KIYAMET SURESİ

[ 075.001 ] ( KK )

áÇó ÃõÞúÓöãõ Èöíóæúãö ÇáúÞöíóÇãóÉö ﴿ ١ ﴾

[ 075.001 ] ( MŞ )

 

[ 075.001 ] ( AY )

Kasem ederim kıyâmet gününe;

[ 075.001 ] ( EO )

Yo... Kasem ederim o kalkım gününe (yevmi kıyameye).

[ 075.001 ] ( ES )

Hayır, yemin ederim o kıyamet gününe.

[ 075.001 ] ( NQ )

I swear by the Day of Resurrection;

[ 075.002 ] ( KK )

æóáÇó ÃõÞúÓöãõ ÈöÇáäøóÝúÓö ÇááøóæøóÇãóÉö ﴿ ٢ ﴾

[ 075.002 ] ( MŞ )

 

[ 075.002 ] ( AY )

Yine kasem ederim pişmankâr nefse ki, (muhakkak öldükten sonra dirileceksiniz).

[ 075.002 ] ( EO )

Yine yo... Kasem ederim o pişman cana (nefsi levvameye).

[ 075.002 ] ( ES )

Yine hayır, yemin ederim o sürekli kendini kınayan nefse.

[ 075.002 ] ( NQ )

And I swear by the self-reproaching person (a believer).

[ 075.003 ] ( KK )

ÃóíóÍúÓóÈõ ÇáúÇöäúÓóÇäõ Ãóáøóäú äóÌúãóÚó ÚöÙóÇãóåõ ﴿ ٣ ﴾

[ 075.003 ] ( MŞ )

 

[ 075.003 ] ( AY )

İnsan sanır ki, biz, kemikleri bir araya getiremeyiz?

[ 075.003 ] ( EO )

İnsan sanır mı ki derleyemeyiz kemiklerini?

[ 075.003 ] ( ES )

İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanıyor?

[ 075.003 ] ( NQ )

Does man (a disbeliever) think that We shall not assemble his bones?

[ 075.004 ] ( KK )

Èóáóì ÞóÇÏöÑöíäó Úóáóì Ãóäú äõÓóæøöíó ÈóäóÇäóåõ ﴿ ٤ ﴾

[ 075.004 ] ( MŞ )

 

[ 075.004 ] ( AY )

(Değil yalnız kemikleri bir araya getirmek), evet, biz o insanın parmak uçlarını (dünyada olduğu gibi düzeltib) toplamağa da kadiriz;

[ 075.004 ] ( EO )

Evet derleriz kadir olarak tesviyeye bile parmaklarını.

[ 075.004 ] ( ES )

Evet, bizim onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.

[ 075.004 ] ( NQ )

Yes, We are Able to put together in perfect order the tips of his fingers.

[ 075.005 ] ( KK )

Èóáú íõÑöíÏõ ÇáúÇöäúÓóÇäõ áöíóÝúÌõÑó ÃóãóÇãóåõ ﴿ ٥ ﴾

[ 075.005 ] ( MŞ )

 

[ 075.005 ] ( AY )

Fakat insan, fenalığını önüne sürmek ister.

[ 075.005 ] ( EO )

Fakat insan ister önünde fücur etmesini.

[ 075.005 ] ( ES )

Fakat insan günahı devam ettirmek ister.

[ 075.005 ] ( NQ )

Nay! (Man denies Resurrection and Reckoning. So) he desires to continue committing sins.

[ 075.006 ] ( KK )

íóÓúÃóáõ ÃóíøóÇäó íóæúãõ ÇáúÞöíóÇãóÉö ﴿ ٦ ﴾

[ 075.006 ] ( MŞ )

 

[ 075.006 ] ( AY )

(Alay ederek) sorar: “ Kıyâmet günü ne zaman?”

[ 075.006 ] ( EO )

Sorar: ne zaman diye o Kıyamet günü.

[ 075.006 ] ( ES )

O kıyamet günü ne zaman? diye sorar.

[ 075.006 ] ( NQ )

He asks: "When will be this Day of Resurrection?"

[ 075.007 ] ( KK )

ÝóÅöÐóÇ ÈóÑöÞó ÇáúÈóÕóÑõ ﴿ ٧ ﴾

[ 075.007 ] ( MŞ )

 

[ 075.007 ] ( AY )

(Allah buyurmuştur ki): Göz, (dehşetten) ne vakit ki dikilir,

[ 075.007 ] ( EO )

Ne vakıt ki o göz şimşek çakar.

[ 075.007 ] ( ES )

Ne zaman ki o göz şimşek çakar,

[ 075.007 ] ( NQ )

So, when the sight shall be dazed,

[ 075.008 ] ( KK )

æóÎóÓóÝó ÇáúÞóãóÑõ ﴿ ٨ ﴾

[ 075.008 ] ( MŞ )

 

[ 075.008 ] ( AY )

Ay tutulur,

[ 075.008 ] ( EO )

Ve Ay tutulur.

[ 075.008 ] ( ES )

Ay tutulur,

[ 075.008 ] ( NQ )

And the moon will be eclipsed,

[ 075.009 ] ( KK )

æóÌõãöÚó ÇáÔøóãúÓõ æóÇáúÞóãóÑõ ﴿ ٩ ﴾

[ 075.009 ] ( MŞ )

 

[ 075.009 ] ( AY )

Güneş ile ay bir araya toplanır,

[ 075.009 ] ( EO )

Ve Güneş ve Ay toplanır.

[ 075.009 ] ( ES )

Güneş ve ay toplanır,

[ 075.009 ] ( NQ )

And the sun and moon will be joined together (by going one into the other or folded up or deprived of their light, etc.)

[ 075.010 ] ( KK )

íóÞõæáõ ÇáúÇöäúÓóÇäõ íóæúãóÆöÐò Ãóíúäó ÇáúãóÝóÑøõ ﴿ ١٠ ﴾

[ 075.010 ] ( MŞ )

 

[ 075.010 ] ( AY )

O gün insan der ki, kaçacak yer nerede?

[ 075.010 ] ( EO )

Der o insan o gün: nereye kaçmalı? (eynel'mefer).

[ 075.010 ] ( ES )

İşte o gün insan, "kaçacak yer neresi?" der.

[ 075.010 ] ( NQ )

On that Day man will say: "Where (is the refuge) to flee?"

[ 075.011 ] ( KK )

ßóáÇøó áÇó æóÒóÑó ﴿ ١١ ﴾

[ 075.011 ] ( MŞ )

 

[ 075.011 ] ( AY )

Hayır, (o kâfire) hiç bir sığınak yok.

[ 075.011 ] ( EO )

Hayır hayır, yok bir siper.

[ 075.011 ] ( ES )

Hayır, hayır, yok bir siper.

[ 075.011 ] ( NQ )

No! There is no refuge!

[ 075.012 ] ( KK )

Åöáóì ÑóÈøößó íóæúãóÆöÐò ÇáúãõÓúÊóÞóÑøõ ﴿ ١٢ ﴾

[ 075.012 ] ( MŞ )

 

[ 075.012 ] ( AY )

Ancak Rabbinedir o gün dönüp kararlaşmak...

[ 075.012 ] ( EO )

Rabbınadır ancak o gün karar.

[ 075.012 ] ( ES )

O gün varılıp durulacak yer, ancak Rabbinin huzurudur.

[ 075.012 ] ( NQ )

Unto your Lord (Alone) will be the place of rest that Day.

[ 075.013 ] ( KK )

íõäóÈøóÃõ ÇáúÇöäúÓóÇäõ íóæúãóÆöÐò ÈöãóÇ ÞóÏøóãó æóÃóÎøóÑó ﴿ ١٣ ﴾

[ 075.013 ] ( MŞ )

 

[ 075.013 ] ( AY )

O gün insan işlediği ve işlemediği amellerle uyarılır, (yaptığı ve yapmadığı her şey kendisine anlatılır ve hesaba çekilir.)

[ 075.013 ] ( EO )

Ayıtılır insan o gün, yaptıklar ile mukaddem, müahhar.

[ 075.013 ] ( ES )

O gün insana, yapıp öne sürdüğü ve geri bıraktığı ne varsa bildirilir.

[ 075.013 ] ( NQ )

On that Day man will be informed of what he sent forward (of his evil or good deeds), and what he left behind (of his good or evil traditions).

[ 075.014 ] ( KK )

Èóáö ÇáúÇöäúÓóÇäõ Úóáóì äóÝúÓöåö ÈóÕöíÑóÉñ ﴿ ١٤ ﴾

[ 075.014 ] ( MŞ )

 

[ 075.014 ] ( AY )

Şüphesiz insan, nefsine karşı murakabeci bir şâhittir.

[ 075.014 ] ( EO )

Doğrusu insan kendine karşı bir basîrettir.

[ 075.014 ] ( ES )

Doğrusu insan kendi nefsini görür,

[ 075.014 ] ( NQ )

Nay! Man will be a witness against himself [as his body parts (skin, hands, legs, etc.) will speak about his deeds].

[ 075.015 ] ( KK )

æóáóæú ÃóáúÞóì ãóÚóÇÐöíÑóåõ ﴿ ١٥ ﴾

[ 075.015 ] ( MŞ )

 

[ 075.015 ] ( AY )

Bütün mazeretlerini ortaya dökse de, (yine nefsinde gerçeği bilir. İnsan tamamen kendini kontrol edebilecek durumdadır.)

[ 075.015 ] ( EO )

Dökse de ortaya ma'ziretlerini.

[ 075.015 ] ( ES )

Bir takım özürler ortaya atsa da.

[ 075.015 ] ( NQ )

Though he may put forth his excuses (to cover his evil deeds).

[ 075.016 ] ( KK )

áÇó ÊõÍóÑøößú Èöåö áöÓóÇäóßó áöÊóÚúÌóáó Èöåö ﴿ ١٦ ﴾

[ 075.016 ] ( MŞ )

 

[ 075.016 ] ( AY )

(Ey Resûlüm, vahy daha tamamlanmadan) ona acele ederek, (kelimeleri kaçırmıyayım diye) dilini onunla depretme;

[ 075.016 ] ( EO )

Depretme ona dilini iyvedinden onu.

[ 075.016 ] ( ES )

Onu hemen okumak için dilini depretme.

[ 075.016 ] ( NQ )

Move not your tongue concerning (the Qur'an, O Muhammad ) to make haste therewith.

[ 075.017 ] ( KK )

Åöäøó ÚóáóíúäóÇ ÌóãúÚóåõ æóÞõÑúÂäóåõ ﴿ ١٧ ﴾

[ 075.017 ] ( MŞ )

 

[ 075.017 ] ( AY )

Çünkü O Kur’ân’ı (kalbinde) toplamak ve dilinde okuyuşunu sağlamak bize aiddir.

[ 075.017 ] ( EO )

Çünkü bize aiddir onun cem'i ve Kur'anı.

[ 075.017 ] ( ES )

Kuşkusuz onu toplamak ve okumak bize aittir.

[ 075.017 ] ( NQ )

It is for Us to collect it and to give you (O Muhammad ) the ability to recite it (the Qur'an),

[ 075.018 ] ( KK )

ÝóÅöÐóÇ ÞóÑóÃúäóÇåõ ÝóÇÊøóÈöÚú ÞõÑúÂäóåõ ﴿ ١٨ ﴾

[ 075.018 ] ( MŞ )

 

[ 075.018 ] ( AY )

Biz onu (Cebrâil dili ile) okuduk mu, sen onun okunuşunu takib et.

[ 075.018 ] ( EO )

Biz okudukmu o vakıt ta'kıyb et o Kur'anı.

[ 075.018 ] ( ES )

O halde biz onu okuduğumuz zaman sen onun okunuşunu takip et.

[ 075.018 ] ( NQ )

And when We have recited it to you [O Muhammad through Jibrael (Gabriel)], then follow you its (the Qur'an's) recital.

[ 075.019 ] ( KK )

Ëõãøó Åöäøó ÚóáóíúäóÇ ÈóíóÇäóåõ ﴿ ١٩ ﴾

[ 075.019 ] ( MŞ )

 

[ 075.019 ] ( AY )

Sonra onu açıklamak da muhakkak bize aiddir.

[ 075.019 ] ( EO )

Sonra bize aiddir yine onun beyanı.

[ 075.019 ] ( ES )

Sonra onu açıklamak da bize aittir.

[ 075.019 ] ( NQ )

Then it is for Us (Allah) to make it clear to you,

[ 075.020 ] ( KK )

ßóáÇøó Èóáú ÊõÍöÈøõæäó ÇáúÚóÇÌöáóÉó ﴿ ٢٠ ﴾

[ 075.020 ] ( MŞ )

 

[ 075.020 ] ( AY )

Hayır hayır, şüphesiz siz, peşini (dünya zevklerini) seviyorsunuz;

[ 075.020 ] ( EO )

Hayır hayır siz pişîni seviyorsunuz.

[ 075.020 ] ( ES )

Hayır, siz peşin olanı (dünyayı) seviyorsunuz da.

[ 075.020 ] ( NQ )

Not [as you think, that you (mankind) will not be resurrected and recompensed for your deeds], but (you men) love the present life of this world,

[ 075.021 ] ( KK )

æóÊóÐóÑõæäó ÇáúÂÎöÑóÉó ﴿ ٢١ ﴾

[ 075.021 ] ( MŞ )

 

[ 075.021 ] ( AY )

Ve Âhireti bırakıyorsunuz. (onu kazanmak için çalışmıyorsunuz).

[ 075.021 ] ( EO )

Ve Âhıreti bırakıyorsunuz.

[ 075.021 ] ( ES )

Ahireti bırakıyorsunuz.

[ 075.021 ] ( NQ )

And leave (neglect) the Hereafter.

[ 075.022 ] ( KK )

æõÌõæåñ íóæúãóÆöÐò äóÇÖöÑóÉñ ﴿ ٢٢ ﴾

[ 075.022 ] ( MŞ )

 

[ 075.022 ] ( AY )

Nice yüzler vardır ki, o gün (kıyâmette) güzelliği ile parıldar.

[ 075.022 ] ( EO )

Nice yüzler o gün ışılar parlar.

[ 075.022 ] ( ES )

Yüzler var ki o gün ışıl ışıl parlar.

[ 075.022 ] ( NQ )

Some faces that Day shall be Nadirah (shining and radiant).

[ 075.023 ] ( KK )

Åöáóì ÑóÈøöåóÇ äóÇÙöÑóÉñ ﴿ ٢٣ ﴾

[ 075.023 ] ( MŞ )

 

[ 075.023 ] ( AY )

(O yüzler) Rablerine bakarlar.

[ 075.023 ] ( EO )

Rabbına nâzır.

[ 075.023 ] ( ES )

Rabbine bakar.

[ 075.023 ] ( NQ )

Looking at their Lord (Allah);

[ 075.024 ] ( KK )

æóæõÌõæåñ íóæúãóÆöÐò ÈóÇÓöÑóÉñ ﴿ ٢٤ ﴾

[ 075.024 ] ( MŞ )

 

[ 075.024 ] ( AY )

Nice yüzler de vardır ki, o gün somurub kararmıştır.

[ 075.024 ] ( EO )

Nice yüzler de o gün ekşir pusarır.

[ 075.024 ] ( ES )

Yüzler de var ki o gün asıktır.

[ 075.024 ] ( NQ )

And some faces, that Day, will be Basirah (dark, gloomy, frowning, and sad),

[ 075.025 ] ( KK )

ÊóÙõäøõ Ãóäú íõÝúÚóáó ÈöåóÇ ÝóÇÞöÑóÉñ ﴿ ٢٥ ﴾

[ 075.025 ] ( MŞ )

 

[ 075.025 ] ( AY )

(Böyle kararmış yüzler, başlarına gelecek felâketle) bel kemiklerinin kırılacağını anlar.

[ 075.025 ] ( EO )

Anlar ki kendilerine bel kıran yapılır.

[ 075.025 ] ( ES )

Anlar ki kendisine belkıran (bel kemiklerini kıran belalı bir iş) yapılır.

[ 075.025 ] ( NQ )

Thinking that some calamity was about to fall on them;

[ 075.026 ] ( KK )

ßóáÇøó ÅöÐóÇ ÈóáóÛóÊö ÇáÊøóÑóÇÞöíó ﴿ ٢٦ ﴾

[ 075.026 ] ( MŞ )

 

[ 075.026 ] ( AY )

Hayır hayır, (dünya Âhirete tercih edilemez). Can köprücük kemiklerine dayanınca,

[ 075.026 ] ( EO )

Hayır hayır ne zaman ki o can köprücüklere dayanır.

[ 075.026 ] ( ES )

Hayır hayır, ne zaman ki can köprücük kemiklerine dayanır,

[ 075.026 ] ( NQ )

Nay, when (the soul) reaches to the collar bone (i.e. up to the throat in its exit),

[ 075.027 ] ( KK )

æóÞöíáó ãóäú ÑóÇÞò ﴿ ٢٧ ﴾

[ 075.027 ] ( MŞ )

 

[ 075.027 ] ( AY )

(Yanında bulunanlar tarafından) denilir ki: “ (Bunu) tedavi edecek bir doktor kim var?”

[ 075.027 ] ( EO )

Ve denilir: kim var bir okuyacak?

[ 075.027 ] ( ES )

"Tedavi edebilecek kimdir?" denilir.

[ 075.027 ] ( NQ )

And it will be said: "Who can cure him and save him from death?"

[ 075.028 ] ( KK )

æóÙóäøó Ãóäøóåõ ÇáúÝöÑóÇÞõ ﴿ ٢٨ ﴾

[ 075.028 ] ( MŞ )

 

[ 075.028 ] ( AY )

(Ruhu köprücük kemiklerine dayanmış olan bu kimse, artık dünyadan) gerçek olarak kendisi için ayrılış olduğunu anlamıştır.

[ 075.028 ] ( EO )

Ve sezer o dem temamelfirak.

[ 075.028 ] ( ES )

Can çekişen bunun o ayrılık anı olduğunu anlar.

[ 075.028 ] ( NQ )

And he (the dying person) will conclude that it was (the time) of departing (death);

[ 075.029 ] ( KK )

æóÇáúÊóÝøóÊö ÇáÓøóÇÞõ ÈöÇáÓøóÇÞö ﴿ ٢٩ ﴾

[ 075.029 ] ( MŞ )

 

[ 075.029 ] ( AY )

(Ölümün şiddetinden de) bacak bacağa dolanmıştır.

[ 075.029 ] ( EO )

Ve dolaşır el ayak: bacağa bacak.

[ 075.029 ] ( ES )

Bacak bacağa dolaşır.

[ 075.029 ] ( NQ )

And leg will be joined with another leg (shrouded)

[ 075.030 ] ( KK )

Åöáóì ÑóÈøößó íóæúãóÆöÐò ÇáúãóÓóÇÞõ ﴿ ٣٠ ﴾

[ 075.030 ] ( MŞ )

 

[ 075.030 ] ( AY )

O gün dönüş, Rabbinedir ancak...

[ 075.030 ] ( EO )

Rabbınadır o gün yalnız mesak.

[ 075.030 ] ( ES )

İşte o gün sevk, ancak Rabbinedir.

[ 075.030 ] ( NQ )

The drive will be, on that Day, to your Lord (Allah)!

[ 075.031 ] ( KK )

ÝóáÇó ÕóÏøóÞó æóáÇó Õóáøóì ﴿ ٣١ ﴾

[ 075.031 ] ( MŞ )

 

[ 075.031 ] ( AY )

(O kâfir Ebû Cehil Kur’ân’ı ve Peygamberi) tasdik etmedi, namaz da kılmadı.

[ 075.031 ] ( EO )

Fakat o ne sadaka verdi ne namaz kıldı.

[ 075.031 ] ( ES )

Fakat o, ne sadaka verdi, ne namaz kıldı.

[ 075.031 ] ( NQ )

So he (the disbeliever) neither believed (in this Qur'an, in the Message of Muhammad ) nor prayed!

[ 075.032 ] ( KK )

æóáóßöäú ßóÐøóÈó æóÊóæóáøóì ﴿ ٣٢ ﴾

[ 075.032 ] ( MŞ )

 

[ 075.032 ] ( AY )

Ancak yalan söyledi ve (itâat etmekten) yüz çevirdi.

[ 075.032 ] ( EO )

Ve lâkin yalan dedi ve döndü.

[ 075.032 ] ( ES )

Fakat yalanladı ve döndü.

[ 075.032 ] ( NQ )

But on the contrary, he belied (this Qur'an and the Message of Muhammad ) and turned away!

[ 075.033 ] ( KK )

Ëõãøó ÐóåóÈó Åöáóì Ãóåúáöåö íóÊóãóØøóì ﴿ ٣٣ ﴾

[ 075.033 ] ( MŞ )

 

[ 075.033 ] ( AY )

Sonra da böbürlene böbürlene (dünyada) ehline gitti.

[ 075.033 ] ( EO )

Sonra da gerneşe gerneşe ehline gitti.

[ 075.033 ] ( ES )

Sonra da çalım sata sata ailesine gitti.

[ 075.033 ] ( NQ )

Then he walked in full pride to his family admiring himself!

[ 075.034 ] ( KK )

Ãóæúáóì áóßó ÝóÃóæúáóì ﴿ ٣٤ ﴾

[ 075.034 ] ( MŞ )

 

[ 075.034 ] ( AY )

Azap olsun sana, (Ey Ebû Cehil), azap gerek!...

[ 075.034 ] ( EO )

Gerektir sana o belâ gerek.

[ 075.034 ] ( ES )

Gerektir o bela sana, gerek.

[ 075.034 ] ( NQ )

Woe to you [O man (disbeliever)]! And then (again) woe to you!

[ 075.035 ] ( KK )

Ëõãøó Ãóæúáóì áóßó ÝóÃóæúáóì ﴿ ٣٥ ﴾

[ 075.035 ] ( MŞ )

 

[ 075.035 ] ( AY )

Sonra yine azap olsun sana, azap gerek!

[ 075.035 ] ( EO )

Evet, gerektir sana o belâ gerek.

[ 075.035 ] ( ES )

Evet, gerektir o bela sana gerek.

[ 075.035 ] ( NQ )

Again, woe to you [O man (disbeliever)]! And then (again) woe to you!

[ 075.036 ] ( KK )

ÃóíóÍúÓóÈõ ÇáúÇöäúÓóÇäõ Ãóäú íõÊúÑóßó ÓõÏðì ﴿ ٣٦ ﴾

[ 075.036 ] ( MŞ )

 

[ 075.036 ] ( AY )

Sanır mı insan, başı boş bırakılacak?

[ 075.036 ] ( EO )

Sanır mı insan muhmel bırakıla.

[ 075.036 ] ( ES )

İnsan başıboş bırakılacağını mı sanır?

[ 075.036 ] ( NQ )

Does man think that he will be left Suda [neglected without being punished or rewarded for the obligatory duties enjoined by his Lord (Allah) on him]?

[ 075.037 ] ( KK )

Ãóáóãú íóßõ äõØúÝóÉð ãöäú ãóäöíøò íõãúäóì ﴿ ٣٧ ﴾

[ 075.037 ] ( MŞ )

 

[ 075.037 ] ( AY )

Dökülen meniden bir nutfe değil mi idi?

[ 075.037 ] ( EO )

Değilmiydi bir nutfe dökülen menîden?

[ 075.037 ] ( ES )

O, dökülen erlik suyundan bir damla (sperm) değil miydi?

[ 075.037 ] ( NQ )

Was he not a Nutfah (mixed male and female discharge of semen) poured forth?

[ 075.038 ] ( KK )

Ëõãøó ßóÇäó ÚóáóÞóÉð ÝóÎóáóÞó ÝóÓóæøóì ﴿ ٣٨ ﴾

[ 075.038 ] ( MŞ )

 

[ 075.038 ] ( AY )

Sonra meniden bir kan pıhtısı olmuş da, Allah onu yarattı, derken (insan) biçimine koydu.

[ 075.038 ] ( EO )

Sonra bir aleka, oldu derken biçimine koydu, derken tesviye etti de.

[ 075.038 ] ( ES )

Sonra bir aleka (embriyon) oldu da Rabbi onu biçime koydu, sonra şekil verdi.

[ 075.038 ] ( NQ )

Then he became an 'Alaqa (a clot); then (Allah) shaped and fashioned (him) in due proportion.

[ 075.039 ] ( KK )

ÝóÌóÚóáó ãöäúåõ ÇáÒøóæúÌóíúäö ÇáÐøóßóÑó æóÇáúÃõäúËóì ﴿ ٣٩ ﴾

[ 075.039 ] ( MŞ )

 

[ 075.039 ] ( AY )

Nihâyet o meniden erkek ve dişi iki eş yarattı.

[ 075.039 ] ( EO )

Yapdı ondan da iki eşi: erkek ve dişi.

[ 075.039 ] ( ES )

Ondan da iki cinsi; erkek ve dişiyi var etti.

[ 075.039 ] ( NQ )

And made him in two sexes, male and female.

[ 075.040 ] ( KK )

ÃóáóíúÓó Ðóáößó ÈöÞóÇÏöÑò Úóáóì Ãóäú íõÍúíöíó ÇáúãóæúÊóì ﴿ ٤٠ ﴾

[ 075.040 ] ( MŞ )

 

[ 075.040 ] ( AY )

Bunları yaratan ölüleri diriltmeye kadir değil mi? (Şübhesiz ki buna da kadirdir).

[ 075.040 ] ( EO )

O, ölüleri diriltmeye kadir değil mi?

[ 075.040 ] ( ES )

Peki, bunu yapanın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi?

[ 075.040 ] ( NQ )

Is not He (Allah Who does that), Able to give life to the dead? (Yes! He is Able to do all things).