NAMÂZIN ŞARTLARI

1- HADESDEN TAHÂRET:

Bu maddede; abdest, gusl ve teyemmümü bildireceğiz.

ABDEST ALMAK:

Abdest almak, namâzın farzlarındandır. Kur’ân-ı kerîmi tutmak, Kâ’beyi tavâf etmek, tilâvet secdesi yapmak, cenâze namâzı kılmak için de abdest almak lâzımdır. Her zemân abdestli bulunmak, yatağa abdestli girmek, abdestli yimek ve içmek çok sevâbdır.

Abdestli iken ölenlere şehîd sevâbı verilir. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdular ki:

(Abdestli olarak ölen, ölüm acısı çekmez. Çünki abdest, îmânlı olmanın alâmetidir. Namâzın anahtârı, bedenin günâhlardan temizleyicisidir.)

(Müslimân abdest alınca, günâhları kulağından, gözünden, elinden ve ayağından çıkar. Oturunca, magfiret olunmuş olarak oturur).

(Amellerin en hayrlısı namâzdır. Abdeste devâm edenler, ancak mü’minlerdir. Mü’min gündüz abdestli olmalı, gece de abdestli yatmalıdır. Böyle yapınca, Allahü teâlânın korumasında olur. Abdestli iken yiyip, içenin karnındaki yemek ve su zikreder. Karnında kaldıkları müddetçe, onun için istigfâr ederler).

Abdestin farzları, sünnetleri, edebleri ve memnû (yasak) olan ve bozan şeyleri vardır. Abdestsiz olduğunu bilerek zarûretsiz namâz kılan kâfir olur. Namâz kılarken abdesti bozulan, hemen omuzuna selâm verip, namâzından çıkar. Vakt çıkmadan abdest alıp, namâzını başdan tekrâr kılar.

Abdestin Farzları

Abdestin farzı hanefî mezhebinde dörtdür:

1- Yüzü, bir kerre yıkamak.

2- İki kolu, dirsekler ile birlikde, bir kerre yıkamak.

3- Başın dörtde bir kısmını mesh etmek, ya’nî yaş eli başa sürmek.

4- İki ayağı, iki yandaki topuk kemikleri ile birlikde bir kerre yıkamakdır.

-47-

Şâfi’î mezhebinde niyyet ve tertîb de farzdır ve yüzü yıkarken niyyet etmek lâzımdır. Su yüze değmeden önce niyyet ederse, abdesti sahîh olmaz. Yüz ve çene üzerindeki sakalı yıkamak farzdır. Mâlikî mezhebinde, delk [ovmak] ve muvâlât [uzvları birbiri ardınca ara vermeden yıkamak] farzdır. Şî’îler, ayaklarını yıkamıyor, çıplak ayak üzerinde mesh ediyorlar.

Abdest Nasıl Alınır?

1- Abdeste başlarken şu düâ okunur: Bismillâhil-azîm. Velhamdü lillâhi alâ dînil-İslâm. Ve alâ tevfîk-ıl-îmân. El-hamdü lillâhil-lezî ce’alelmâe tahûren ve ce’alel-islâme nûren[1]. Sonra, eller bileklere kadar üç def’a yıkanır.

2- Sağ el ile ağıza üç kerre su verirken şu düâ okunur:

“Allahümmes-kınî min havdi nebiyyike ke’sen lâ ezmeu ba’dehü ebeden[2].”

3- Sağ el ile buruna üç kerre su verip, sol el ile sümkürülür. Buruna su verirken:

Allahümme erihnî râyihatel cenneti verzüknî min ni’amihâ. Ve lâ türihnî râyihaten-nâr[3].

4- Avuçlara su alıp, alından çene altına, şakaklara kadar yüzü yıkarken şu düâ okunur:

Allahümme beyyid vechî binûrike yevme tebyaddü vücûhü evliyâike ve lâ tüsevvid vechî bi zünûbî yevme tesveddü vücûhü a’dâike[4].

5- Sol el ile, sağ kol dirseğe kadar (üç def’a) yıkanırken:

Allahümme a’tınî kitâbî biyemînî ve hâsibnî hisâben yesîren[5]

düâsı okunur.

---------------------------------

[1] Azîm olan Allahü teâlânın (adıyla) başlarım. (Bize) İslâm dînini veren ve îmânı ihsân eden Allahü teâlâya hamdü senâlar olsun. Suyu temizleyici, islâmı nûr kılan Allaha hamdü senâlar olsun.

[2] Ey Allahım! Ondan içdikden sonra, bir dahâ hiç susuzluk duyulmayan havz-ı Nebîden ben kuluna bir kâse (bardak) içir.

[3] Ey Allahım! Bana Cennet kokusunu koklat ve beni Cennet ni’metleri ile rızklandır. Cehennem kokularıyla değil.

[4] Ey Allahım! Nûrunla, Evliyâların yüzünü ağartdığın (beyâz etdiğin) gibi, benim yüzümü de ağart. Düşmanlarının yüzünün siyâh olduğu günde, benim günâhlarımdan dolayı yüzümü siyâh etme.

[5] Ey Allahım! Kitâbımı sağ tarafımdan ver ve beni kolay hesâba çek.

-48-

6- Sağ ile sol kol (üç def’a) dirsek dâhil yıkanırken:

Allahümme lâ tu’tinî kitâbî bi şimâlî ve lâ min verâi zahrî ve lâ tühâsibnî hisâben şedîden[6] düâsı okunur.

7- Her iki kolu yıkadıkdan sonra, elleri tekrâr yıkar ve o yaşlıkla başı mesh ederken:

Allahümme harrim şa’rî ve beşerî alen-Nâr. Ve ezıllenî tahte zıllî arşike yevme lâ zılle illâ zıllü arşike[7] düâsı okunur.

8- Dahâ sonra sağ ve sol elin şehâdet parmakları ile iki kulağın deliklerine su verirken baş parmaklar ile kulakların arkası mesh edilir ve:

Allahümmec’alnî minellezîne yestemi’ûnel-kavle fe yettebiûne ahsenehû[8] düâsı okunur.

9- Ellerin dış yüzü ile enseyi mesh ederken:

Allahümme a’tık rakabetî minen-Nâr[9] düâsı okunur.

10- Boynu mesh etdikden sonra, sol elin küçük parmağı ile, sağ ayağın küçük parmağından başlıyarak, ayak parmaklarının arasını hilâllemek sûretiyle, topuklarla birlikde, sağ ayağı üç def’a yıkarken:

Allahümme sebbit kademeyye ales-sırâtı yevme tezillü fîhilekdâmü[10] düâsı okunur.

11- Sol ayağı üç def’a yıkarken, ayak parmaklarının arasını küçük parmağı ile bu sefer baş parmakdan başlıyarak, küçük parmağa doğru, ayak parmaklarının arasını hilâllemek sûretiyle topuğu ile birlikde yıkarken:

Allahümme lâ tatrud kademeyye ales-sırâti yevme tatrudü küllü akdâmi a’dâike. Allahümme’c-al sa’yî meşkûren ve zenbî mağ

---------------------------------

[6] Ey Allahım! Kitâbımı sol tarafımdan ve arkamdan verme. Beni zor bir hesâbla sorguya çekme.

[7] Ey Allahım! Vücûdumu ve saçlarımı Cehenneme atma. Gölgenin olmadığı (bulunmadığı) günde beni Arş-ı a’lânın gölgesinde gölgelendir.

[8] Ey Allahım! Beni, sözü dinleyip, en güzelini tutanlardan eyle.

[9] Ey Allahım! Boynumu ateşden âzâd eyle.

[10] Ey Allahım! Ayakların kaydığı günde, sırât üzerinde ayaklarımı sâbit eyle.

-49-

Allahümme lâ tatrud kademeyye ales-sırâti yevme tatrudü külle akdâmi a’daike Allahümme’c-alnî sa’yen meşkûren ve zenbî mağfûren ve amelen makbûlen ve ticâreten len tebûr.[11] düâsı okunur.

Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyuruyor ki, (Her kim abdest aldıkdan sonra, gök tarafına bakıp, şu düâyı okursa, Sübhânekellahümme ve bihamdike, Eşhedü en lâ ilâhe illâ ente vahdeke lâ şerîke leke estagfiruke ve etûbü ileyke eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdüke ve Resûlüke[12]. Allahü teâlâ hazretleri, o kimsenin günâhlarını afv eder ve kabûl imzâsıyla tasdîk edip, Arş-ı a’lânın altında muhâfaza eder. Kıyâmet gününde bu düâyı okuyan şahs gelip, o sevâbın ecrini alır.)

Bir hadîs-i şerîfde: (Her kim abdest aldıkdan sonra “İnnâ enzelnâhü” sûresini bir kerre okursa, Allahü teâlâ hazretleri, o kimseyi sıddîklardan yazar. İki kerre okursa, şehîdlerden yazar.Üç kerre okursa Peygamberler ile haşr olur) buyurdular.

Yine bir hadîs-i şerîfde: (Her kim abdest aldıkdan sonra, benim üzerime on kerre salâtü selâm getirirse, Allahü teâlâ hazretleri, o kişinin hüznünü giderip mesrûr eder, düâsını kabûl eder) buyurdular.

Abdest alırken bilmiyenler, abdest düâlarını okumasa da olur. Fekat kısa zemânda ezberlemeli ve abdest alırken okumalıdır. Çok sevâbdır. Abdestin sonuna doğru veyâ abdesti bitirdikden sonra: “Allahümmec’alnî minet-tevvâbîn, vec’alnî minel-mütetahhirîn, vec’alnî, min ibâdik-es-sâlihîn, vec’alnî minellezîne lâ havfün aleyhim ve lâhüm yahzenûn” düâsını okumak çok sevâbdır.

Abdest düâlarını bilmeyen, her uzvu yıkarken (Kelime-i şehâdet) okumalı, büyük sevâba kavuşmalıdır.

AÇIKLAMA: Abdest düâları için, 182 ve 183.cü sahîfelere bakınız!

Âkıl isen kıl namâzı, çün se’âdet tâcıdır.

Sen namâzı öyle bil ki, mü’minin mi’râcıdır!

---------------------------------

[11] Ey Allahım! Senin düşmanlarının sırâtda ayaklarının kaydığı günde, benim ayaklarımı kaydırma. Ey Allahım! Çalışmamı meşkûr eyle. Günâhımı afv eyle. Amelimi kabûl eyle. Ticâretimi halâl eyle!

[12] Ey Allahım! Seni, hamdinle tesbîh ve tenzîh eder(im). Senden başka ma’bûd olmadığına, bir olduğuna ve şerîkin (ortağın) olmadığına ve Muhammed aleyhisselâmın senin kulun ve Resûlün olduğuna şehâdet ederim.

-50-

Abdestin Sünnetleri

Abdestin sünnetleri on sekizdir:

1  - Abdeste başlarken, Besmele okumak.

2 - Elleri, bilekleri ile beraber, üç kerre yıkamak.

3 - Ağzı, ayrı ayrı su ile üç kerre yıkamak. Buna (Mazmaza) denir.

4 - Burnu, ayrı ayrı su ile, üç kerre yıkamak. Buna (İstinşak) denir.

5 - Kaşların, sakalın, bıyığın altındaki görünmeyen deriyi, yüzü yıkarken ıslatmak.

6 - Yüzünü yıkarken iki kaşın altını ıslatmak.

7 - Sakalın, sarkan kısmını mesh etmek.

8 - Sakalın, sarkan kısmının içine, sağ elin yaş parmaklarını tarak gibi sokmak (hilâllemek). 9 - Dişleri, birşey ile oğmak, temizlemek. [Misvâk kullanmak, mühîm sünnetdir.]

10 - Başın her tarafını bir kerre mesh etmek.

11 - İki kulağı, bir kerre mesh etmek.

12 - Enseyi, üçer bitişik parmakla, bir kerre mesh etmek.

13 - El ve ayak parmaklarının arasını tahlîl etmek.

14 - Yıkanacak yerleri, üç kerre yıkamak.

15 - Yüzü yıkayacağı zemân kalb ile niyyet etmek.

16 - Tertîb. Ya’nî sıra ile yıkamak.

17 - Delk. Yıkanan yerleri oğmak.

18 - Müvâlât. Her uzvu birbiri arkasından çabuk çabuk yıkamak.

Abdestin Edebleri

Abdestin edebleri yirmisekizdir:

Edeb, burada yapılması sevâb olup, yapılmazsa günâh olmayan şeyler demekdir. Hâlbuki, sünneti yapmak sevâb olup, yapmamak tenzîhen mekrûhdur. Edeblere, mendûb ve müstehab da denir. Abdestin edebleri şunlardır:

-51-

1 - Abdesti, namâz vakti girmeden önce almak. (Özr sâhiblerinin vakt girdikden sonra alması lâzımdır.)

2 - Halâda tahâretlenirken, kıbleyi sağ veyâ sol tarafa almak. Abdest bozarken kıbleye önünü ve arkasını dönmek tahrîmen mekrûhdur.

3 - Necâset bulaşmamış ise, su ile tahâretlenmek.

4 - Tahâretlendikden sonra, bez ile kurulanmak.

5 - Tahâretlendikden sonra, avret mahallini hemen örtmek.

6 - Başkasından yardım istemeyip, abdesti kendisi almak.

7 - Kıbleye karşı abdest almak.

8 - Her uzvu yıkarken, kelime-i şehâdet okumak.

9 - Abdest düâlarını okumak.

10 - Ağzına sağ el ile su vermek.

11 - Burnuna sağ el ile su vermek.

12 - Burnu sol el ile temizlemek.

13 - Ağzı yıkarken, dişleri (Misvâk) ile temizlemek. Misvâk bulunmazsa, fırça da kullanılabilir.

14 - Ağzı yıkarken, oruclu değilse ağzı çalkalamak. Buğazında hafîf gargara yapmak, abdestde de, guslde de sünnetdir. Oruclu iken mekrûhdur.

15 - Burnu yıkarken, suyu kemiğe yakın çekmek.

16 - Kulağı mesh ederken bir parmağı, kulak deliğine sokmak.

17 - Ayak parmaklarını tahlîl ederken, sol elin küçük parmağı ile tahlîl etmek.

18 - Elleri yıkarken, geniş yüzüğü oynatmak. Dar, sıkı yüzüğü oynatmak ise lâzım olup, farzdır.

19 - Su bol ise de isrâf etmemek.

20 - Suyu, yağ sürer gibi az kullanmamak (üç def’ada da, yıkanan yerden, en az iki damla su damlamalıdır.).

21 - Bir kabdan abdest alınca o kabı dolu bırakmak.

22 - Abdest bitince veyâ ortasında (Allahümmec-alnî minettevvâbîn...) düâsını okumak.

23 - Abdestden sonra (Sübhâ), ya’nî iki rek’at namâz kılmak.

-52-

24 - Abdestli iken, abdest almak, ya’nî namâz kıldıkdan sonra abdestli iken, yeni namâz için bir dahâ abdest almak.

25 - Yüzü yıkarken, göz pınarını, çapakları temizlemek.

26 - Yüzü, kolları, ayakları yıkarken, farz olan yerlerden biraz fazlasını yıkamak. [Kolları yıkarken, avuca su doldurmalı, bunu dirseğe doğru akıtmalı.]

27 - Abdest alırken, kullanılan sudan, elbiseye, üste, başa sıçratmamak.

28 - Kendi mezhebinde mekrûh olmıyan birşey, başka mezhebde farz ise, bunu yapmak müstehabdır.

Abdest Alırken Yapılması Yasak Olan şeyler

Abdest alırken, yapılması yasak olanlar onikidir. Bunları yapmak harâm veyâ mekrûhdur ki, şunlardır:

1 - Halâda, kırda abdest bozarken, kıbleyi öne, arkaya getirmemelidir.

2 - Tahâretlenmek için, biri yanında avret yerini açmak harâmdır.

3 - Sağ el ile tahâretlenmemelidir.

4 - Su olmadığı zemân, gıdâ maddesi ile, gübre ile, kemik ile, hayvan gıdâsı ile, kömür ile ve başkasının malı ile, saksı, kiremit parçası ile, kamış ile ve yaprak ile ve bez ile, kâğıd ile tahâretlenmek mekrûhdur.

5 - Abdest alınan havuza tükürmemeli ve sümkürmemelidir.

6 - Abdest a’zâsını, hudûdundan pek aşırı veyâ eksik olarak yıkamamalı ve üçden az veyâ çok yıkamamalıdır.

7 - Abdest a’zâsını, tahâretde kuruladığı bez ile kurulamamalıdır.

8 - Yüzü yıkarken, suyu yüze çarpmamalı, alın üstünden, aşağı doğru dökmelidir.

9 - Suya üflememelidir.

10 - Ağzı ve gözleri, sıkı kapamamalıdır. Dudağın görünen kısmında ve göz kapağında ıslanmadık, az bir yer kalırsa, ab-

-53-

dest kabûl olmaz.

11 - Sağ el ile sümkürmemelidir.

12 - Başı, kulakları veyâ enseden birini, her def’asında eli ayrı ayrı ıslatarak, birden fazla mesh etmemelidir. Her def’asında ıslatmadan tekrârlanabilir.

MİSVÂK KULLANMAK: Abdest alırken, misvâk kullanmak sünnet-i müekkededir. Hadîs-i şerîfde buyuruldu ki, (Misvâk kullanarak kılınan namâz, misvâksız kılınan namâzdan yetmiş kat üstündür).

(Sirâc-ül-vehhâc) kitâbında, misvâk kullanmanın onbeş fâidesi olduğu bildirilmekdedir:

1- Ölüm ânında, şehâdet kelimesini söylemeğe sebeb olur.

2- Diş etlerini kuvvetlendirir.

3- Balgamı giderir.

4- Safrayı keser.

5- Ağız ağrısını giderir.

6- Ağız kokusunu giderir.

7- Allahü teâlâ ondan râzı olur.

8- Baş damarlarını kuvvetlendirir.

9-Şeytân gamlanır.

10- Gözleri nûrlanır.

11- Hayrı ve hasenâtı çok olur.

12- Sünnet ile amel etmiş olur.

13- Ağzı pâk (temiz) olur.

14- Fasîh-ul-lisân olur, ya’nî güzel konuşur.

15- Misvâklı olarak kılınan iki rek’at namâzın sevâbı, misvâksız olarak kılınan yetmiş rek’at namâzın sevâbından dahâ çok olur.

Misvâk, Arabistânda yetişen Erâk ağacının dalıdır. Düzgün ucundan, iki santimetre kadar, kabuğu soyulup, burası birkaç sâat suda tutulur. Sonra, ezilince, fırça gibi açılır. Erâk ağacı bulunmazsa, zeytin dalından yapılır. Kadınlar, misvâk yerine, misvâk kullanma sünnetine niyyet ederek sakız kullanmalıdır.

-54-

Abdest Alırken Dikkat Edilecek Husûslar

Zarûret, mecbûriyyet olmadıkca aşağıdaki on şeye ri’âyet etmelidir:

1 - İki eli çolak olan, tahâretlenemez. Kolları toprağa, yüzünü dıvara sürerek teyemmüm eder. Yüzünde de yara varsa, namâzı abdestsiz kılar ve namâzlarını terk etmez.

2 - Hasta olana, zevcesi, câriyesi, çocukları, kardeşleri abdest aldırır.

3 - Taş ve benzeri ile tahâretlenmek su yerine geçer.

4 - Deli olan veyâ bayılan kimse, yirmi dört sâatde ayılmazsa, iyi olunca namâzlarını kazâ etmez. İçki, afyon, ilâc ile aklı giden, her namâzı kazâ eder. Yatarken başı ile îmâ edemiyecek kadar ağır hastalığı, yirmidört sâatden çok devâm eden kimseden, aklı başında olsa bile, namâz sâkıt olur.

5 - Halâya girmek için, husûsî şalvar kullanmak ve başı örtülü girmek müstehabdır.

6 - Halâya girerken, elinde Allahü teâlânın ismi ve Kur’ân-ı kerîm yazılı bir şey bulunmamalıdır. Bir şeye sarılmış veyâ cebde olmalıdır.

7 - Halâya sol ayakla girip, sağ ayakla çıkmalıdır.

8 - Halâda avret yerini, çömelince açmalı, konuşmamalıdır.

9 - Avret yerine ve necâsete bakmamalı, halâya tükürmemelidir.

10 - Hiçbir suya, câmi’ dıvarına, kabristâna ve yola abdest bozmamalıdır.

Abdesti Bozan şeyler

Yedi şey abdesti bozar ki, şunlardır:

 1 - Önden ve arkadan çıkan şeyler:

    a) Büyük ve küçük abdest bozmak ve yel kaçırmak.          

    b) İhtikan, ya’nî lâvman âletinin ucu ve insan parmağı, arkadan sokup çıkarılınca, etrâfı yaş ise bozar. Kuru ise, yine abdesti tâzelemek iyi olur.

    c) Erkeklerin ve kadınların idrâr kaçırmamak için önlerine

-55-

koydukları pamuk fitilin dışarda kalan kısmı ıslanınca bozulur.

2 - Ağızdan çıkan necs şeyler:

    a) Kay, ağız dolusu olursa.

    b) Tükürdüğünde, kan tükürükden çok olursa.

    c) Mi’de ve ciğerden gelen sıvı kan, İmâm-ı a’zama göre az olsa dahî abdesti bozar.

    d) Kulağa damlatılan yağ, ağızdan çıkarsa, abdest bozulur.

3 - Deriden çıkanlar:

    a) Kan, cerâhat ve sarı su yalnız olarak çıkarsa.

    b) Çiçek hastasından ve herhangi bir çıbandan çıkan kan, sarı su, gusl abdestinde yıkanması lâzım olan yere yayılırsa, meselâ, burundan gelen kan, kemikleri geçerse, kulakdan gelen, kulak deliğinden çıkarsa.

    c) Çıban ve yaradaki kanı, sarı suyu, pamukla emerse.

    d) Misvâk ve kürdan üzerindeki kan ağza bulaşmış ise.

    e) Kulak, göbek ve memeden ağrı veyâ hastalık ile sıvı gelirse.

    f) Sülük çok kan emerse, abdest bozulur.

4 - Uyumak:

Yan yatarak veyâ dirseğine, yâhud birşeye dayanıp uyursa, abdest bozulur.

5 - Bayılmak, deli olmak, sar’a tutmak veyâ yürürken sallanacak kadar serhoş olmak, abdesti bozar.

6 - Rükü’ ve secdeleri olan namâzda kahkaha ile gülmek, namâzı da, abdesti de bozar. Fekat, çocuğun bozulmaz. Namâzda tebessüm, namâzı da, abdesti de bozmaz. Yanındakiler işitirse (Kahkaha) denir. Kendi de işitmezse, (Tebessüm) denir.

7 - Mübâşeret-i fâhişe, ya’nî çıplak olarak çirkin yerlerini sürtünmek, erkeğin de kadının da abdestini bozar.

Abdest aldığını bilip, sonra bozulduğunda şübhe ederse, abdesti var kabûl edilir. Abdesti bozulduğunu bilip, sonra abdest aldığında şübhe ederse, abdest alması lâzım olur.

-56-

Abdesti Bozmayan Şeyler

Şunlar abdesti bozmaz:

1 - Ağızdan, kulakdan ve derideki yaradan çıkan kurtlar.

 2 - Balgam kusmak.

3 - Kan kusunca, başdan gelen sıvı kan, tükrükden az ise.

4 - Dişden akan kan, tükrükden az ise.

5 - Başdan gelen katı kan, çok olsa dahî.

6 - Mi’deden, ciğerden gelen katı kan, ağız dolusu değil ise.

7 - Kulağa damlatılan yağ, kulakdan veyâ burundan çıkarsa.

8 - Buruna çekilen şey, burundan günlerce sonra da geri gelirse.

9 - Birşeyi ısırınca, o şey üzerinde kan görürse.

10 - Ağrı olmadan, herhangi bir sebeble, ağlamakla ve soğan, duman, gazlar te’sîri ile göz yaşı akınca.

11 - Kadın çocuğunu emzirince.

12 - Çok da olsa terlemekle.

13 - Sinek, sivrisinek, pire, tahta biti gibi haşereler çok emseler de.

14 - Az olup, yayılmayan kan ve ağız dolusu olmayan kay ya’nî kusmak.

15 - Uyurken dayanılan şey çekildiğinde düşmezse. 16 - Namâzda uyumak.

17 - Dizlerini dikip, başını dizlerinin üstüne koyup uyursa.

18 - Ayaklarını bir yanına çıkarıp, yere oturarak uyursa.

19 - Çıplak hayvan üstünde uyursa, hayvan yokuş çıkıyor veyâ düz yerde gidiyorsa.

20 - Namâzda tebessüm etmek.

21 - Namâzda iken güldüğünü yalnız kendi işitirse, (Dahk) denir. Dahk, yalnız namâzı bozar.

22 - Saç, sakal, bıyık ve tırnak kesmek.

23 - Yara kabuğunun düşmesi ile, abdesti bozulmaz.

-57-

Abdest İçin Kolaylıklar
(Mest ve Yara Üzerine Mesh)

Mesh, sıvazlamak demekdir. İki dürlü mesh vardır:

1 - MEST ÜZERİNE MESH:

Mest, ayağın yıkanması farz olan yerini örten, su geçirmez ayakkabı demekdir. Mest büyük olup da, parmaklar mestin ucuna kadar gitmez ve mesh boş yer üzerine rastlarsa, câiz olmaz. Mestin, bir sâat yol yürüyünce, ayakdan çıkmayacak şeklde sağlam ve ayağa uygun olması lâzımdır.

Tabanı ile ayak üstü veyâ yalnız tabanı deri kaplanmış çorap üstüne mesh yapmak câizdir.

Sert olup da yürürken aşağı düşmeyen çorap üzerine mesh etmek câizdir.

Mestler, abdestsizliğin ayaklara geçmesine mâni’ olmakdadır. Ayaklar yıkandıkdan sonra mestleri giymek ve bundan sonra abdest almak câizdir.

Mesh, mestlerin üstüne yapılır. Mestlerin altına, ya’nî tabanına mesh yapılmaz.

Sünnet üzere mesh etmek için, sağ elin yaş beş parmağı, sağ mest üzerine, sol elin parmakları da, sol mest üzerine, boylu boyunca yapışdırılıp, ayak parmakları üzerine gelen ucundan, bacağa doğru çekilir. El ayaları meste değdirilmez. Meshin üç el parmağı eninde ve boyunda olması farzdır.

Mesh, elin dış tarafı ile câiz ise de, iç kısmları ile yapmak sünnetdir.

Yaş ot üstünde yürüyerek veyâ yağmur ile, mestlerin üzeri ıslanırsa mesh yerine geçer.

Mest üzerine mesh müddeti, mukîm olan için, yirmidört sâatdir. Müsâfir için, üç gün üç gece, ya’nî yetmişiki sâatdir. Bu müddet mesti giydiği zemân değil, mesti giydikden sonra, abdesti bozulduğu zemân başlar. Mestli kimse, abdesti bozuldukdan sonra yirmidört sâat geçmeden sefere çıksa, bu mestlere üç gün ve gece mesh edebilir. Müsâfir iken mukîm olsa, yirmi dört sâat geçmiş ise, mestleri çıkarıp, ayaklarını yıkayarak abdest alır.

Ayağın üç parmağı sığacak kadar yırtığı bulunan mest üzerine mesh etmek câiz değildir. Yırtık, bundan az ise, mesh câiz

-58-

olur. Bir mestin birkaç yerinde, küçük yırtıklar var ise bunlar toplanınca, üç parmak kadar olursa, buna mesh etmek câiz olmaz. Bir mestde iki parmak, diğer mestde de iki veyâ bir parmak görünecek kadar yırtık varsa, bunlara mesh edilebilir. Mesh câiz olmayan yırtık, üç parmağın ucu değil, üç parmağın bütünü görünecek kadardır.

2 - YARA VE SARGI ÜZERİNE MESH:

Yaranın, çıbanın, derideki çatlak ve yarıkların üzerine veyâ içine konan merhem, pamuk, fitil, gaz bezi, flâster, sargı bağı gibi şeylerin çözülmesi, çıkarılması yaraya zarar verirse üzerine mesh edilir.

Özr sâhibi olan, istediği zemân abdest alır. Alınan abdest ile istediği kadar farz ve nâfile kılar ve Kur’ân-ı kerîm okur. Namâz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur. Her namâz vakti girdikden sonra, yeni abdest alıp, bu vakt çıkıncaya kadar her ibâdeti yapar.

Özr sâhibi olabilmek için, abdesti bozan şeyin devâm üzere mevcûd olması lâzımdır. Ya’nî, herhangi bir namâz vakti içinde, abdest alıp yalnız farzı kılacak kadar bir zemân abdestli kalamayan kimse, özr sâhibi olur. Özr sâhibinin özrü, sonraki her namâz vaktinde bir kerre, biraz akarsa, özrü devâm ediyor sayılır.