin denildiği zaman onlara, rükû' etmezler

[ 077.048 ] ( ES )

Onlara: "Rüku edin" denildiği zaman etmezler.

[ 077.048 ] ( NQ )

And when it is said to them: Bow down yourself (in prayer)!" They bow not down (offer not their prayers) .

[ 077.049 ] ( KK )

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ ﴿ ٤٩ ﴾

[ 077.049 ] ( MŞ )  
[ 077.049 ] ( AY )

(Allah’ın hükümlerini) inkâr edenlerin o gün vay hâline!...

[ 077.049 ] ( EO )

Vay haline o gün yalan diyenlerin.

[ 077.049 ] ( ES )

Vay haline o gün yalanlayanların!

[ 077.049 ] ( NQ )

Woe that Day to the deniers (of the Day of Resurrection)!

[ 077.050 ] ( KK )

فَبِأَيِّ حَدِيثٍ بَعْدَهُ يُؤْمِنُونَ ﴿ ٥٠ ﴾

[ 077.050 ] ( MŞ )  
[ 077.050 ] ( AY )

Artık (bu ahmaklar) Kur’ân’dan sonra hangi söze inanacaklar?

[ 077.050 ] ( EO )

Artık bundan sonra hangi söze inanacaklar?

[ 077.050 ] ( ES )

Artık bundan (Kur'an'dan) sonra hangi söze inanacaklar?

[ 077.050 ] ( NQ )

Then in what statement after this (the Qur'an) will they believe?