MEARİC SURESİ
[ 070.001 ] | ( KK ) |
ÓóÃóáó ÓóÇÆöáñ ÈöÚóÐóÇÈò æóÇÞöÚò ﴿ ١ ﴾ |
[ 070.001 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.001 ] | ( AY ) |
İnecek olan bir azabı, istedi bir isteyen; |
[ 070.001 ] | ( EO ) |
İstedi bir sâil bir azâbı ki olacak. |
[ 070.001 ] | ( ES ) |
Bir isteyen, olacak azabı istedi. |
[ 070.001 ] | ( NQ ) |
A questioner asked concerning a torment about to befall |
[ 070.002 ] | ( KK ) |
áöáúßóÇÝöÑíäó áóíúÓó áóåõ ÏóÇÝöÚñ ﴿ ٢ ﴾ |
[ 070.002 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.002 ] | ( AY ) |
Kâfirler için öyle bir azap ki, yoktur onu bir engelleyen. |
[ 070.002 ] | ( EO ) |
Kâfirler için yok onu defi' edecek. |
[ 070.002 ] | ( ES ) |
Kâfirler için onu savacak yok. |
[ 070.002 ] | ( NQ ) |
Upon the disbelievers, which none can avert, |
[ 070.003 ] | ( KK ) |
ãöäó Çááøóåö Ðöí ÇáúãóÚóÇÑöÌö ﴿ ٣ ﴾ |
[ 070.003 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.003 ] | ( AY ) |
(O azabın inişi) yüksek makamların sahibi Allah’dandır. |
[ 070.003 ] | ( EO ) |
O, mi'racların sahibi Allahdan. |
[ 070.003 ] | ( ES ) |
O, derece ve makamların sahibi Allah'tandır. |
[ 070.003 ] | ( NQ ) |
From Allah, the Lord of the ways of ascent. |
[ 070.004 ] | ( KK ) |
ÊóÚúÑõÌõ ÇáúãóáóÆößóÉõ æóÇáÑøõæÍõ Åöáóíúåö Ýöí íóæúãò ßóÇäó ãöÞúÏóÇÑõåõ ÎóãúÓöíäó ÃóáúÝó ÓóäóÉò ﴿ ٤ ﴾ |
[ 070.004 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.004 ] | ( AY ) |
(Bu makamların) her birine, melekler ve cebrâil, miktarı elli bin yıl olan, bir günde çıkar. |
[ 070.004 ] | ( EO ) |
Ki ona Melâike ve Ruh uruc eder, bir günde ki mikdarı elli bin sene tutar. |
[ 070.004 ] | ( ES ) |
Melekler ve Ruh miktarı ellibin yıl süren bir gün içinde ona çıkar. |
[ 070.004 ] | ( NQ ) |
The angels and the Ruh [Jibrael (Gabriel)] ascend to Him in a Day the measure whereof is fifty thousand years, |
[ 070.005 ] | ( KK ) |
ÝóÇÕúÈöÑú ÕóÈúÑðÇ ÌóãöíáÇð ﴿ ٥ ﴾ |
[ 070.005 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.005 ] | ( AY ) |
O hâlde (Ey Resûlüm, o kâfirlerin eziyetlerine) güzel bir sabır ile sabret; (çünkü azabın inme zamanı yaklaşmıştır). |
[ 070.005 ] | ( EO ) |
O halde sabret biraz bir sabri cemîl ile. |
[ 070.005 ] | ( ES ) |
O halde güzel bir sabır ile sabret. |
[ 070.005 ] | ( NQ ) |
So be patient (O Muhammad ), with a good patience. |
[ 070.006 ] | ( KK ) |
Åöäøóåõãú íóÑóæúäóåõ ÈóÚöíÏðÇ ﴿ ٦ ﴾ |
[ 070.006 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.006 ] | ( AY ) |
Şüphesiz onlar, onu uzak (imkânsız) görüyorlar. |
[ 070.006 ] | ( EO ) |
Çünkü onlar onu uzak görürler |
[ 070.006 ] | ( ES ) |
Çünkü onlar onu uzak görürler. |
[ 070.006 ] | ( NQ ) |
Verily! They see it (the torment) afar off, |
[ 070.007 ] | ( KK ) |
æóäóÑóÇåõ ÞóÑöíÈðÇ ﴿ ٧ ﴾ |
[ 070.007 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.007 ] | ( AY ) |
Fakat biz, o azabı yakın görüyoruz. |
[ 070.007 ] | ( EO ) |
Biz se onu yakın görürüz. |
[ 070.007 ] | ( ES ) |
Biz ise onu yakın görüyoruz. |
[ 070.007 ] | ( NQ ) |
But We see it (quite) near. |
[ 070.008 ] | ( KK ) |
íóæúãó Êóßõæäõ ÇáÓøóãóÇÁõ ßóÇáúãõåúáö ﴿ ٨ ﴾ |
[ 070.008 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.008 ] | ( AY ) |
O gün, gök erimiş maden gibi olacak; |
[ 070.008 ] | ( EO ) |
O gün ki olur sema' erimiş bir maden gibi. |
[ 070.008 ] | ( ES ) |
O gün gök erimiş bir maden gibi olur. |
[ 070.008 ] | ( NQ ) |
The Day that the sky will be like the boiling filth of oil, (or molten copper or silver or lead, etc.). |
[ 070.009 ] | ( KK ) |
æóÊóßõæäõ ÇáúÌöÈóÇáõ ßóÇáúÚöåúäö ﴿ ٩ ﴾ |
[ 070.009 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.009 ] | ( AY ) |
Dağlar da, renk renk atılmış yün gibi bulunacak. |
[ 070.009 ] | ( EO ) |
Dağlar da atılmış elvan yun gibi. |
[ 070.009 ] | ( ES ) |
Dağlar da atılmış renkli yün gibi olur. |
[ 070.009 ] | ( NQ ) |
And the mountains will be like flakes of wool, |
[ 070.010 ] | ( KK ) |
æóáÇó íóÓúÃóáõ Íóãöíãñ ÍóãöíãðÇ ﴿ ١٠ ﴾ |
[ 070.010 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.010 ] | ( AY ) |
Hiç bir yakın (akraba), bir yakına hâlini sormaz. |
[ 070.010 ] | ( EO ) |
Ve bir hısım bir hısıma halini sormaz. |
[ 070.010 ] | ( ES ) |
Dost dostun halini soramaz. |
[ 070.010 ] | ( NQ ) |
And no friend will ask of a friend, |
[ 070.011 ] | ( KK ) |
íõÈóÕøóÑõæäóåõãú íóæóÏøõ ÇáúãõÌúÑöãõ áóæú íóÝúÊóÏöí ãöäú ÚóÐóÇÈö íóæúãöÆöÐò ÈöÈóäöíåö ﴿ ١١ ﴾ |
[ 070.011 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.011 ] | ( AY ) |
(O kıyâmet gününde akraba ve hısımlar) birbirlerine gösterilirler; (fakat herkes kendi derdi ile meşgul olduğundan birbirlerini tanıyamazlar). Mücrim (müşrik), o günün azabından kurtulmak için ister ki, fidye (bedel) verse oğullarını, |
[ 070.011 ] | ( EO ) |
O günün azâbından oğullarını. |
[ 070.011 ] | ( ES ) |
Birbirlerine gösterilirler. Suçlu o günün azabından kurtulmak için fidye vermek ister; oğullarını, |
[ 070.011 ] | ( NQ ) |
Though they shall be made to see one another [(i.e. on the Day of Resurrection), there will be none but see his father, children and relatives, but he will neither speak to them nor will ask them for any help)], - the Mujrim, (criminal, sinner, disbeliever, etc.) would desire to ransom himself from the punishment of that Day by his children. |
[ 070.012 ] | ( KK ) |
æóÕóÇÍöÈóÊöåö æóÃóÎöíåö ﴿ ١٢ ﴾ |
[ 070.012 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.012 ] | ( AY ) |
Karısını, kardeşini, |
[ 070.012 ] | ( EO ) |
Ve refikasını ve biraderini |
[ 070.012 ] | ( ES ) |
Eşini ve kardeşini, |
[ 070.012 ] | ( NQ ) |
And his wife and his brother, |
[ 070.013 ] | ( KK ) |
æóÝóÕöíáóÊöåö ÇáøóÊöí ÊõÄúæöíåö ﴿ ١٣ ﴾ |
[ 070.013 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.013 ] | ( AY ) |
Kendini barındıran aşiretini, |
[ 070.013 ] | ( EO ) |
Ve kendini barındıran fasîlesini. |
[ 070.013 ] | ( ES ) |
Kendisini barındıran, içinde yetiştiği tüm ailesini, |
[ 070.013 ] | ( NQ ) |
And his kindred who sheltered him, |
[ 070.014 ] | ( KK ) |
æóãóäú Ýöí ÇáúÃóÑúÖö ÌóãöíÚðÇ Ëõãøó íõäúÌöíåö ﴿ ١٤ ﴾ |
[ 070.014 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.014 ] | ( AY ) |
Yeryüzünde bulunanların hepsini de, sonra kendini kurtarsa... |
[ 070.014 ] | ( EO ) |
Ve Arzda bulunanların hepsini de sonra kendini kurtarsa. |
[ 070.014 ] | ( ES ) |
Ve yeryüzünde bulunanların hepsini ki, tek kendini kurtarabilsin. |
[ 070.014 ] | ( NQ ) |
And all that are in the earth, so that it might save him . |
[ 070.015 ] | ( KK ) |
ßóáÇøó ÅöäøóåóÇ áóÙóì ﴿ ١٥ ﴾ |
[ 070.015 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.015 ] | ( AY ) |
Hayır (Allah onu azaptan kurtarmaz). Çünkü, o cehennem alevli bir ateştir. |
[ 070.015 ] | ( EO ) |
Hayır, çünkü o salgın bir lezâ, etrafı soyan nari ceza'. |
[ 070.015 ] | ( ES ) |
Hayır, o alevlenen bir ateştir. |
[ 070.015 ] | ( NQ ) |
By no means! Verily, it will be the Fire of Hell! |
[ 070.016 ] | ( KK ) |
äóÒøóÇÚóÉð áöáÔøóæóì ﴿ ١٦ ﴾ |
[ 070.016 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.016 ] | ( AY ) |
Eli ayağı, (bütün uzuvları) söküp çıkarandır. |
[ 070.016 ] | ( EO ) |
Çağırır arkasını dönüp tersine gideni. |
[ 070.016 ] | ( ES ) |
Derileri kavurur, soyar. |
[ 070.016 ] | ( NQ ) |
Taking away (burning completely) the head skin! |
[ 070.017 ] | ( KK ) |
ÊóÏúÚõæÇ ãóäú ÃóÏúÈóÑó æóÊóæóáøóì ﴿ ١٧ ﴾ |
[ 070.017 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.017 ] | ( AY ) |
Çağırır o ateş, îmandan yüz çevirip de (Hakka) arka döneni, |
[ 070.017 ] | ( EO ) |
Ve toplayıp toplayıp kasaya yığanı. |
[ 070.017 ] | ( ES ) |
Çağırır, sırtını dönüp gideni, |
[ 070.017 ] | ( NQ ) |
Calling: "[O Kafir (O disbeliever in Allah, His angels, His Book, His Messengers, Day of Resurrection and in Al-Qadar(Divine Preordainments), O Mushrik (O polytheist, disbeliever in the Oneness of Allah)] (all) such as turn their backs and turn away their faces (from Faith) [picking and swallowing them up from that great gathering of mankind (on the Day of Resurrection) just as a bird picks up a food-grain from the earth with its beak and swallows it up] [Tafsir Al-Qurtubi, Vol. 18, Page 289] |
[ 070.018 ] | ( KK ) |
æóÌóãóÚó ÝóÃóæúÚóì ﴿ ١٨ ﴾ |
[ 070.018 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.018 ] | ( AY ) |
Bir de (mal ve para) biriktirip depoya, kasaya yığanı... |
[ 070.018 ] | ( EO ) |
Hâkikat o insan helu' yaradılmıştır. |
[ 070.018 ] | ( ES ) |
Mal toplayıp kasada yığanı, |
[ 070.018 ] | ( NQ ) |
And collect (wealth) and hide it (from spending it in the Cause of Allah). |
[ 070.019 ] | ( KK ) |
Åöäøó ÇáúÅöäúÓóÇäó ÎõáöÞó åóáõæÚðÇ ﴿ ١٩ ﴾ |
[ 070.019 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.019 ] | ( AY ) |
Gerçekten insan harîs ve cimri yaratılmıştır. |
[ 070.019 ] | ( EO ) |
Şer dokundumu mızıkcı. |
[ 070.019 ] | ( ES ) |
Doğrusu insan dayanıksız ve huysuz yaratılmıştır. |
[ 070.019 ] | ( NQ ) |
Verily, man (disbeliever) was created very impatient; |
[ 070.020 ] | ( KK ) |
ÅöÐóÇ ãóÓøóåõ ÇáÔøóÑøõ ÌóÒõæÚðÇ ﴿ ٢٠ ﴾ |
[ 070.020 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.020 ] | ( AY ) |
Kendine bir zarar dokundu mu, feryadı basar. |
[ 070.020 ] | ( EO ) |
Hayır dokundumu kıskanç. |
[ 070.020 ] | ( ES ) |
Kendisine kötülük dokundu mu sızlanır. |
[ 070.020 ] | ( NQ ) |
Irritable (discontented) when evil touches him; |
[ 070.021 ] | ( KK ) |
æóÅöÐóÇ ãóÓøóåõ ÇáúÎóíúÑõ ãóäõæÚðÇ ﴿ ٢١ ﴾ |
[ 070.021 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.021 ] | ( AY ) |
Ona hayır (mal) isabet edince de kıskanç... |
[ 070.021 ] | ( EO ) |
Müstesna ancak o musallîler. |
[ 070.021 ] | ( ES ) |
Kendisine hayır dokundu mu cimrilik eder. |
[ 070.021 ] | ( NQ ) |
And niggardly when good touches him;- |
[ 070.022 ] | ( KK ) |
ÅöáÇøó ÇáúãõÕóáøöíäó ﴿ ٢٢ ﴾ |
[ 070.022 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.022 ] | ( AY ) |
Namaz kılanlar müstesnadır. |
[ 070.022 ] | ( EO ) |
Onlar ki namazlarına müdavimdirler. |
[ 070.022 ] | ( ES ) |
Ancak namaz kılanlar bunun dışındadır. |
[ 070.022 ] | ( NQ ) |
Except those devoted to Salat (prayers) |
[ 070.023 ] | ( KK ) |
ÇáøóÐöíäó åõãú Úóáóì ÕóáÇóÊöåöãú ÏóÇÆöãõæäó ﴿ ٢٣ ﴾ |
[ 070.023 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.023 ] | ( AY ) |
Namaz kılan o kimseler ki, onlar namazlarına devamlıdırlar, |
[ 070.023 ] | ( EO ) |
Ve onlarki mallarında vardır bir hakkı ma'lûm. |
[ 070.023 ] | ( ES ) |
Onlar ki namazlarını sürekli kılarlar. |
[ 070.023 ] | ( NQ ) |
Those who remain constant in their Salat (prayers); |
[ 070.024 ] | ( KK ) |
æóÇáøóÐöíäó Ýöí ÃóãúæóÇáöåöãú ÍóÞøñ ãóÚúáõæãñ ﴿ ٢٤ ﴾ |
[ 070.024 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.024 ] | ( AY ) |
Onlar ki, mallarında belirli bir hak vardır: |
[ 070.024 ] | ( EO ) |
Hem sâil için hem mahrum. |
[ 070.024 ] | ( ES ) |
Onların mallarında belli bir hak vardır, |
[ 070.024 ] | ( NQ ) |
And those in whose wealth there is a known right, |
[ 070.025 ] | ( KK ) |
áöáÓøóÇÆöáö æóÇáúãóÍúÑõæãö ﴿ ٢٥ ﴾ |
[ 070.025 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.025 ] | ( AY ) |
Hem dilenen, hem de iffetinden dilenemiyen için... |
[ 070.025 ] | ( EO ) |
Ve onlarki dîn gününü (ceza' gününü) tasdîk ederler. |
[ 070.025 ] | ( ES ) |
Hem isteyen için, hem de istemekten utanan yoksul için. |
[ 070.025 ] | ( NQ ) |
For the beggar who asks, and for the unlucky who has lost his property and wealth, (and his means of living has been straitened); |
[ 070.026 ] | ( KK ) |
æóÇáøóÐöíäó íõÕóÏøöÞõæäó Èöíóæúãö ÇáÏøöíäö ﴿ ٢٦ ﴾ |
[ 070.026 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.026 ] | ( AY ) |
Onlar ki, hesap gününü tasdik ederler. |
[ 070.026 ] | ( EO ) |
Ve onlarki Rablarının azâbından korkarlar. |
[ 070.026 ] | ( ES ) |
Onlar ki ceza gününü tasdik ederler. |
[ 070.026 ] | ( NQ ) |
And those who believe in the Day of Recompense, |
[ 070.027 ] | ( KK ) |
æóÇáøóÐöíäó åõãú ãöäú ÚóÐóÇÈö ÑóÈøöåöãú ãõÔúÝöÞõæäó ﴿ ٢٧ ﴾ |
[ 070.027 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.027 ] | ( AY ) |
Onlar ki, Rablerinin azabından korkarlar; |
[ 070.027 ] | ( EO ) |
Çünkü rablarının azâbından emîn olunmaz. |
[ 070.027 ] | ( ES ) |
Rablerinin azabından korkarlar. |
[ 070.027 ] | ( NQ ) |
And those who fear the torment of their Lord, |
[ 070.028 ] | ( KK ) |
Åöäøó ÚóÐóÇÈó ÑóÈøöåöãú ÛóíúÑõ ãóÃúãõæäò ﴿ ٢٨ ﴾ |
[ 070.028 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.028 ] | ( AY ) |
Çünkü Rablerinin azabından emîn bulunulmaz. |
[ 070.028 ] | ( EO ) |
Ve onlarki apışlarını korurlar. |
[ 070.028 ] | ( ES ) |
Çünkü Rablerinin azabından emin olunmaz. |
[ 070.028 ] | ( NQ ) |
Verily! The torment of their Lord is that before which none can feel secure, |
[ 070.029 ] | ( KK ) |
æóÇáøóÐöíäó åõãú áöÝõÑõæÌöåöãú ÍóÇÝöÙõæäó ﴿ ٢٩ ﴾ |
[ 070.029 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.029 ] | ( AY ) |
Onlar ki, avret yerlerini korurlar, |
[ 070.029 ] | ( EO ) |
Ancak zevcelerine veya milki yemînlerine başka, Çünkü bunda levm olunmazlar. |
[ 070.029 ] | ( ES ) |
Onlar ki ırzlarını korurlar. |
[ 070.029 ] | ( NQ ) |
And those who guard their chastity (i.e. private parts from illegal sexual acts) . |
[ 070.030 ] | ( KK ) |
ÅöáÇøó Úóáóì ÃóÒúæóÇÌöåöãú Ãóæú ãóÇ ãóáóßóÊú ÃóíúãóÇäõåõãú ÝóÅöäøóåõãú ÛóíúÑõ ãóáõæãöíäó ﴿ ٣٠ ﴾ |
[ 070.030 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.030 ] | ( AY ) |
Ancak zevcelerine ve cariyelerine müstesna... Çünkü onlar (bunlarda) kınanmazlar. |
[ 070.030 ] | ( EO ) |
Fakat ondan ötesini arayanlar, işte onlar haddi aşan hâşarılardır. |
[ 070.030 ] | ( ES ) |
Ancak zevcelerine ve cariyelerine karşı hariç. Çünkü onlara yaklaştıklarında kınanmazlar. |
[ 070.030 ] | ( NQ ) |
Except with their wives and the (women slaves and captives) whom their right hands possess, for (then) they are not to be blamed, |
[ 070.031 ] | ( KK ) |
Ýóãóäö ÇÈúÊóÛóì æóÑóÇÁó Ðóáößó ÝóÃõæáóÆößó åõãõ ÇáúÚóÇÏõæäó ﴿ ٣١ ﴾ |
[ 070.031 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.031 ] | ( AY ) |
Fakat bundan (zevce ve cariyelerden) ötesini arayanlar, işte onlar haddi aşanlardır. |
[ 070.031 ] | ( EO ) |
Ve onlarki emanetlerine ve ah'dlerine riayet ederler. |
[ 070.031 ] | ( ES ) |
Bundan ötesini isteyenler, var ya işte onlar haddi aşanlardır. |
[ 070.031 ] | ( NQ ) |
But whosoever seeks beyond that, then it is those who are trespassers. |
[ 070.032 ] | ( KK ) |
æóÇáøóÐöíäó åõãú áöÃóãóÇäóÇÊöåöãú æóÚóåúÏöåöãú ÑóÇÚõæäó ﴿ ٣٢ ﴾ |
[ 070.032 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.032 ] | ( AY ) |
Onlar ki, emânetlerine ve verdikleri söze riâyet edenler, |
[ 070.032 ] | ( EO ) |
Ve onlarki şâhidliklerinde dürüstûrler. |
[ 070.032 ] | ( ES ) |
Onlar emanetlerini ve ahitlerini gözetirler. |
[ 070.032 ] | ( NQ ) |
And those who keep their trusts and covenants; |
[ 070.033 ] | ( KK ) |
æóÇáøóÐöíäó åõãú ÈöÔóåóÇÏóÇÊöåöãú ÞóÇÆöãõæäó ﴿ ٣٣ ﴾ |
[ 070.033 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.033 ] | ( AY ) |
Onlar ki, şahidliklerinde dürüstlük yaparlar, |
[ 070.033 ] | ( EO ) |
Ve onlarki namazları üzerine |
[ 070.033 ] | ( ES ) |
Şahitliklerinde dürüsttürler. |
[ 070.033 ] | ( NQ ) |
And those who stand firm in their testimonies; |
[ 070.034 ] | ( KK ) |
æóÇáøóÐöíäó åõãú Úóáóì ÕóáÇóÊöåöãú íõÍóÇÝöÙõæäó ﴿ ٣٤ ﴾ |
[ 070.034 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.034 ] | ( AY ) |
Onlar ki, namazlarını gözetirler, (şartlarına riâyet ederek gereği üzere devamlı olarak kılarlar), |
[ 070.034 ] | ( EO ) |
Muhafızlık ederler. |
[ 070.034 ] | ( ES ) |
Namazlarına devam ederler. |
[ 070.034 ] | ( NQ ) |
And those who guard their Salat (prayers) well , |
[ 070.035 ] | ( KK ) |
ÃõæáóÆößó Ýöí ÌóäøóÇÊò ãõßúÑóãõæäó ﴿ ٣٥ ﴾ |
[ 070.035 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.035 ] | ( AY ) |
İşte bunlar, cennetlerde ikram olunanlardır... |
[ 070.035 ] | ( EO ) |
İşte onlar Cennetlerde ikrâm olunanlardır |
[ 070.035 ] | ( ES ) |
İşte bunlar cennetlerde ağırlanırlar. |
[ 070.035 ] | ( NQ ) |
Such shall dwell in the Gardens (i.e. Paradise) honoured. |
[ 070.036 ] | ( KK ) |
ÝóãóÇáö ÇáøóÐöíäó ßóÝóÑõæÇ ÞöÈóáóßó ãõåúØöÚöíäó ﴿ ٣٦ ﴾ |
[ 070.036 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.036 ] | ( AY ) |
Şimdi o kâfirlere ne oluyor ki, (seninle alay etmek için) boyunlarını uzatarak sana doğru koşuyorlar; |
[ 070.036 ] | ( EO ) |
Şimdi nevar o küfredenlere ki sana doğru boyunlarını uzatarak koşuyorlar. |
[ 070.036 ] | ( ES ) |
Şimdi ne oluyor o inkâr edenlere ki, sana doğru boyunlarını uzatarak koşuyorlar: |
[ 070.036 ] | ( NQ ) |
So what is the matter with those who disbelieve that they hasten to listen from you (O Muhammad ), in order to belie you and to mock at you, and at Allah's Book (this Qur'an). |
[ 070.037 ] | ( KK ) |
Úóäö Çáúíóãöíäö æóÚóäö ÇáÔøöãóÇáö ÚöÒöíäó ﴿ ٣٧ ﴾ |
[ 070.037 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.037 ] | ( AY ) |
Sağdan ve soldan bölük bölük... |
[ 070.037 ] | ( EO ) |
Sağdan ve soldan fırka fırka. |
[ 070.037 ] | ( ES ) |
Sağdan ve soldan bölük bölük. |
[ 070.037 ] | ( NQ ) |
(Sitting) in groups on the right and on the left (of you, O Muhammad )? |
[ 070.038 ] | ( KK ) |
ÃóíóØúãóÚõ ßõáøõ ÇãúÑöÆò ãöäúåõãú Ãóäú íõÏúÎóáó ÌóäøóÉó äóÚöíãò ﴿ ٣٨ ﴾ |
[ 070.038 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.038 ] | ( AY ) |
Onlardan her şahıs, (nimetleri bol olan) Naîm Cennetine sokulacağını ümid mi ediyor? |
[ 070.038 ] | ( EO ) |
Onlardan her kişi na'îm Cennetine sokulacağını ümidmi ediyor? |
[ 070.038 ] | ( ES ) |
Onlardan herbiri, bir nimet cennetine sokulacağını mı umuyor? |
[ 070.038 ] | ( NQ ) |
Does every man of them hope to enter the Paradise of delight? |
[ 070.039 ] | ( KK ) |
ßóáÇøó ÅöäøóÇ ÎóáóÞúäóÇåõãú ãöãøóÇ íóÚúáóãõæäó ﴿ ٣٩ ﴾ |
[ 070.039 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.039 ] | ( AY ) |
Hayır, öyle şey yok. Biz; onları bildikleri şeyden (nutfeden) yarattık; (insanın aslı olan bu maddenin, îman olmaksızın ne değeri olabilir? Bununla yoğrulup da îman nûru ile aydınlığa çıkmıyan kimse, cennete girmeyi nasıl isteyebilir?) |
[ 070.039 ] | ( EO ) |
Yağma yok, biz onları o bildikleri nesneden yarattık |
[ 070.039 ] | ( ES ) |
Hayır, biz onları bildikleri şeyden yarattık. |
[ 070.039 ] | ( NQ ) |
No, that is not like that! Verily, We have created them out of that which they know! |
[ 070.040 ] | ( KK ) |
ÝóáÇó ÃõÞúÓöãõ ÈöÑóÈøö ÇáúãóÔóÇÑöÞö æóÇáúãóÛóÇÑöÈö ÅöäøóÇ áóÞóÇÏöÑõæäó ﴿ ٤٠ ﴾ |
[ 070.040 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.040 ] | ( AY ) |
Artık doğuların ve batıların Rabbine kasem olsun ki, muhakkak biz kadiriz, |
[ 070.040 ] | ( EO ) |
Artık o maşrıklerin, mağriblerin Rabbı için yemîne ne hacet, şübhesizki biz elbette kadiriz. |
[ 070.040 ] | ( ES ) |
Artık o doğuların ve batıların Rabbine yemine ne gerek, elbette bizim gücümüz yeter. |
[ 070.040 ] | ( NQ ) |
So I swear by the Lord of all [the three hundred and sixty (360)] points of sunrise and sunset in the east and the west that surely We are Able |
[ 070.041 ] | ( KK ) |
Úóáóì Ãóäú äõÈóÏøöáó ÎóíúÑðÇ ãöäúåõãú æóãóÇ äóÍúäõ ÈöãóÓúÈõæÞöíäó ﴿ ٤١ ﴾ |
[ 070.041 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.041 ] | ( AY ) |
Onların (o kâfirlerin) yerine, kendilerinden daha hayırlısını getirmeye... Hem bizim önümüze geçilmez. |
[ 070.041 ] | ( EO ) |
Onları kendilerinden hayırlısına tedbil edebiliriz ve bizim önümüze geçilmez. |
[ 070.041 ] | ( ES ) |
Onları kendilerinden daha hayırlı olanlarla değiştirebiliriz ve bizim önümüze geçilmez. |
[ 070.041 ] | ( NQ ) |
To replace them by (others) better than them; and We are not to be outrun. |
[ 070.042 ] | ( KK ) |
ÝóÐóÑúåõãú íóÎõæÖõæÇ æóíóáúÚóÈõæÇ ÍóÊøóì íõáÇóÞõæÇ íóæúãóåõãõ ÇáøóÐöí íõæÚóÏõæäó ﴿ ٤٢ ﴾ |
[ 070.042 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.042 ] | ( AY ) |
O hâlde (Ey Resûlüm) bırak o inkârcıları, (bâtıl inançlarına) dalsınlar ve oynaya dursunlar; tâ o vaad olundukları güne kavuşturulacakları zamana kadar... |
[ 070.042 ] | ( EO ) |
O halde bırak onları dalsınlar ve oynıya dursunlar tâ o va'd olundukları güne çatacakları deme kadar. |
[ 070.042 ] | ( ES ) |
O halde bırak onları, kendilerine vaad edilen günlerine kavuşuncaya kadar dalıp oynayadursunlar. |
[ 070.042 ] | ( NQ ) |
So leave them to plunge in vain talk and play about, until they meet their Day which they are promised. |
[ 070.043 ] | ( KK ) |
íóæúãó íóÎúÑõÌõæäó ãöäó ÇáúÃóÌúÏóÇËö ÓöÑóÇÚðÇ ßóÃóäøóåõãú Åöáóì äõÕõÈò íõæÝöÖõæäó ﴿ ٤٣ ﴾ |
[ 070.043 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.043 ] | ( AY ) |
O gün, kabirlerinden koşarak çıkacaklar; sanki (ibâdet ettikleri) dikili putlara koşuyorlarmış gibi... |
[ 070.043 ] | ( EO ) |
O günkü kabirlerden hızlı hızlı çıkacaklar, sanki çantalariyle dikmelere gidiyorlarmış gibi fırlıyacaklar. |
[ 070.043 ] | ( ES ) |
O gün kabirlerden hızlı hızlı çıkacaklar, sanki putlara gidiyorlarmış gibi fırlayacaklar. |
[ 070.043 ] | ( NQ ) |
The Day when they will come out of the graves quickly as racing to a goal, |
[ 070.044 ] | ( KK ) |
ÎóÇÔöÚóÉð ÃóÈúÕóÇÑõåõãú ÊóÑúåóÞõåõãú ÐöáøóÉñ Ðóáößó Çáúíóæúãõ ÇáøóÐöí ßóÇäõæÇ íõæÚóÏõæäó ﴿ ٤٤ ﴾ |
[ 070.044 ] | ( MŞ ) |
|
[ 070.044 ] | ( AY ) |
Gözleri (zillet içinde) düşkün bir hâlde, kendilerini bir horluk kaplayacak. İşte bugün, o (azabla) vaad edildikleri kıyâmet günüdür. |
[ 070.044 ] | ( EO ) |
Gözleri düşgün, kendilerini bir zillet saracakda saracak, o işte onların va'dolunup durdukları gün. |
[ 070.044 ] | ( ES ) |
Gözleri düşük, kendilerini bir alçaklık saracak da saracak. İşte onlara vaad edilen gün, o gündür. |
[ 070.044 ] | ( NQ ) |
With their eyes lowered in fear and humility, ignominy covering them (all over)! That is the Day which they were promised! |