İftitâh tekbîri söylenirken niyyet edilir. Namâza niyyet etmek demek, ismini, vaktini, kıbleyi, imâma uymağı kalbinden geçirmek demekdir.
İftitâh tekbîrinden sonra edilen niyyet, sahîh olmaz ve o namâz kabûl olmaz. Farzlarda ve vâciblerde niyyet ederken, hangi farz ve hangi vâcib olduğunu bilmek lâzımdır. Rek’at sayısına niyyet lâzım değildir. Sünneti kılarken, (Namâza) niyyet etmek kâfîdir. Cenâze namâzına, (Allah için namâza, meyyit için
düâya) diye niyyet edilir.
İmâmın erkeklere imâm olmağa niyyet etmesi şart değildir. İmâm, hâzır olan cemâ’ate imâm oldum diye niyyet etmezse, cemâ’at ile kılmak sevâbına kavuşamaz. İmâm olmağa niyyet ederse, bu sevâba da kavuşur. İmâmın, (kadınlara imâm olmağa) niyyet etmesi lâzımdır.
İbâdetleri yaparken, yalnız ağız ile söylemeğe niyyet denmez. Kalb ile niyyet edilmezse, ibâdetler kabûl olmaz.
Namâza dururken, (Allahü ekber) demekdir ki, farzdır. Başka kelime söylemekle olmaz. Ba’zı âlimler, tahrîme tekbîrinin, namâzın içinde olduğunu söylemişlerdir. Bunlara göre, namâzın şartları da, rüknleri de, altı olmakdadır.