KIYAMET SURESİ
[ 075.001 ] | ( KK ) |
áÇó ÃõÞúÓöãõ Èöíóæúãö ÇáúÞöíóÇãóÉö ﴿ ١ ﴾ |
[ 075.001 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.001 ] | ( AY ) |
Kasem ederim kıyâmet gününe; |
[ 075.001 ] | ( EO ) |
Yo... Kasem ederim o kalkım gününe (yevmi kıyameye). |
[ 075.001 ] | ( ES ) |
Hayır, yemin ederim o kıyamet gününe. |
[ 075.001 ] | ( NQ ) |
I swear by the Day of Resurrection; |
[ 075.002 ] | ( KK ) |
æóáÇó ÃõÞúÓöãõ ÈöÇáäøóÝúÓö ÇááøóæøóÇãóÉö ﴿ ٢ ﴾ |
[ 075.002 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.002 ] | ( AY ) |
Yine kasem ederim pişmankâr nefse ki, (muhakkak öldükten sonra dirileceksiniz). |
[ 075.002 ] | ( EO ) |
Yine yo... Kasem ederim o pişman cana (nefsi levvameye). |
[ 075.002 ] | ( ES ) |
Yine hayır, yemin ederim o sürekli kendini kınayan nefse. |
[ 075.002 ] | ( NQ ) |
And I swear by the self-reproaching person (a believer). |
[ 075.003 ] | ( KK ) |
ÃóíóÍúÓóÈõ ÇáúÇöäúÓóÇäõ Ãóáøóäú äóÌúãóÚó ÚöÙóÇãóåõ ﴿ ٣ ﴾ |
[ 075.003 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.003 ] | ( AY ) |
İnsan sanır ki, biz, kemikleri bir araya getiremeyiz? |
[ 075.003 ] | ( EO ) |
İnsan sanır mı ki derleyemeyiz kemiklerini? |
[ 075.003 ] | ( ES ) |
İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanıyor? |
[ 075.003 ] | ( NQ ) |
Does man (a disbeliever) think that We shall not assemble his bones? |
[ 075.004 ] | ( KK ) |
Èóáóì ÞóÇÏöÑöíäó Úóáóì Ãóäú äõÓóæøöíó ÈóäóÇäóåõ ﴿ ٤ ﴾ |
[ 075.004 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.004 ] | ( AY ) |
(Değil yalnız kemikleri bir araya getirmek), evet, biz o insanın parmak uçlarını (dünyada olduğu gibi düzeltib) toplamağa da kadiriz; |
[ 075.004 ] | ( EO ) |
Evet derleriz kadir olarak tesviyeye bile parmaklarını. |
[ 075.004 ] | ( ES ) |
Evet, bizim onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter. |
[ 075.004 ] | ( NQ ) |
Yes, We are Able to put together in perfect order the tips of his fingers. |
[ 075.005 ] | ( KK ) |
Èóáú íõÑöíÏõ ÇáúÇöäúÓóÇäõ áöíóÝúÌõÑó ÃóãóÇãóåõ ﴿ ٥ ﴾ |
[ 075.005 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.005 ] | ( AY ) |
Fakat insan, fenalığını önüne sürmek ister. |
[ 075.005 ] | ( EO ) |
Fakat insan ister önünde fücur etmesini. |
[ 075.005 ] | ( ES ) |
Fakat insan günahı devam ettirmek ister. |
[ 075.005 ] | ( NQ ) |
Nay! (Man denies Resurrection and Reckoning. So) he desires to continue committing sins. |
[ 075.006 ] | ( KK ) |
íóÓúÃóáõ ÃóíøóÇäó íóæúãõ ÇáúÞöíóÇãóÉö ﴿ ٦ ﴾ |
[ 075.006 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.006 ] | ( AY ) |
(Alay ederek) sorar: “ Kıyâmet günü ne zaman?” |
[ 075.006 ] | ( EO ) |
Sorar: ne zaman diye o Kıyamet günü. |
[ 075.006 ] | ( ES ) |
O kıyamet günü ne zaman? diye sorar. |
[ 075.006 ] | ( NQ ) |
He asks: "When will be this Day of Resurrection?" |
[ 075.007 ] | ( KK ) |
ÝóÅöÐóÇ ÈóÑöÞó ÇáúÈóÕóÑõ ﴿ ٧ ﴾ |
[ 075.007 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.007 ] | ( AY ) |
(Allah buyurmuştur ki): Göz, (dehşetten) ne vakit ki dikilir, |
[ 075.007 ] | ( EO ) |
Ne vakıt ki o göz şimşek çakar. |
[ 075.007 ] | ( ES ) |
Ne zaman ki o göz şimşek çakar, |
[ 075.007 ] | ( NQ ) |
So, when the sight shall be dazed, |
[ 075.008 ] | ( KK ) |
æóÎóÓóÝó ÇáúÞóãóÑõ ﴿ ٨ ﴾ |
[ 075.008 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.008 ] | ( AY ) |
Ay tutulur, |
[ 075.008 ] | ( EO ) |
Ve Ay tutulur. |
[ 075.008 ] | ( ES ) |
Ay tutulur, |
[ 075.008 ] | ( NQ ) |
And the moon will be eclipsed, |
[ 075.009 ] | ( KK ) |
æóÌõãöÚó ÇáÔøóãúÓõ æóÇáúÞóãóÑõ ﴿ ٩ ﴾ |
[ 075.009 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.009 ] | ( AY ) |
Güneş ile ay bir araya toplanır, |
[ 075.009 ] | ( EO ) |
Ve Güneş ve Ay toplanır. |
[ 075.009 ] | ( ES ) |
Güneş ve ay toplanır, |
[ 075.009 ] | ( NQ ) |
And the sun and moon will be joined together (by going one into the other or folded up or deprived of their light, etc.) |
[ 075.010 ] | ( KK ) |
íóÞõæáõ ÇáúÇöäúÓóÇäõ íóæúãóÆöÐò Ãóíúäó ÇáúãóÝóÑøõ ﴿ ١٠ ﴾ |
[ 075.010 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.010 ] | ( AY ) |
O gün insan der ki, kaçacak yer nerede? |
[ 075.010 ] | ( EO ) |
Der o insan o gün: nereye kaçmalı? (eynel'mefer). |
[ 075.010 ] | ( ES ) |
İşte o gün insan, "kaçacak yer neresi?" der. |
[ 075.010 ] | ( NQ ) |
On that Day man will say: "Where (is the refuge) to flee?" |
[ 075.011 ] | ( KK ) |
ßóáÇøó áÇó æóÒóÑó ﴿ ١١ ﴾ |
[ 075.011 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.011 ] | ( AY ) |
Hayır, (o kâfire) hiç bir sığınak yok. |
[ 075.011 ] | ( EO ) |
Hayır hayır, yok bir siper. |
[ 075.011 ] | ( ES ) |
Hayır, hayır, yok bir siper. |
[ 075.011 ] | ( NQ ) |
No! There is no refuge! |
[ 075.012 ] | ( KK ) |
Åöáóì ÑóÈøößó íóæúãóÆöÐò ÇáúãõÓúÊóÞóÑøõ ﴿ ١٢ ﴾ |
[ 075.012 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.012 ] | ( AY ) |
Ancak Rabbinedir o gün dönüp kararlaşmak... |
[ 075.012 ] | ( EO ) |
Rabbınadır ancak o gün karar. |
[ 075.012 ] | ( ES ) |
O gün varılıp durulacak yer, ancak Rabbinin huzurudur. |
[ 075.012 ] | ( NQ ) |
Unto your Lord (Alone) will be the place of rest that Day. |
[ 075.013 ] | ( KK ) |
íõäóÈøóÃõ ÇáúÇöäúÓóÇäõ íóæúãóÆöÐò ÈöãóÇ ÞóÏøóãó æóÃóÎøóÑó ﴿ ١٣ ﴾ |
[ 075.013 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.013 ] | ( AY ) |
O gün insan işlediği ve işlemediği amellerle uyarılır, (yaptığı ve yapmadığı her şey kendisine anlatılır ve hesaba çekilir.) |
[ 075.013 ] | ( EO ) |
Ayıtılır insan o gün, yaptıklar ile mukaddem, müahhar. |
[ 075.013 ] | ( ES ) |
O gün insana, yapıp öne sürdüğü ve geri bıraktığı ne varsa bildirilir. |
[ 075.013 ] | ( NQ ) |
On that Day man will be informed of what he sent forward (of his evil or good deeds), and what he left behind (of his good or evil traditions). |
[ 075.014 ] | ( KK ) |
Èóáö ÇáúÇöäúÓóÇäõ Úóáóì äóÝúÓöåö ÈóÕöíÑóÉñ ﴿ ١٤ ﴾ |
[ 075.014 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.014 ] | ( AY ) |
Şüphesiz insan, nefsine karşı murakabeci bir şâhittir. |
[ 075.014 ] | ( EO ) |
Doğrusu insan kendine karşı bir basîrettir. |
[ 075.014 ] | ( ES ) |
Doğrusu insan kendi nefsini görür, |
[ 075.014 ] | ( NQ ) |
Nay! Man will be a witness against himself [as his body parts (skin, hands, legs, etc.) will speak about his deeds]. |
[ 075.015 ] | ( KK ) |
æóáóæú ÃóáúÞóì ãóÚóÇÐöíÑóåõ ﴿ ١٥ ﴾ |
[ 075.015 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.015 ] | ( AY ) |
Bütün mazeretlerini ortaya dökse de, (yine nefsinde gerçeği bilir. İnsan tamamen kendini kontrol edebilecek durumdadır.) |
[ 075.015 ] | ( EO ) |
Dökse de ortaya ma'ziretlerini. |
[ 075.015 ] | ( ES ) |
Bir takım özürler ortaya atsa da. |
[ 075.015 ] | ( NQ ) |
Though he may put forth his excuses (to cover his evil deeds). |
[ 075.016 ] | ( KK ) |
áÇó ÊõÍóÑøößú Èöåö áöÓóÇäóßó áöÊóÚúÌóáó Èöåö ﴿ ١٦ ﴾ |
[ 075.016 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.016 ] | ( AY ) |
(Ey Resûlüm, vahy daha tamamlanmadan) ona acele ederek, (kelimeleri kaçırmıyayım diye) dilini onunla depretme; |
[ 075.016 ] | ( EO ) |
Depretme ona dilini iyvedinden onu. |
[ 075.016 ] | ( ES ) |
Onu hemen okumak için dilini depretme. |
[ 075.016 ] | ( NQ ) |
Move not your tongue concerning (the Qur'an, O Muhammad ) to make haste therewith. |
[ 075.017 ] | ( KK ) |
Åöäøó ÚóáóíúäóÇ ÌóãúÚóåõ æóÞõÑúÂäóåõ ﴿ ١٧ ﴾ |
[ 075.017 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.017 ] | ( AY ) |
Çünkü O Kur’ân’ı (kalbinde) toplamak ve dilinde okuyuşunu sağlamak bize aiddir. |
[ 075.017 ] | ( EO ) |
Çünkü bize aiddir onun cem'i ve Kur'anı. |
[ 075.017 ] | ( ES ) |
Kuşkusuz onu toplamak ve okumak bize aittir. |
[ 075.017 ] | ( NQ ) |
It is for Us to collect it and to give you (O Muhammad ) the ability to recite it (the Qur'an), |
[ 075.018 ] | ( KK ) |
ÝóÅöÐóÇ ÞóÑóÃúäóÇåõ ÝóÇÊøóÈöÚú ÞõÑúÂäóåõ ﴿ ١٨ ﴾ |
[ 075.018 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.018 ] | ( AY ) |
Biz onu (Cebrâil dili ile) okuduk mu, sen onun okunuşunu takib et. |
[ 075.018 ] | ( EO ) |
Biz okudukmu o vakıt ta'kıyb et o Kur'anı. |
[ 075.018 ] | ( ES ) |
O halde biz onu okuduğumuz zaman sen onun okunuşunu takip et. |
[ 075.018 ] | ( NQ ) |
And when We have recited it to you [O Muhammad through Jibrael (Gabriel)], then follow you its (the Qur'an's) recital. |
[ 075.019 ] | ( KK ) |
Ëõãøó Åöäøó ÚóáóíúäóÇ ÈóíóÇäóåõ ﴿ ١٩ ﴾ |
[ 075.019 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.019 ] | ( AY ) |
Sonra onu açıklamak da muhakkak bize aiddir. |
[ 075.019 ] | ( EO ) |
Sonra bize aiddir yine onun beyanı. |
[ 075.019 ] | ( ES ) |
Sonra onu açıklamak da bize aittir. |
[ 075.019 ] | ( NQ ) |
Then it is for Us (Allah) to make it clear to you, |
[ 075.020 ] | ( KK ) |
ßóáÇøó Èóáú ÊõÍöÈøõæäó ÇáúÚóÇÌöáóÉó ﴿ ٢٠ ﴾ |
[ 075.020 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.020 ] | ( AY ) |
Hayır hayır, şüphesiz siz, peşini (dünya zevklerini) seviyorsunuz; |
[ 075.020 ] | ( EO ) |
Hayır hayır siz pişîni seviyorsunuz. |
[ 075.020 ] | ( ES ) |
Hayır, siz peşin olanı (dünyayı) seviyorsunuz da. |
[ 075.020 ] | ( NQ ) |
Not [as you think, that you (mankind) will not be resurrected and recompensed for your deeds], but (you men) love the present life of this world, |
[ 075.021 ] | ( KK ) |
æóÊóÐóÑõæäó ÇáúÂÎöÑóÉó ﴿ ٢١ ﴾ |
[ 075.021 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.021 ] | ( AY ) |
Ve Âhireti bırakıyorsunuz. (onu kazanmak için çalışmıyorsunuz). |
[ 075.021 ] | ( EO ) |
Ve Âhıreti bırakıyorsunuz. |
[ 075.021 ] | ( ES ) |
Ahireti bırakıyorsunuz. |
[ 075.021 ] | ( NQ ) |
And leave (neglect) the Hereafter. |
[ 075.022 ] | ( KK ) |
æõÌõæåñ íóæúãóÆöÐò äóÇÖöÑóÉñ ﴿ ٢٢ ﴾ |
[ 075.022 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.022 ] | ( AY ) |
Nice yüzler vardır ki, o gün (kıyâmette) güzelliği ile parıldar. |
[ 075.022 ] | ( EO ) |
Nice yüzler o gün ışılar parlar. |
[ 075.022 ] | ( ES ) |
Yüzler var ki o gün ışıl ışıl parlar. |
[ 075.022 ] | ( NQ ) |
Some faces that Day shall be Nadirah (shining and radiant). |
[ 075.023 ] | ( KK ) |
Åöáóì ÑóÈøöåóÇ äóÇÙöÑóÉñ ﴿ ٢٣ ﴾ |
[ 075.023 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.023 ] | ( AY ) |
(O yüzler) Rablerine bakarlar. |
[ 075.023 ] | ( EO ) |
Rabbına nâzır. |
[ 075.023 ] | ( ES ) |
Rabbine bakar. |
[ 075.023 ] | ( NQ ) |
Looking at their Lord (Allah); |
[ 075.024 ] | ( KK ) |
æóæõÌõæåñ íóæúãóÆöÐò ÈóÇÓöÑóÉñ ﴿ ٢٤ ﴾ |
[ 075.024 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.024 ] | ( AY ) |
Nice yüzler de vardır ki, o gün somurub kararmıştır. |
[ 075.024 ] | ( EO ) |
Nice yüzler de o gün ekşir pusarır. |
[ 075.024 ] | ( ES ) |
Yüzler de var ki o gün asıktır. |
[ 075.024 ] | ( NQ ) |
And some faces, that Day, will be Basirah (dark, gloomy, frowning, and sad), |
[ 075.025 ] | ( KK ) |
ÊóÙõäøõ Ãóäú íõÝúÚóáó ÈöåóÇ ÝóÇÞöÑóÉñ ﴿ ٢٥ ﴾ |
[ 075.025 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.025 ] | ( AY ) |
(Böyle kararmış yüzler, başlarına gelecek felâketle) bel kemiklerinin kırılacağını anlar. |
[ 075.025 ] | ( EO ) |
Anlar ki kendilerine bel kıran yapılır. |
[ 075.025 ] | ( ES ) |
Anlar ki kendisine belkıran (bel kemiklerini kıran belalı bir iş) yapılır. |
[ 075.025 ] | ( NQ ) |
Thinking that some calamity was about to fall on them; |
[ 075.026 ] | ( KK ) |
ßóáÇøó ÅöÐóÇ ÈóáóÛóÊö ÇáÊøóÑóÇÞöíó ﴿ ٢٦ ﴾ |
[ 075.026 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.026 ] | ( AY ) |
Hayır hayır, (dünya Âhirete tercih edilemez). Can köprücük kemiklerine dayanınca, |
[ 075.026 ] | ( EO ) |
Hayır hayır ne zaman ki o can köprücüklere dayanır. |
[ 075.026 ] | ( ES ) |
Hayır hayır, ne zaman ki can köprücük kemiklerine dayanır, |
[ 075.026 ] | ( NQ ) |
Nay, when (the soul) reaches to the collar bone (i.e. up to the throat in its exit), |
[ 075.027 ] | ( KK ) |
æóÞöíáó ãóäú ÑóÇÞò ﴿ ٢٧ ﴾ |
[ 075.027 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.027 ] | ( AY ) |
(Yanında bulunanlar tarafından) denilir ki: “ (Bunu) tedavi edecek bir doktor kim var?” |
[ 075.027 ] | ( EO ) |
Ve denilir: kim var bir okuyacak? |
[ 075.027 ] | ( ES ) |
"Tedavi edebilecek kimdir?" denilir. |
[ 075.027 ] | ( NQ ) |
And it will be said: "Who can cure him and save him from death?" |
[ 075.028 ] | ( KK ) |
æóÙóäøó Ãóäøóåõ ÇáúÝöÑóÇÞõ ﴿ ٢٨ ﴾ |
[ 075.028 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.028 ] | ( AY ) |
(Ruhu köprücük kemiklerine dayanmış olan bu kimse, artık dünyadan) gerçek olarak kendisi için ayrılış olduğunu anlamıştır. |
[ 075.028 ] | ( EO ) |
Ve sezer o dem temamelfirak. |
[ 075.028 ] | ( ES ) |
Can çekişen bunun o ayrılık anı olduğunu anlar. |
[ 075.028 ] | ( NQ ) |
And he (the dying person) will conclude that it was (the time) of departing (death); |
[ 075.029 ] | ( KK ) |
æóÇáúÊóÝøóÊö ÇáÓøóÇÞõ ÈöÇáÓøóÇÞö ﴿ ٢٩ ﴾ |
[ 075.029 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.029 ] | ( AY ) |
(Ölümün şiddetinden de) bacak bacağa dolanmıştır. |
[ 075.029 ] | ( EO ) |
Ve dolaşır el ayak: bacağa bacak. |
[ 075.029 ] | ( ES ) |
Bacak bacağa dolaşır. |
[ 075.029 ] | ( NQ ) |
And leg will be joined with another leg (shrouded) |
[ 075.030 ] | ( KK ) |
Åöáóì ÑóÈøößó íóæúãóÆöÐò ÇáúãóÓóÇÞõ ﴿ ٣٠ ﴾ |
[ 075.030 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.030 ] | ( AY ) |
O gün dönüş, Rabbinedir ancak... |
[ 075.030 ] | ( EO ) |
Rabbınadır o gün yalnız mesak. |
[ 075.030 ] | ( ES ) |
İşte o gün sevk, ancak Rabbinedir. |
[ 075.030 ] | ( NQ ) |
The drive will be, on that Day, to your Lord (Allah)! |
[ 075.031 ] | ( KK ) |
ÝóáÇó ÕóÏøóÞó æóáÇó Õóáøóì ﴿ ٣١ ﴾ |
[ 075.031 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.031 ] | ( AY ) |
(O kâfir Ebû Cehil Kur’ân’ı ve Peygamberi) tasdik etmedi, namaz da kılmadı. |
[ 075.031 ] | ( EO ) |
Fakat o ne sadaka verdi ne namaz kıldı. |
[ 075.031 ] | ( ES ) |
Fakat o, ne sadaka verdi, ne namaz kıldı. |
[ 075.031 ] | ( NQ ) |
So he (the disbeliever) neither believed (in this Qur'an, in the Message of Muhammad ) nor prayed! |
[ 075.032 ] | ( KK ) |
æóáóßöäú ßóÐøóÈó æóÊóæóáøóì ﴿ ٣٢ ﴾ |
[ 075.032 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.032 ] | ( AY ) |
Ancak yalan söyledi ve (itâat etmekten) yüz çevirdi. |
[ 075.032 ] | ( EO ) |
Ve lâkin yalan dedi ve döndü. |
[ 075.032 ] | ( ES ) |
Fakat yalanladı ve döndü. |
[ 075.032 ] | ( NQ ) |
But on the contrary, he belied (this Qur'an and the Message of Muhammad ) and turned away! |
[ 075.033 ] | ( KK ) |
Ëõãøó ÐóåóÈó Åöáóì Ãóåúáöåö íóÊóãóØøóì ﴿ ٣٣ ﴾ |
[ 075.033 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.033 ] | ( AY ) |
Sonra da böbürlene böbürlene (dünyada) ehline gitti. |
[ 075.033 ] | ( EO ) |
Sonra da gerneşe gerneşe ehline gitti. |
[ 075.033 ] | ( ES ) |
Sonra da çalım sata sata ailesine gitti. |
[ 075.033 ] | ( NQ ) |
Then he walked in full pride to his family admiring himself! |
[ 075.034 ] | ( KK ) |
Ãóæúáóì áóßó ÝóÃóæúáóì ﴿ ٣٤ ﴾ |
[ 075.034 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.034 ] | ( AY ) |
Azap olsun sana, (Ey Ebû Cehil), azap gerek!... |
[ 075.034 ] | ( EO ) |
Gerektir sana o belâ gerek. |
[ 075.034 ] | ( ES ) |
Gerektir o bela sana, gerek. |
[ 075.034 ] | ( NQ ) |
Woe to you [O man (disbeliever)]! And then (again) woe to you! |
[ 075.035 ] | ( KK ) |
Ëõãøó Ãóæúáóì áóßó ÝóÃóæúáóì ﴿ ٣٥ ﴾ |
[ 075.035 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.035 ] | ( AY ) |
Sonra yine azap olsun sana, azap gerek! |
[ 075.035 ] | ( EO ) |
Evet, gerektir sana o belâ gerek. |
[ 075.035 ] | ( ES ) |
Evet, gerektir o bela sana gerek. |
[ 075.035 ] | ( NQ ) |
Again, woe to you [O man (disbeliever)]! And then (again) woe to you! |
[ 075.036 ] | ( KK ) |
ÃóíóÍúÓóÈõ ÇáúÇöäúÓóÇäõ Ãóäú íõÊúÑóßó ÓõÏðì ﴿ ٣٦ ﴾ |
[ 075.036 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.036 ] | ( AY ) |
Sanır mı insan, başı boş bırakılacak? |
[ 075.036 ] | ( EO ) |
Sanır mı insan muhmel bırakıla. |
[ 075.036 ] | ( ES ) |
İnsan başıboş bırakılacağını mı sanır? |
[ 075.036 ] | ( NQ ) |
Does man think that he will be left Suda [neglected without being punished or rewarded for the obligatory duties enjoined by his Lord (Allah) on him]? |
[ 075.037 ] | ( KK ) |
Ãóáóãú íóßõ äõØúÝóÉð ãöäú ãóäöíøò íõãúäóì ﴿ ٣٧ ﴾ |
[ 075.037 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.037 ] | ( AY ) |
Dökülen meniden bir nutfe değil mi idi? |
[ 075.037 ] | ( EO ) |
Değilmiydi bir nutfe dökülen menîden? |
[ 075.037 ] | ( ES ) |
O, dökülen erlik suyundan bir damla (sperm) değil miydi? |
[ 075.037 ] | ( NQ ) |
Was he not a Nutfah (mixed male and female discharge of semen) poured forth? |
[ 075.038 ] | ( KK ) |
Ëõãøó ßóÇäó ÚóáóÞóÉð ÝóÎóáóÞó ÝóÓóæøóì ﴿ ٣٨ ﴾ |
[ 075.038 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.038 ] | ( AY ) |
Sonra meniden bir kan pıhtısı olmuş da, Allah onu yarattı, derken (insan) biçimine koydu. |
[ 075.038 ] | ( EO ) |
Sonra bir aleka, oldu derken biçimine koydu, derken tesviye etti de. |
[ 075.038 ] | ( ES ) |
Sonra bir aleka (embriyon) oldu da Rabbi onu biçime koydu, sonra şekil verdi. |
[ 075.038 ] | ( NQ ) |
Then he became an 'Alaqa (a clot); then (Allah) shaped and fashioned (him) in due proportion. |
[ 075.039 ] | ( KK ) |
ÝóÌóÚóáó ãöäúåõ ÇáÒøóæúÌóíúäö ÇáÐøóßóÑó æóÇáúÃõäúËóì ﴿ ٣٩ ﴾ |
[ 075.039 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.039 ] | ( AY ) |
Nihâyet o meniden erkek ve dişi iki eş yarattı. |
[ 075.039 ] | ( EO ) |
Yapdı ondan da iki eşi: erkek ve dişi. |
[ 075.039 ] | ( ES ) |
Ondan da iki cinsi; erkek ve dişiyi var etti. |
[ 075.039 ] | ( NQ ) |
And made him in two sexes, male and female. |
[ 075.040 ] | ( KK ) |
ÃóáóíúÓó Ðóáößó ÈöÞóÇÏöÑò Úóáóì Ãóäú íõÍúíöíó ÇáúãóæúÊóì ﴿ ٤٠ ﴾ |
[ 075.040 ] | ( MŞ ) |
|
[ 075.040 ] | ( AY ) |
Bunları yaratan ölüleri diriltmeye kadir değil mi? (Şübhesiz ki buna da kadirdir). |
[ 075.040 ] | ( EO ) |
O, ölüleri diriltmeye kadir değil mi? |
[ 075.040 ] | ( ES ) |
Peki, bunu yapanın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi? |
[ 075.040 ] | ( NQ ) |
Is not He (Allah Who does that), Able to give life to the dead? (Yes! He is Able to do all things). |